Nuri KAHRAMAN - Anasayfa
  - Arşiv
     - MIZRAP 2010, (MIZRAP 2010)
BAŞKAN AMCA MI, BAŞKA AMCA MI?
785 defa okundu,

BAŞKAN AMCA MI, BAŞKA AMCA MI?

Vatandaşın kafası fevkâlâde karışık yine. Her zaman olduğu gibi yâni. İki arada, bir derede!

Burası Ordu. Burada, dereler bile tersine akar! Birinin AK dediğine, öbürü KARA der!

Hele bir de, bu “AK” diyen bir Ak Parti’liyse, öbürleri hemen “kapkara!” deyip kesip atar!

Şu Ordu milleti, hiçbir konuda bir karara varamamak, bir kararda duramamakta ısrarlı!

Bu Ordu, niye hep böyle? İstikrarlı olduğu tek konu var; o da istikrarsızlık! Fesübhânâllâh! Bundan dolayı olsa gerek, bir türlü iktidar olamıyor; bir türlü o meşhur “devlet”i bulamıyor!

Devleti bulsa hükümeti bulamıyor, hükümeti bulsa kendini bulamıyor; bir keşmekeş gidiyor.

İşte tâtil geldi; vatandaş kafasını dinleyecek. Bıktı siyâsîlerin vırvır ve de dırdırlarından!

Gel gör ki; ne mümkün? Giyinmiş-kuşanmış, pardon, denize girme vaziyetleri almış yâni! Halk çelik-çocuk sâhil boyu yolları tutmuş. Yorgunluk atacak. Başkan, eseriyle gururlu.

Karne günü oğlum okuldan gelmişti. Bir sevinçli bir sevinçli ki, sormayın! Elleri dolu dolu.

Öğretmen hediye kitaplar vermiş. Bir de ne göreyim; BAŞKAN AMCA KİTAPLARI! Gerçekten, güzel, sevimli ve öğretici bir proje. Tam çocukların gönlüne ve zevkine göre.

Başkan bu işleri beceriyor doğrusu. İnsanların gönlüne girmesini başarıyor, bir şekilde. Analar günü, Babalar günü, yok şu günü, yok bu günü; çalıyor davulları, yapıyor düğünü!

Benim, kitaplar içinde dikkâtimi çeken, BAŞKAN AMCA YAZ TATİLİ kitabı olmuştu. Çünkü, daha kapağında, şehrin merkezinde denize giren insan çizimleri vardı. Şaşırdım.

Bir anlam veremedim daha doğrusu. Başkan, çocukluk günlerini hayâl etti herhâlde dedim. Yanılmışım. Meğer, DERİN DEŞARJ projesi sebebiyle özellikle böyle çizim yapılmış!

Belediye başkanımız Seyit TORUN, yaptığı açıklamada aynen şöyle söylüyor o günlerde:

Söz verdiğimiz her şeyi yerine getiriyoruz. Derin Deniz Deşarjı bunlardan sadece birisiydi. Bugün sizlerle bu mutluluğu paylaşmak için bir arada olalım istedik. Gördüğünüz gibi artık Ordu sahilleri eskisi gibi kirlenmeyecek, herkes istediği yerde denize girebilecek

ordugazete.com’daki habere yorum yazan Necmettin ERTÜRK adlı vatandaş, heyecanlanmış, duygu ve düşüncelerini şöyle dile getirmişti: “Ha başkan az kaldı, küçük iskelede denize girmeyi özledim. Sayende tekrardan o güzellikleri yaşayacağız. Teşekkürler.”

Tevekkeli, onca muhâlefete ve nâmüsâit şartlara rağmen palmiyeler de boşuna getirtilmemişti. Tablo tamamdı. Ordulu, Antalya’ya, Bodrum’a, Didim’e gitmek durumunda kalmayacaktı! Derken, bir “Başka Amca!” çıktı ortaya. O henüz Çizgi Romana vakit bulamadı ama, gitti,

o da gazetelere çıktı ve derin deşarjın bir arıtma olmadığına özellikle vurgu yaparak dedi ki; “ORDU’DA, SAKIN HÂ DENİZE GİRMEYİN!” Öp babanın, pardon BAŞKA(N)ın elini!

Sayın Hüsnü YÜCEL, bizâtihî, bilfiil vazgeçirecekti ama, paça da bulamadı ki tutup çeksin!

O hırsla belki de, tâ gidip Âdem Baba’ya yandı derdini, ve; “ÇEK USTA BİR PAÇA!” dedi. Hem de peşinden; “BOL SARMISAKLI!” kaydını ihmâl etmeden. Neyse,burası işin lâtîfesi!

Sözün özü, “çatal kazık yere batmaz!” misâli, tüm heyecan ve hevesler kursaklarda kaldı.

N’olcak şimdi? Zorlu fındık mevsimi de yaklaştı. Ardından Ramazan, derkenokullar?!

Ama, inanın sevgili dostlar, biz nasılsak başımıza da öyle, ona göre idâre ve irâde geliyor.

Kimseye suç bulmayalım. Kararsız olan bizleriz başta. Biz, neye karar verdik sonuçta? İktidara mı, muhâlefete mi? Bir iktidara, bir muhâlefete? Yani, ne iktidara, ne muhâlefete?!

O zaman, şu meşhur OBKT sahnemizde MED-CEZİR oyunları, böyle hep sürüp gidecek…

Bizler de BAŞKAN AMCA’lar ile BAŞKA AMCA’lar arası melodramlarla oyalanacağız.

Zâten çocuklar oyuncaklarıyla oynadığı gibi, bizler de eşyâlarımızla oyalanmıyor muyuz?

Öyleyse, uzatmayalım sözü fazla ve Yunus’umuzun verdiği ilhamla diyelim ki;

Yaz mevsimi, güz mevsimi; hani bunun düz mevsimi?

Düz de yalan, güz de yalan; var biraz da sen oyalan; ves’selâm…

 

ORDU HAYAT GAZETESİ

27.06.2010