Nuri KAHRAMAN - Anasayfa
  - Arşiv
     - MIZRAP 2010, (MIZRAP 2010)
YOLLA UÇURUM ARASI
1112 defa okundu,

YOLLA UÇURUM ARASI

Geçen hafta olan kazâ bir ay içerisinde 3.süydü. Demek ki bizim toplumumuz iyice lâçkalaşmış. Ruh disiplini diye bir şey olmadığı gibi, ibret almak da yok. Aynı yerde daha önce yine kazâ olmuş. Daha dün denecek zamanda aynı güzergâhda bir servis kazâsı daha meydana gelmişti.

Nereden bakarsanız bakınız, bu ve benzeri olaylar insanlık kimyâmızın bozulduğunun dışa vurumudur. Bunlar işin maddî boyutu. Mâneviyât âlemimizde ne büyük felâketler tezâhür ediyor; ne yazık ki onu yalnızca öbür dünyâda test edebileceğiz! Ama, o zaman iş işten geçmiş olacak. Öyleyse bu olaylardan her anlamda sonuçlar çıkarmalıyız.

Rabbim, her türlü ve bilhassâ ebedî felâketlerden korusun. Hiçbir âileye ve  çocuklarımıza böyle olaylar yaşatmasın.

Bir imtihan olarak böyle durumlar yaşatırsa, gidenlere îmanla gitmeyi, kalanlara da ölçüyle ve sabırla kalmayı nasîp eylesin…

Elif Büşrâ ve âilesini tanımıyorum. Hiç görmüş de değilim. Basına aksettiği kadarıyla tanıdım. Bilhassâ ödevlerdeki ifâdeler bizler için bir tesellî ve yegâne ümit oldu. Hepimiz erinde-gecinde gideceğiz. Rabbim cümlemize îmanla göçmeyi nasîp eylesin. Onun dışındaki her şey yalan, sanal ve de anlamsız. Orada zerre geçerliliği yok. Yalnızca Hak, yalnızca îman. Allâh hepimizin yardımcısı olsun. Sonsuz ayrılıklar, mutsuzluklar ve de hicranlar yaşatmasın.

Bu çocuğumuz için bir Yâsin okumak geldi içimden. Okudum ve duâ içerisinde adını özellikle andım. Çünkü o hepimizin evlâdı. Bizim eserimiz. Kurbansa,bu, trafik olayının da çok ötesinde, toplum olarak hepimizin genel lâçkalığının ve de vurdumduymazlığının kurbanı. Mevlâ rahmet eyleye. Bizlere de ibret almayı, sorumluluklarının ciddiyetinin farkına varmayı nasîp eyleye.

Duâyla kalmayıp, bir de şiir yazdım. O, bildiğiniz ve alışık olduğunuz Akrostiş stilinde. Demek ki etkilenmişiz. Hepimiz böyle olaylarla karşılaşabiliriz. Gerçekten zor bir durum. Rabbim göstermesin, gösterirse de sabrını vererek yardım eylesin…

Yakınları “BAHAR GÖZLÜ ELİFİMİZ GİTTİ!” diyorlar.

Ben de o pencereden baktım:

BAHAR PENCERESİ

En beklenmedik anda kapıp götürür rüzgâr

“Lâ havle” demeye bile fırsat kalmaz güzelim!

İşin hakîkâtini anlayamadan daha;

Fasl-ı hayât kesilir, sazlar çalmaz güzelim!

 

Beşikleri süslersin, şenlersin gönülleri

Ümitlere açılır, geçersin bülbülleri

Şarkı olur dillerde kül edersin gülleri

Revân olur gidersin; kader salmaz güzelim!

 

Âh ettirir hem bize; yola düşer gidersin

Bekliyorken gelmeni, dağ-taş aşar gidersin

İyiler diyârına, durmaz, koşar gidersin

Nûr gönüllü olanın gülü solmaz güzelim!

 

Dedin gitmeden önce; “SABIR, TEVEKKÜL” gerek

“ALLÂH, RASÛL” diyene, tüm gidişler bal-börek

Şükür, îmânımız var; Cennette düğün-dernek

Allâh’a güvenenler mahrum olmaz güzelim…

 

Sabır zor; amma lâkin, güzel olur meyvesi

En zoru, ayrılığın beklemeden gelmesi

Lâkin anne-babanın daha ağır hissesi

Allâh yardım etmezse, çile dolmaz güzelim…

           

Mukadderât, neylersin; bize düşen rızâdır

Vefât, vefâ demektir; bahânesi kazâdır

En kötü şey isyândır; çünkü Rable nizâdır

Rûhu alan, verendir; canlar ölmez güzelim…

 

Ahirette inşâllah erersin murâdına

Hâlisâne duâlar yetişir imdâdına

Melekler fer verirler koluna kanadına

Er-geç herkes gelecek, sanma gelmez güzelim…

 

Tabut aldı götürdü; şimdi topraklardasın

İslâmın çiçeğisin, yeşil yapraklardasın

Lâilâhe illâllâh diyen dudaklardasın

Elbet îmanı olan, darda kalmaz güzelim…

Ölümler, ölmeler, öldürmeler, zulümler, cinâyetler, kazâlar, sorumsuzluklar, başıboşluklar, vs. vs. Nereye gidiyoruz? Bu işe ve böylesine gidişe bir dur demenin zamânı artık gelmiş olmalı!

Yüce Mevlâ yavrumuza, her iki ismi gibi güzel, anlamlı, müjdeli, mutlu bir sonsuz hayât, arkada kalan anne-babası, yakınları, öğretmenleri, arkadaşları ve sevenlerine de sabırların en güzelini nasîp eylesin ves’selâm…

 

ORDU HAYAT GAZETESİ

27.04.2010