
FETİHTEN AÇILIMA
GEÇMİŞE GAZEL
Bir târih boyu hep güneşe koştuk
Karanlık doğmadı hiç batımızdan
Mazlûmlar bizlere hasret çekerler
Zâlimler titrerdi karaltımızdan
Yediden yetmişe yönler Allâh'a
Küfür geçemezdi hiç hattımızdan
Âfâkı kaplayan göz geçirmezler
Tozdu, dumandılar hep atımızdan
Allâh aşkından hey, cihad aşkından
Su gibi akardı yer altımızdan!
Gidip renk-âhenk verdiğimiz yerler
Huzûra yol buldu san'atımızdan
Nedense, gün geldi, pek garipleştik
Şer nasipleniyor saatımızdan
Sen dön yine bize ey yüce duygu
Biz dönemiyoruz inadımızdan!
Nûri KAHRAMAN
Yorum:O demler yine gelmez mi...R. GÖK www.yenikalemler.net
Azizim Nuri bey, Mehmet Akifimizin mısralarını düşürdün aklıma: Bir zamanlar biz de millet, hem nasıl milletmişiz / Gelmişiz dünyaya milliyyet nedir öğretmişiz. Milletimizin o ihtişamlı zamanlarına yeniden döneceğine inananlardanız. Çünkü, bir Batılının dediği gibi, bir kere gerçekleşen bir kere daha niye gerçekleşmesin? Samiha Ayverdi de o kutlu müjdeyi yıllar öncesinden vermemiş miydi: Gene aynı kan, aynı insan, tekrar o devridaim macerasına dönüp, yine çekirdeğe zuhur emrini vermek yolunda için için demlenip yeni bir kıvama hazırlanmaktadır. Tarih : 17.03.2010 23:33:01
Bu gün sizlerle 80’li yıllarda yazdığım bir şiiri paylaşacağız. Yanda da gördüğünüz gibi, bu bir fetih şiiri. Fetih deyince akla gençlik geliyor. Gençlik ve Fetih kavramlarını, yanyana birlikte telâffuz edince de Mayıs. Hem bu aya, hem de bu şiiri güzel bir resim ve yorumla tâkipçilerine sunan www.yenikalemler.net’e ve ekibine cemîle olmak üzere buraya alıyorum.
Sizlerin de beğeneceğini umuyor, baharın getirdiği canlılıkla yaza yürüdüğümüz şu günlerde rûhumuzu güzelliklere ve fetihlere doğru kanatlandırıp millî-mânevî açılımlara ulaşalım inşâllâh diyorum. Ne de olsa, gündem olarak da hep açılımlardayız! Fetih de, şiir de özü îtibârıyle açılımdır. Şimdi burada, müsadenizle, yorum sahibi ilgili arkadaşa seslenmek istiyorum:
Sevgili Rıdvan Bey Kardeş. Şahsınız ve siteniz olarak bu şiirimize gösterdiğiniz ilgi, eklediğiniz resim ve altına serdettiğiniz düşüncelerinizden dolayı çok teşekkür ediyorum. Yorumunuza gelince, inancımız elbette ki öyle. Elbette ki gelir o demler yine. Lâkin, bu da, ilâhî cilve ve de imtihan gereği bir gayretin, sancının, kıvranışın, her şeyden önce yakarışların, sızlanmaların ve de bunların sonucu bahşedilebilecek bir lûtfun ürünü olacaktır. Nitekim, Ra'd sûresindeki 11. âyeti hatırlayalım:
"…Şüphesiz ki, bir kavim kendi durumunu değiştirmedikçe Allah onların durumunu değiştirmez. Allah, bir kavme kötülük diledi mi, artık o geri çevrilemez. Onlar için Allah'tan başka hiçbir yardımcı da yoktur."
Bir yazarın röportajında okumuştum; yazar orada şöyle diyordu: "Ben, ağlayanlara hep gülerdim; ağlamakla nereye varılır diye. Ancak, şimdi anlıyorum ki, bir şeye ulaşmak için önce ağlamak gerekli.
Binâenaleyh; bizim de, şiir diliyle yapmaya çalıştığımız ve sergilediğimiz de, bundan başka bir şey değil gibi görünüyor ves'selâm…
ORDU HAYAT GAZETESİ
05.05.2010