SEVGİYE DOĞRU…
Sevgi, sevgili bir kelime; güzel kelime, hoş kelime. Samanlıkları seyrân eden, insanı ünsiyete hayran eden bir kelime. Ünsiyet ünsden, üns insandan. Dolayısıyla insan ünsiyetli varlıktır. O ölçüde insandır. Rabbim kimseyi hayırlısından olmak üzere ünsiyetsiz, sevgisiz ve de sevgilisiz bırakmasın. Kâinat sevgi üzerine dönüyor zîrâ. Gerçek âşıkların aşkına dönüyor. Ne mutlu kâinâtın döndüğü sevgi eksenini farkedip ayak uydurmaya çalışanlara! Muhabbet denilen şey de odur aslında.
Sevgisiz olan şey donuktur, zorlamadır. İnsanın tabiatına aykırıdır. Sevgisiz iş sakattır. Sevgili kölelik, sevgisiz özgürlükten yeğdir. 80’li yıllarda kaleme aldığımız aşağıdaki dörtlük tam olarak bunu mu söylüyor acabâ:
SEVGİ
Sevgi kelimesinde hayat veren bir sır var
Onsuz olan her işte mutlakâ ki kusur var
Özgürlük istemeyiz, tutulmuşuz bir aşka
Hayâtından çok memnûn;nice böyle esir var
Evet, onu söylüyor gibi. Yarın sevgililer günü. Bizim öyle takıntılarımız yoktu şimdiki çocukların yaşadığı çağlarımızda. Geldiğimiz bu noktada bakıyoruz; soldan sağa, merkezden uca, tüm basın-yayın sevgililer günü diye bas bas bağırıyor. Herkes uygun adım gidiyor. Çevremiz kuşatılmış. Özel programlar, ilâve gazeteler, kampanyalar; gırla gidiyor. Her sektörde bu güne özel söylemler var. İyi ki böyle bir şey var. Yoksa piyasanın hâli n’olacaktı?!
Aşk ve sevgi konusu çok geniş ve derin. Oraya çok dalarsak çıkamayabiliriz. Şimdilik bir iki şiirle yetinelim. İlki 80’li yıllara, diğeri bir-kaç yıl öncesine âit.
Aşk anlayış ve algılamasıyla ilgili değerlendirmelere, Münevver-Cem ekseninde zâten girmek istiyorduk. Bu günkü yazdıklarımız bir giriş mâhiyetinde olacak. İşte şiirler, beğeneceğinizi umarım:
YANMAK
Düşünce aşkına yârin
Elbet bu dil bu dil yanar
Gündüz çöl çöl lâv lâv kaynar
Gece kandil kandil yanar
Gurbet kâlbe sokulmuştur
Sıla akla takılmıştır
Ufuklara çakılmıştır
Gözler mendil mendil yanar
Canlar veririm uğrunda
Değil yârin umûrunda
Dertli günlerin bağrında
Rüzgâr efîl efîl yanar…
BEŞER
Sevgi budur dostlar, aşk budur işte
Kader düş demiştir, nâçâr düşersin
Ama bir yokuşta, ama inişte
Gelir bulur seni, sen de şaşarsın
Yaşayıp giderken kendi hâlinde
Her zaman her şeyler olmaz elinde
Bir ücrâda, bir gülüşün gülünde
Kâlbin ıtırlanır, hadden aşarsın
Bir mecnunsun artık sevdâ çölünde
Demlersin aşkını hasret külünde
Âhın şebnemleşir seher yelinde
Sellere boğulur bahre taşarsın
Dökülür dilinden hep Leylâ Leylâ
Bir an durmaksızın aynı vâveylâ
Çırpınır yüreğin Mevlâ, Yâ Mevlâ
Şâir, netîcede sen bir beşersin!..
Eğer gerçek bir sevgi, ya da sevginin gerçeği peşindeyseniz, Allâh’tan isteyin. O size hayırlısını nasîp edecektir. Sâdece duygu ve düşüncelerinize güvenirseniz yanılabilirsiniz. Yeterki özlenen olsun, hayırlısı olsun da, zamanı o kadar önemli değil.
BİRGÜN
Özlenilen sevgili bir gün gelir mi geri?
Tekrar iâde için o güzelim günleri!
Hiç fark etmez, bir gelsin; yeter ki bir gelsin hey
Alacakaranlıkta veyâ akşamüzeri!
Ne demişler; “geç kaldın desinler, geçmiş olsun demesinler!” ves’selâm…
ORDU HAYAT GAZETESİ
12.02.2010