Nuri KAHRAMAN - Anasayfa
  - Arşiv
     - MIZRAP 2010, (MIZRAP 2010)
KILIÇDAR-NÂME
747 defa okundu,

KILIÇDAR-NÂME

 

Hoş geldin Ordu’ya, güle güle git

Hey Kılıçdaroğlu, Kılıçdaroğlu…

Kulak ver sözlere, hem iyi işit

Hey Kılıçdaroğlu, Kılıçdaroğlu…

 

Cumhûriyet derler, er meydanıdır

Konuşanlar, günün kahramanıdır

İcraat istemez, söz mekânıdır

Hey Kılıçdaroğlu, Kılıçdaroğlu…

 

Tam senliktir bu iş, tam sana göre

Anlamak gerekmez; sağıra, köre

Ordu’da, nasılsa soldadır töre

Hey Kılıçdaroğlu, Kılıçdaroğlu…

 

Durma, konuş; alkışlayan bulunur

Misâfirsen, istenirse ölünür

Horozlar kesilir, kazlar yolunur

Hey Kılıçdaroğlu, Kılıçdaroğlu…

 

Bir yan Gürgentepe, bir yanda Torun

Seyit Bey geliyor; selâma durun!

Ey hayırsızlar, “hayır”a buyurun!

Hey Kılıçdaroğlu, Kılıçdaroğlu...

 

Güzele “hayır”ın, hayrı olur mu?

Zulüm gider, hak yerini bulur mu?

Halk Partisi, son Kemal’e kalır mı?

Hey Kılıçdaroğlu, Kılıçdaroğlu…

 

“Başbakan Kemal!” ne güzel iltifat

Gel de uyu gayrı, gel de artık yat!

Bilmem ki verir mi bu millet fırsat?

Hey Kılıçdaroğlu, Kılıçdaroğlu…

 

Ne demişler; ümit, fakir ekmeği

Bir de becerebilsen yaş dökmeği

Memleketi baştanbaşa sekmeği

Hey Kılıçdaroğlu, Kılıçdaroğlu…

 

Recep Bey ne demek, hele îzah et

Çok da ciddî olma, biraz mîzah et

Nerede nezâket, hani nezâhet?

Hey Kılıçdaroğlu, Kılıçdaroğlu…

 

Hem Gandi, hem Kemâl; olgunluk demek

Plân-projeyle dolgunluk demek

Lâfla olmaz ama, hep ister emek

Hey Kılıçdaroğlu, Kılıçdaroğlu…

 

Adın güzel, Rabbim vermiş cemâli

“Gandi”liğin, halkçılığın kemâli

CHP’nin çok millette vebâli

Hey Kılıçdaroğlu, Kılıçdaroğlu…

 

Ne güzel kükredin, ve astın-kestin

Muhâlefet için, muhâlif sestin

“Doğruya doğru” yok, hep “yanlış” estin

Hey Kılıçdaroğlu, Kılıçdaroğlu…

 

“Fındık dalda, kurdu Ankara’da” mı?

Muhâlefet nerde; tarlalarda mı?

Tâtilde, sâhilde, yoksa barda mı?

Hey Kılıçdaroğlu, Kılıçdaroğlu…

 

Bulancak, Burunucu’nda bir ocak

Koparmaya çalıştın bir-kaç potak

Bitiriverseydin, oldu-olacak!

Hey Kılıçdaroğlu, Kılıçdaroğlu…

 

Kelimeler güzel, sözler alâmet

Neden gelir de başa konar ihânet?

Kimse bâkî değil, sen de emânet!

Hey Kılıçdaroğlu, Kılıçdaroğlu…

 

Dokunulmazlık diyor, bağırıyorsun!

Yargı dokununca çığırıyorsun

Yeniden, asker mi çağırıyorsun?

Hey Kılıçdaroğlu, Kılıçdaroğlu…

 

Halkın seçtiğine dokunulsun mu?

Canına kastedip okunulsun mu?

Bakan ezilirken bakınılsın mı?

Hey Kılıçdaroğlu, Kılıçdaroğlu…

 

Kılıcını alan düşsün mü yola?

Olur mu sallasın; hem sağ, hem sola?

İnsafa gel biraz, ver biraz mola

Hey Kılıçdaroğlu, Kılıçdaroğlu…

 

Fâili meçhûller terör kussun mu?

Vatandaş sinsin, bahta küssün mü?

Derinler gönlünce assın-kessin mi?

Hey Kılıçdaroğlu, Kılıçdaroğlu…

 

Gasptan yana mısın haktan yana mı?

Darptan yana mısın, halktan yana mı?

Çarktan yana mısın, farktan yana mı?

Hey Kılıçdaroğlu, Kılıçdaroğlu…

 

Söylediklerinde somut bir şey yok

Derde devâ gibi, umut bir şey yok

Yusyuvarlak söylem, kanıt bir şey yok

Hey Kılıçdaroğlu, Kılıçdaroğlu…

 

Çok ta bulamadın umduklarını

Yeterli görmedin kulluklarını

Ama, iyi dersledin bulduklarını

Hey Kılıçdaroğlu, Kılıçdaroğlu…

 

Nûrânî der; bir, iki dönem daha

Recep Bey’e kalacaktır bu saha!

Milletin fikri bu, inan Allah’a!...

Hey Kılıçdaroğlu, Kılıçdaroğlu…

 

Bir taraf PKK, bir taraf Tayyip

Mesele çok derin, hem çok acâyip

İnşâllah sonuçta EVET’tir nasip

Hey Kılıçdaroğlu, Kılıçdaroğlu…

 

Hayır’a hayır’da, hayır var elbet!

Hayıra “hayır” de, evet’e “evet!”

Sen ne yaparsan yap, Recep’te nöbet

Hey Kılıçdaroğlu, Kılıçdaroğlu…

 

Siyâset îcâbı, elbet yarış var

Dik durayım, derken, “kaba” duruş var!

Lâkin en sonunda mutlak barış var;

Hey Kılıçdaroğlu, Kılıçdaroğlu…

 

Şâirin sizlere vardır selâmı

Belki şirâzeden kaydı kelâmı

Bilinsin ki, “olgunluk”tur merâmı

Hey Kılıçdaroğlu, Kılıçdaroğlu…

 

ORDU HAYAT GAZETESİ

28.07.2010