Nuri KAHRAMAN - Anasayfa
  - Arşiv
     - MIZRAP 2009, (MIZRAP 2009)
SEVGİNİN OLDUĞU YER..
1915 defa okundu,

SEVGİNİN OLDUĞU YER…

            Yeni yeni gidip gelmeye başladığım bir berber dükkânı var. Yeni Mahalle’de bir iş hanının alt katında, iç kısımda. Beni oraya götüren Sabri ismi oldu. Bu delikanlıyla tevâfukan tanıştık. Babası kalorifer ustası. Saraycıklı. Mümtaz Usta. Meğer, bizim köyden evliymiş. O da iyi insan. Onun vâsıtasıyla oğluyla tanıştık. Edepli, saygılı, yaşından olgun bir genç. Bir vesîleyle telefon ettiğim Mümtaz usta hasta olduğunu, hastânelerde uğraştığını söyleyince, hem ücretinin kalan kısmını ödeyeyim, hem de ziyâret edeyim diye hemen yanına gittim. Baktım yatak döşek yatıyor. Hoş-beş, duâ ve biraz sohbetten sonra, sağlık-âfiyet dilekleriyle oradan ayrıldım. Mümtaz ustanın çocuklarının efendiliği de dikkâtimi çekti.

Daha orada Sabri’ye, çalıştığı yer yakın olması hasebiyle uğrayabileceğimi söylemiştim. Nitekim bir-kaç gün sonra geçerken uğradım. Ben vardığımda yemeğe çıkmıştı.

Ustaları onun yokluğunda dürüstlük ve efendiliğine vurgu yaptılar. Demek ki gözlemlerim doğruydu. Bu zamanda, evine-barkına bağlı, anne-babasına, ustalarına ve büyüklerine böylesine saygılı, problemsiz gençler bulmak zor. Herkes ondan memnun. Namazını da kılıyormuş. Bravo. Tekrar tebrik ediyorum. Yüce Rabbim yolunu ve bahtını açık eylesin.

            Daha sonraki günlerde bizim Yûsuf’un saçı kesilecekti. Hem berâber biraz dolaşalım diyerek, yakınımızdaki her zaman gittiği berbere değil de bu defâ Yılmaz Berber’e götürdüm onu. Onun da canına minnet. Zâten gezmek için takılmıştı bugün bana. Hafta sonu. Okul da yok nasılsa. Güle oynaya caddeleri sokakları geçip geldik ve selâmla girdik içeri.

            Dükkânın sâhibinden başka Mustafa adlı bir usta daha var. Genellikle onunla muhâtap oluyoruz oraya varınca. Çünkü her vardığımızda onu orada bulduk. Bu kez de bizi tebessümle ve selâmımızı güzelce alarak karşıladı. Biraz hâl-hatırdan sonra;

Hocam sizi daha yakında tıraş etmiştik.

Doğru, bu defâ bu delikanlı tıraş olacak!

Öyle mi, gel bakalım delikanlı. Tıraşın nasıl olacak?

3 numara!

Tamam, anlaşıldı.

Biz bir yandan sohbete devam ettik. Daha bir-kaç dakîka olmamıştı ki Yûsuf Kerem;

-     Baba, bundan sonra hep bu berbere gelelim. Ben burayı sevdim!

Çocuğa bunu biz söyletmiş değiliz. Sonra öyle bir soru ve konu da yoktu ortada. Çocuk bir şeyler fark etmiş ve bunu kendiliğinden seslendirme ihtiyâcı duymuş. Başta Mustafa usta olmak üzere oradakilerin de hoşuna gitti bu değerlendirme. Çok memnun oldular. İltifattan kim hoşlanmaz ki?!

BERBERDEKİ TAKVİM

      Ben de o arada tâ geçen gelişimde dikkâtimi çeken takvime doğru yönelmiştim. 6 yapraklı takvimin her sayfasında Ârâ GÜLER’den fotoğraflar ile ustasından tablolar ve her fotoğrafın altında da fotoğrafla mütenâsip olarak seçilmiş sözler var. İlk sayfadaki söz de sanki bizim buradaki hâlimizi ifâde ediyordu. Söz şöyle:

Sevginin olduğu yerde hayat vardır. Mahatma GANDİ

Bu yapraktaki fotoğrafın sağ alt köşesinde; “Zeyrek’te, eski mahalle sokağında keten helva satan adam. 2002” dip notu var.

Keyifler değildir yaşamı değerli yapan.

Yaşamdır, keyif almayı değerli kılan!

George Bernard Shaw

Anadolu Kavağı’nda balıkçılar ve balık ağları. 2002

Yaşam geriye bakarak anlaşılır, ileriye bakarak yaşanır.

J.Keth Moorehaed

Rumeli Hisarı’nda bahar. 1996

Ya ümitsizsiniz, ya da ümit sizsiniz.

Ya çâresizsiniz, ya da çâre sizsiniz!

Behçet NECATİGİL

Çengelköy Sâhili’nde çocuklar ve vapur. 1998

Rüzgârın nasıl estiği fark etmez.

Farkı yaratan, yelkenlerinizi nasıl açtığınızdır.

Vera Peiffer

Düşünen işçi. Zeytinburnu 1996

Dün geçti gitti.

Dün gibi, dünün sözü de geçti.

Bugün yepyeni bir söz söylemek gerek. 

M.C. Rûmî

Beyoğlu Mevlevîhânesi’nde mevlevîler 2000

Derken, o arada Yılmaz usta geldi. Selâm verir-vermez

Hocam, teşekkür ederiz. Geçen geldiğinde takvimler bırakmışsın. Sağol.

Estağfirullâh. Biz de senin takviminden istifâde ediyoruz. Gerçekten fotoğrafları ve sözleriyle kalite bir takvim. Daha geçen gelişimde dikkâtimi çekmişti.

Her sene bu firmadan özellikle istiyorum takvimlerini. Gerçekten özenilmiş, çok farklı ve güzel oluyorlar.

Çok haklısın. Çaya teşekkür. İşimiz de bitti herhâlde. Hadi Allâh’a ısmarladık. Bu arada Aşûre günümüz de mübârek olsun. Yüce Rabbimiz Kerbelâ benzeri her türlü felâketleri tekrar yaşamaktan tüm İslâm Âlemini korusun. Kötülere, nifakçı ve bozgunculara fırsat vermesin. Aşûre tatlısı kıvâmında günler yaşamayı nasîp etsin inşâllâh! Tekrar görüşmek üzere…

 

ORDU HAYAT GAZETESİ

27.12.2009