Nuri KAHRAMAN - Anasayfa
  - Arşiv
     - MIZRAP 2009, (MIZRAP 2009)
ORDULU MÜFTÜ
1175 defa okundu,

"Ordulu müftü" ifâdesi ne kadar sıcak! Ne kadar hoş! Ne kadar sempatik!

Duygularımızı da öylesine okşuyor ki! Gözlerimiz ışıldıyor ister-istemez!

Ama, ben kökten muhâlif miyim nedir, hemen aykırılıklarım depreşiyor!

Her şeye maydanoz olacağım, limon sıkacağım ya! İşte buyurun:

.....

İSİMLER…İSİMLER…

Ordulu çok arkadaş var il müftüsü olabilecek konum ve kapasitede.

Hepsi de iyi yetişmiş, Ordu adına kıvanç duyulacak değerlerimiz.

Ama, kendi çevresinin kıymetini takdirde çok cimri davranan bir halkız.

Bununla ilgili çeşitli atasözlerimiz de var. Birini bile hatırlamanız yeter.

Bir çırpıda akla gelen isimler olarak; Fatsa müftüsü Şenel YILMAZ,

Gürgentepe Müftüsü Hacı KAHRAMAN, Ünye eski müftüsü Şâkir PİNAL,

âileden ulemâ müftümüz Kabataşlı Şemseddin YEDİYILDIZ,

hâlen Ordu müftü yardımcılığı görevlerinde bulunan Sâim ŞİRİN

ve Kemâl MENCELOĞLU beyleri ilk etapta zikredebiliriz.

Hepimizin yakından tanıdığı Ayhan OKUR, Mehmet AKYÜREK,

Muzaffer ŞAHİN ve benzeri daha nice isimler sayılabilir.

Ayrıca, İl müftülüğünden gelme Aydın İŞBAKAN hocamız zâten burada.

Daha önce Ordu'da görev yapıyorken Samsun'a atanan Sâid ALVER Bey,

Perşembe'den Bulancak'a yeni atanan Şaban SADAN Bey,

Diyânet İşleri Teftiş Kurulu başkanlarından Kemal ULUDAĞ Bey.

Hemşehrilerimizin hepsi de yakından tanıdığımız nitelikli şahsiyetler.

ORDULUDAN ORDULU!

Yıllardır Ordu gündeminde bulunmasıyla bir çok Orduludan daha Ordulu,

benim Çarşamba'lı olarak hatırladığım şu anki Piraziz Müftümüz,

sosyâl kişilik, girişkenlik ve hatipliğiyle mâruf Mesut ÖZTÜRK Bey de

Ordu Müftülüğü için düşünülebilecek isimlerin başında geliyor.

Bu isimlerin hepsi de lâyıktır ve en güzeliyle yaparlar da.

Siz bunlara başka isimler de ekleyebilirsiniz. Elbette ki vardır.

Ancak, önemli ve öncelikli olan, bu tâyin işini kendilerinin kotarmasıdır.

Birileri ve hele, irilerinin tavassutuyla geldikleri zaman çok sıkıntı olur.

En başta kendileri ve de müesseseleri için. Hep ola geldiği gibi…

                                   ORDU ve  TSUNAMİ

Gelecek olan arkadaşımız gelsin gelmeye, ama dolduruşa gelmeden gelsin!

Önce, kıyı şehri Ordu'nun zaman zaman tsunamileşen iri dalgalarına, azgın

boralarına göğüs gerebilecek çelik irâdesi olup olmadığını gözden geçirsin.

Ordu siyâsası ve de piyasası, dışardan hayâl edildiğinden çok farklıdır çünkü.

Bu anlamda, Ordulu olmanın bir avantaj olmayacağı da aslâ unutulmamalı!

Yerli yöneticiler her zaman en çok zorlanan yöneticiler olmuşlardır burada.

Yöresel yandaşçılıkla ya da kandaşçılıkla suçlana gelmişlerdir hep.

Yapılanların âdil olması durumunda bile, yorumlar çığırından çıkabiliyor.

Bizden söylemesi. Tüm bunları göz önünde bulundurup da,

"Buradaki noksanlıkların, mukaddes vazîfenin hassâsiyet ve ciddiyetinin, 

Hak katındaki vebâlinin farkındayım. Ben bu işin üstesinden gelirim!"

diyebilen her kes için Ordu müftülüğü hayırlı olsun…

EKMEK ve SU!

Biz, gelecek olan herkese aynı mesâfedeyiz. Hizmetin dâimâ yanındayız.

Her kim olursa olsunlar bizim doğal arkadaşımız ve kardeşimizdirler.

Biz Ordumuz için yalnızca ve yalnızca hayırlısını istiyoruz, o kadar.

Çünkü Ordunun artık hizmete ihtiyâcı var. Tantana ve sansasyona değil.

Ne kendi zaaf ve saplantılarının, ne de her hangi bir etkenin oyuncağı olmadan,

işin karakteriyle mütenâsip olarak adâlet, asâlet ve dirâyetle hizmet edecek

muhterem bir âlim müftü hocaya Ordu'muz ekmek ve su kadar muhtaç!

Sizce de öyle değil mi? Eğer, "çok doğru, aynen öyle!" diyorsanız;

"bu duâya hep birlikte âmin diyelim" ves'selâm…

ORDU HAYAT GAZETESİ

03.11.2009