Nuri KAHRAMAN - Anasayfa
  - Arşiv
     - MIZRAP 2010, (MIZRAP 2010)
ŞEHİTLERİN KANINDA GEMİ YÜZDÜRMEK
796 defa okundu,

ŞEHİTLERİN KANINDA GEMİ YÜZDÜRMEK!

Söylemesi, demesi, haberleştirmesi kolay.“Vatan-Millet-Sakarya, Şehid” de güzel edebiyât!

Ama, gel sen bunu bir de şehid analarına, babalarına, çocuklarına, eşlerine ve yakınlarına sor!

Yüreği gerçek sevgilerle yananlara, gece-gündüz, insanlarımızın mutluluğu için koşanlara sor!

Her fırsatta, bu şehitler diyârı ve evlâtları için duâ ederken, gözyaşları dolup taşanlara sor!

Kimsenin burnu kanamasın, yüreği yanmasın; eşler, çocuklar ağlamasın diye didinenlere sor!

Mehmet Âkif merhûmun“Dicle’nin kenarında bir kurt kapsa bir koyunu,

Gelir de Adl-i İlâhî Ömer’den sorar onu!” beytinde ifâde ettiği türden bir

hassâsiyetle canhırâş ve cansiperâne çalışan, hizmet kat sayısını artırmak için coşanlara sor!

Rabbim cümlesine, cümlemize, yürek yanığı miktârınca sabır ve tahammül versin… Âmin…

Samîmiyetinde şüphe olmayan yönetici ve askerlerimize de metânet ve ferâset ihsân eylesin.

Hepimize yaşatılan bu olumsuzluklar karşısında, müsebbiblerle berâber, gülerek sevinenlere,

eğer bu hıyânetlerinden kaynaklanıyorsa CEBBÂR ve KAHHÂR ismiyle muâmele eylesin!

Sebep eğer gafletse, Yüce Mevlâ akıl-fikir versin, hidâyet nasîp eylesin! Başka ne diyelim?!

Sırf muhâlefet duyguları ve oy kaygılarıyla şu olaylara fırsat gözüyle bakanlara ne denilebilir?

Hepimizin selâmeti adına canını veren şehitleri, kendi iktidarlarının basamağı olarak görmek,

onların kanı üzerinden gemisini yüzdürmeye çalışmak hangi vicdanın kabul edeceği bir iştir?!

Ki, siz iktidara gelince bu işi nasıl çözeceğinize dâir elinizde hiçbir plân, proje, formül yok!

Sâdece, bu iktidar yanlış yol üzerinde, süreci hızlandırdı kabîlinden yuvarlak söylemler!

Peki sen ne yapacaksın? Gerekeni yapacağız! Diyelim ki öyle; garantisi ne? Bu hükümetin yapamayacağı şeyi, mevcutlardan herhangi birinin yapacağına samîmiyetle inanan var mı?

ERDOĞAN’ın yapamadığını BAHÇELİ ya da KILIÇDAROĞLU mu yapacak?

Siz buna hakîkâten inanıyor musunuz? Allâh rızâsı için, lütfen söyleyin; objektif olun!

Yaklaşık 10 yıldır iktidarda, artık tüm bürokrasiyi ve memleketi köşe-bucak tanıdı, biliyor.

Sen iktidara gelip, ortalığı tanıyana kadar, eğer PKK’ysa ülkeyi baştan aşağı kana boyar.

Ama, derseniz ki, bizim ERGENEKON kültürümüz var. Hattâ,  ERGENEKON’umuz var! Bir şekilde bu işin içinden çıkarız! Bu işler bizim işimiz. Bizimkilere der; olayı durdururuz!

Siz iktidara gelirseniz belki şu olur: Türkiye ile uğraşmaktan vaz geçerler! NİYE Mİ?

Onların menfaatlerine uygun davranırsınız. Onların dediğini yaparsınız. Olur, biter!

Şunu demek istiyorum: Siz de biliyor ve îtirâf ediyorsunuz ki, bu Amerika’nın bir oyunu.

Amerika demek istiyor ki; ya benim politikalarıma paralel hareket edersin, ya da gidersin!

Senin bu yaptıkların benim İsrâilimi, has evlâdımı endîşelendiriyor! Bunâ müsâde edemem!

Kusura bakma! Hizâya gel! Hizâya gelmezsen biz adamı hizâya getirmesini biliriz!

Sizler, doğuştan hizâda olduktan sonra, kan bir süre daha durur; ama ya daha sonra?!

AMERİKAN EMPERYÂLİZMİ dersiniz, TÜRKLÜK GURUR ve ŞUÛRU dersiniz,

ama, siyâsî ya da ekonomik menfaatler uğruna, dayatma politikaların emrine girersiniz!

Halkçılıksa, Milliyetçilikse; AkPARTİ’den daha Halkçısı ve de Milliyetçisi var mı?

Şu, halka götürülen hizmetlere bakınız. Hangi birini anlatalım? Hem, konumuz bu değil.

Gerek duyulursa yazabiliriz de uzun uzun; ama, vatandaş görüyor, biliyor ve bizâtihî yaşıyor.

Türk İlleriyle münâsebetlere ve Türk Dünyâsına yönelik kültürel çalışmalara bakınız.

Muhtemel bir başka iktidarın, mevcut hizmetleri koruyabileceğinden dahî şüphe duyuyoruz.

MESELE ŞU: Düğmeye dıştan basıldığı noktasında dost-düşman herkesin müttefik olduğu,

dostların kaygıyla, düşmanların ve onların yerli iş birlikçilerinin sevinçle karşıladığı, bu, bir nevî dayatma olan bilinçli EYLEMLER  karşısında pes mi edeceğiz; yoksa diretecek miyiz?

Diğer bir ifâdeyle, düşmanın tehditlerine boyun mu eğeceğiz, yoksa dik mi duracağız?

Bize yakışan, bize göre olan hak bellediğimiz kendi yolumuzda, tâviz vermeden gitmektir!

Başkalarının dayattığı yollara râzı olanların kendi geleceklerine ulaşma şansları yoktur.

İnanıyoruz ki Rabbimiz, hep olduğu gibi yine, güzel yurdumun ve onun güzel insanlarının yardımcısı olacak, istiklâlimizi tamamlayacak nihâî muvaffakiyet, dönüp-dolaşıp gelerek,

 Anadolu’nun taşına-toprağına sinmiş, şehitlerin kardığı o asil rûhun evlâtlarını bulacaktır.

Duâmız, dâvâmız, inancımız bu. Aklımıza takılan yerler varsa da, çıkar yol burada.

Rabbim, millete, memlekete, insâniyete samîmiyetle hizmet edenlerin yardımcısı olsun.

Şu veyâ bu gerekçelerle fitnelik, fesatlık, hasetlik yapanlara fırsat vermesin ves’selâm…

 

ORDU HAYAT GAZETESİ

21.06.2010