BOZTEPE Mİ, TELEFERİK Mİ?
Önceki gün alt geçidin oradan Şadırvan’a kadar yürüdüm. Doyum olmuyor doğrusu.
Ordu şehri güzel şehir sevgili dostlar. Güzeller içinde bir güzel ki; emsâli az bulunur.
Tatlı, güzel bir Mayıs sabahı. Ayın ilk hafta başı. Yollar erguvan, sâhiller rengârenk.
Rabbim tüm nîmet ve güzellikleri bahşetmiş. Toprak, su, hava, deniz, yeşil, mâvi, mor.
Yapraklar, çiçekler canlanmış. Sokaklar, parklar cıvıl cıvıl insan kaynıyor.
Bir yanınızdan çeşit çeşit, renk renk arabalar geçiyor, her coğrafyadan ayrı selâmlarla.
Deniz ufuklarıyla, uzak ülkelerin esintileri, kardeş bölgelerin hayâlleri birbirine karışıyor.
Onlarla yarışırcasına sporcular ve konforun göstergesi obezler geçiyor diğer yandan.
Ayrıca sağlık adına, dinçlik ve genç kalmak adına adımlayanlar da yok değil sâhilleri.
Bülbül Deresi hârikulâde. İki yanına döşenen eski tip yeni taşlar da çok yakıştı hani.
At kestâneleri de çınar gibi durunca, romantikle otantik güzel bir terkip oluşturuyor.
Biraz ötesi masmâvi deniz. Boğaz Köprüsü’nün gibi gibisinin gibisi bile güzel…
Oradan yola dönüp ilerilere bakınca, Boztepe çıkıyor karşınıza; yemyeşil elbisesiyle.
Eteklerinde yer yer beton, yer yer kiremit örtülü kargir binâlar. Meyveler çiçeklenmiş.
Hâsseten, bahçeli evler esrârengiz bir çeşni katıyor şehrin havasına. Ama, nereye kadar?
En çok da Boztepe’yi merak ettim o an; acâba bu yeşillerinin ömrü ne kadar diye!
Derken, dün gazetemizde BOZTEPE BETONLAŞIYOR diye bir başlık. Sanki,
içimi okumuşlar da manşet yapmışlar gibi. Endîşeler örtüşüyor demek ki. Çünkü,
kimsenin şu “çağ, teknik, entel” kelîmeleriyle ifâde edilen şeylere güveni kalmamış!
Ülkemizde, bilhassa yöremizde uygulandığı kadarıyla, tüm bunlar BETON demek!
Bizim yeşilden, yeşilliklerden bıkmış gibi bir hâlimiz var. Şu sokaklara bakınız lütfen!
Şu evlere, şu caddelere, kaldırımlara. Her yer araba işgâli altında. Park meselesi ciddî.
Binâlar yapış yapış; sıkışık. Nefes alacak yer yok. Aralarından hava bile geçemiyor!
Nasıl bir îmar plânıysa, nasıl şehirleşmeyse; yeni yerleşimler de aynı tarz devam ediyor!
Eski tas, eski hamam ne güzel yürüyüp gidiyor işte; işler ne güzel! Daha ne olsun?!
Hangi işiniz geri kalıyor ki? Geri kalmıyor belki ama biz biraz ileri gitsin istiyoruz!...
Gerçekten, Selimiye’nin yukarılarına doğru manzara hiç de iyiye yorulacak gibi değil.
Eğer böyle devâm edecekse, BOZTEPE yüzüne bakılacak olmaktan çıkacak gibi sanki.
Nitekim, bu gidişle güzelim BOZTEPE, bir plânsızlığın kurbanı olacak gibi gözüküyor!
Bu tepe böyle kalamaz. Bırakmazlar! Ama, hiç olmazsa yapılanlar bir şeye benzese!
Şimdi teleferik de yapılıyor. Yukarılara doğru çıkarken hangi yüzümüzü izleyeceğiz?
Kendimizi aynada nasıl görmek istiyoruz? Abur-cubur, pejmürde ve de karmakarışık mı?
Yanımızda misâfirlerle çıkarken, utanacağımız bir manzara mı görmek istiyoruz?
Bir çok ülkede uçaklar ve teleferikler o yörenin foyasını çıkarırlar meydana! Nasıl mı?
Otobüsle sizi güzel yerlerden götürürler. Geniş caddeler, parklar, bahçeler, bulvarlar vs.
Ama uçağa binip yükselirken ya da teleferikle kuşbakışı gerçek manzarayla karşılaşırsınız!
Özellikle, Boztepe misâli tepeler ve yüksek yerler, her ne hikmetse hep perişandır.
Boztepe’de de buna meydan verilirse, hem orada oturanlar için sağlıksız bir şey olur,
hem de şehir adına onun müktesep imajını tersyüz eden bir tâlihsizlik yaşanır.
Buna meydan vermemek; bağlı-bahçeli, bol ağaçlı, düzenli yerleşimler sağlamak gerek.
Yoksa, yazık olur teleferiğe, Ordu’ya ve de Ordulu’ya. Lütfen sevgili yetkililer…
“Boztepe’ye çıkmalı; şu Ordu’ya bakmalı”
Söz sâhipleri artık; inadı bırakmalı…
Rabbimizin ikrâmı bu güzel şehir için
Hep elele vermeli; hırsı, kini yakmalı…
Sevgili dostlar. Bu gün günlerden Çarşamba. Meselâ, pazara gelen hemşerilerimizle,
Hep berâber, herkes şöyle teleferikle bir Boztepe keyfi yapmak isteyecektir mutlakâ.
Oradan bakınca herkes örnek bir manzarayla karşılaşmayı arzu edecektir doğal olarak.
Kaldı ki bu gün bir çok köylerimiz bile, şehirle, plân, program ve düzen yarışındadır.
Şehirdekilerden çok daha güzelleri en ücrâ yerleşim birimlerinde karşımıza çıkmaktadır.
Dolayısıyla, tüm ilgililer çok daha titiz olma durumuyla karşı karşıyalar.Sözün özü; en az, TELEFERİK kadar, BOZTEPE’nin îmârı ve de ORDU’nun imajı da çok önemli…
Hem TELEFERİK, hem BOZTEPE; ve de her şeyler, güzel ORDU için ves’selâm…
ORDU HAYAT GAZETESİ
04.05.2010