Nuri KAHRAMAN - Anasayfa
  - Arşiv
     - MIZRAP 2010, (MIZRAP 2010)
KÂMURAN KARDEŞİN HATIRLATTIKLARI
1180 defa okundu,

KÂMURAN KARDEŞİN HATIRLATTIKLARI

Bildiğiniz gibi bu köşede takvimleri çok konu ediyoruz. Önemsiyoruz da ondan elbette. Hattâ, her yaprak her gün arkadaşlar arasında, evde, iş yerinde ya da misâfirliklerde okunsa, sonuçta ortaya anlamlı bir iş çıkar demek istiyoruz. Sohbetten öte bir muhabbet, kaynaşma, bilgi ve kültür ortamı oluşur.

İşte dün sabah çarşıya indiğimde İmam-Hatip Lisesi Câmii önünde park ettim. Bir yere uğrayıp dönecekken, takvim aklıma gelince bagaja yönelip kalan takvimleri aldım. İlk dükkândan ziyârete başladım:

Es’selâmü aleyküm. Hayırlı işler! Fazla takvim var da, isterseniz verebilirim!

Aleykümselâm hocam, buyurun. Bir çayımızı alın. Neskafe de olabilir.

Daha önce de buraya geldiğimi hatırlıyorum. Hattâ bir demlik tâmiri yaptırmıştık. Şu genç vardı gâlibâ. Siz yoktunuz.

Evet, doğrudur. Ben yurt dışındaydım. 6 sene Japonya’da kaldım.

Köyünüz neresi, adınız neydi?

Köyüm Koşaca! Adım Kâmuran. Hocam, ben sizi tanıyorum.

Öyle mi? Doğrudur. Mâlum, buralarda öğretmenlik yaptım zâten.

Hayır oradan değil. Daha çok pilâv gününden tanıyorum. Bilmem şimdi yapıyor musunuz yine. 2001 yılıydı gâlibâ, bir arkadaşla katılmıştık. Eskipazar Câmii avlusunda olmuştu. Çok sıcak bir gündü. Buradan tâ oraya yürüdük. Avludan içeri girer girmez bir serinlik vurdu yüzümüze. Tatlı, serin bir gün geçirdik. Program bitip avludan çıktığımızda sıcak bizi kavurmaya başladı yeniden. Arkadaşla kendi aramızda, o topluluğun ve havanın güzelliğini konuştuk.

Pilâv yiyemediniz miydi yoksa?!

Yedik hocam. İkramlar çok iyiydi. Program da.

Serinliğe gelince; tabiî, Peygâmberimizin(SAV)  de bildirdiği gibi, “Cemaatte rahmet vardır. Allah'ın kudret eli (yardımı) cemaat üzerinedir.”

Çok doğru hocam. Elbetteki onun bereketi. Siz bir de Peygâmberimizle ilgili bir program yapmıştınız. Çocukların icrâ ettiği bir kutlu doğum programıydı. Oraya da katılmıştık. Yine öyle programlar olursa haberdar edin, katılalım. Çok güzel oluyor. Allâh (CC) râzı olsun.

Bahar ya da yaza doğru inşâllâh, sizin bu beklentinizi bir görev telâkkî ederek gündeme getirmeye çalışalım. Her neyse; takvim meselesine gelelim. Takvimimiz çok güzel. Üzerindeki reklâm hiç önemli değil. Bu takvim bir kelime bile öğrenmemize vesîle olursa kârdır. Hem sizin için, hem de bizim için!

Bakın, ben şurdan beri geldim, takvim bahânesiyle tanıştık. Siz eskilerden bahsettiniz. Bunlar benim unuttuğum şeyler. Hatırlattığınız bu güzel şeyleri yapmaya beni sevk ve muvaffak eden, lûtfeden Rabbime sonsuz şükürler olsun. Yarın öbür dünyâda kıyıdan, köşeden böyle iyilikler güzellikler umulmadık yerlerden çıkıp gelirlerse ne kadar seviniriz kim bilir o dehşetli günde?! Bundan dolayı, çok küçük de görünse hiçbir iyilik ihmâl edilmemeli ve de hafife alınmamalı. Bence takvim de öyle. Değil mi kardeş? Kim bu delikanlı?

Çok doğru söylüyorsun hocam. Ben dâmatlarıyım. Adım Necâti.

Mâşâllah. Allâh (CC) ömrüne bereket versin.

Evet, dâmâdım. Benim iki kızım var; bir de oğlum. İşte bu; adı Ergin.

Allâh bağışlasın. Rabbim hepsinin de güzel günlerini göstersin… Âmin..

Mukadder kardeş; bakınız, bu sabah ben bugünün yaprağını okdum. Hoşuma gitti. Devamı yarının yaprağında. Onu da koparıp okudum. Hattâ defterime yapıştırdım. İşte bakın. İsterseniz okuyalım. Güzel bir hâtıra olur.

Gerçekten de güzelmiş Sultan Yahya’nın hikâyesi hocam. Allâh râzı olsun.

Daha sonra, sanatkârlık ve alın teriyle kazanmanın güzellikleriyle ilgili bir hadis vardı, defterden onu okuduk. Dâmâdı da, oğlu da bizleri baştan sona güzelce dinlediler. Ağırbaşlı ve edepli gençler ikisi de. Kâmuran Kardeş de sevecen ve sempatik. Neskafeden çok onların sıcaklığıydı bizi uzun sürede orada tutan. Allâh hepsine de selâmetler ihsan etsin. Çelik-çocuğu ve sevdikleriyle berâber hayırlı, uzun ömürler, sonsuz mutluluklar bahş’eylesin. Âmin.

Bu duygu ve düşüncelerle AKKAYA TİCÂRET’ten ayrıldık. Eski güzel hatıraların getirdiği hoşluk ve tatlılıkla bir-kaç yere daha uğradık. Hâlleştik, hasb-i hâl ettik. Yapılan şeyler bir yerlerde yankı buluyordu. Daha bu dünyâdayken bunlarla karşılaşılması çok güzel.

Yüce Rabbim, hayırlı, güzel hâtıraları çoğaltmayı, hep berâber, daha nice güzellikleri kardeşâne paylaşmayı, öbür dünyânın da güzelliklerine hep birlikte ulaşmayı nasîp eylesin ves’selâm… 

 

ORDU HAYAT GAZETESİ

19.01.2010