ORDU’YA İLÂHİYÂT YAKIŞIR!
Sizce de öyle değil mi sevgili okurlar? Siz söyleyin; yakışmaz mı?
Her şey yakışıyor bu şehre de İLÂHİYÂT neden yakışmasın ki?
Güzel Ordu isminin yanına İlâhiyât ismi çok güzel düşüyor inanın!
Hem, neyimiz eksik? Yerimiz mi yok, yurdumuz mu, imkânımız mı?
Rabbim neyi esirgemiş ki şu güzeller güzeli, verimli memleketten?
Gücümüz-kuvvetimiz mi yok; insanımız mı, irfanımız mı, iz’anımız mı?
Yoksa îmânımız mı? Biz o kadar zayıf mıyız? Hayır, aslâ! Arzedeyim:
Ordu Müftülüğümüzün, geçtiğimiz Çarşambalar arası 8 gün devâm eden,
BÖLGE YATILI KUR’AN KURSU yararına düzenlediği son KERMES
bizler ve tüm halkımız için yepyeni bakış ve ümitlerin kaynağı oldu.
İşte böyle, insanlarımıza güzel hedefler gösterilip öncülük edilince, nelerin
yapılabileceği noktasında yeni fikir, proje ve arayışların kıvılcımı oldu.
Ve, “Ey öndekiler, suç sizde, bu millet büyük, siz nerdesiniz?” dedirtti!
O kermesin, maddî gelirden çok mânevî katkısı oldu bize ve şehrimize.
Arı kovanı misâli gece-gündüz çabalayan hocahanımlar ve öğrencileri kadar
diğer personellerin fedâkârâne gayretleri de gözden kaçacak gibi değildi.
3 liralık hizmet alıp 50 lira ödeyenler vardı müftülük yetkililerinden.
Belki inanmayacaksınız ama benzerlerine ben de çok şâhit oldum.
Öylesine bir gönül seferberliği söz konusuydu. Bereketi de ona göre oldu.
* * *
Değerli dostlar! Ordu Üniversitesi’nde öğrenci sayısı 10 bine yaklaştı.
Bir sürü bölüm, birim ve kulüpten sonra 6 YENİ BÖLÜM’den söz ediliyor.
2010 ORDU ÜNİVERSİTESİ İÇİN ATAK YILI OLACAK deniliyor.
Bir gün bir de bakmışsınız, İLÂHİYÂT FAKÜLTESİ açılıvermiş Ordu’ya!
BÖLGE KUR’AN KURSU’nun temelinin atıldığı o güzel bahar gününde,
ODÜ’nün sırtını yasladığı tepelerin, bakınca şehri kucaklayan bir noktasında
bir yerlerde böyle hayâller kurdum Ordumun ve yurdumun geleceğine dâir.
Biri arsa bağışlamış, biri yapımını üstlenmiş. Bir yerlerde bir şeyler olmuş!
Vatandaş coşmuş, VEKİLLER koşmuş! Ya da vekiller coşmuş, vatandaş koşmuş!
* * *
Olamaz mı? Neden olmasın?! Olur, olacak ve de olmalı! Hem de gecikmeden!
Bu iş kime düşüyorsa başlasın işe. İhtiyâç nispetinde vebâl de son derece büyük!
Ordu ülkenin orta yeri, bölgenin de. Ortadaki Kuzey-Güney yolunun bir tarafıyız.
Samsun’da, Sivas’ta, Rize’de var en yakın olarak. Trabzon ve Giresun’da yok.
Sâhil boyu bâzı büyük ilçeler de tâlip olabilir böylesi güzel bir projeye.
Her anlamda en müsâit ve şanslı olan biziz. Ancak, erken davranmalıyız.
Bunu sâdece bir din görevlisi ihtiyâcı olarak görmemeli. Din her şeydir.
Toplumdur. Onun rûhu, kültürü, târihidir. Ahlâkı, sanatı; edebi, edebiyâtıdır.
İlâhiyât Fakülteleri, Profesör vs. Hocaları, öğretim elemanları ve tüm ekipmanı,
enstitüleri, akademileri, konferans salonları, kütüphâne, atölye, arşiv, şadırvan,
câmi, minâre vs. tüm bölüm ve birimleriyle güzel bir külliye olarak, bulunduğu
yer için başlıbaşına bir ilim-irfan-kültür ocağı, gerçek bir ışık kaynağıdır.
Gitgide yalnızlaşan insanlık ve büyüdükçe tedirginleşen şehir hayâtımız,
âilemiz, çocuklarımız ve de geleceğimiz için her anlamda bir gerekliliktir.
Tabiî, mâcerâlı ve bol filimli değil de olumlu, ılımlı, ilimli bir hayât istiyorsak.
Asıl ve en önemlisi, kendimizin ve çocuklarımızın ebediyetini düşünüyorsak…
* * *
Sevgili dostlar, Güzel ORDU için görülen bu GÜZEL rüyâya ne dersiniz?
Elbette ki güzel buluyor, güzele yoruyor ve ÂMİN diyorsunuz. Öyleyse,
İNŞÂLLÂH diyor, MÂŞÂLLÂH diyeceğimiz günleri de görmeyi diliyoruz.
Bu yazdıklarımız, etkilisiyle-yetkilisiyle tüm ilgililere,
vekillerimize ve de tüm asillere, hepimize bir arzuhâl olsun.
Gönüllerimiz cumâ neşvesiyle, ufuklarımız ilim şûlesiyle,
hayâtımız ve de memâtımız îmân neşesiyle dolsun ves’selâm…
ORDU HAYAT GAZETESİ
22.04.2010