Nuri KAHRAMAN - Anasayfa
  - Arşiv
     - MIZRAP 2010, (MIZRAP 2010)
OKUL HAFTASI..
1003 defa okundu,

“OKU”L HAFTASI…

Önceki hafta minikler başladı oku’l yolculuğuna. Bu hafta da onların ablaları, ağabeyleri…

Okumak kelimesi insana heyecan veriyor. Kâlbini sevinçlerle, muştularla dolduruyor…

Burada insanlığın serüvenini gözden geçirmek, idrâk yolculuğunu irdelemek gerekiyor.

Bir zamanların dünyâsına, Efendimizden önceki yıllara şöyle bir göz gezdirelim isterseniz:

Güçlülerin, herhangi bir kriter kırıntısı taşımayan güçlerinin topluma hükmettiği çağlar…

Kadınların, yaşlıların, kız çocuklarının, zayıfların hiçbir hak iddia edemediği dönemler…

Cehâlet sarmıştı her yeri sözün özü; akılları, fikirleri, zenginleri fakirleri, horları-hakirleri…

Durum, bugünkü teknik destekli zâlim dünyânın sapık ve iğrenç manzaralarından farksızdı…

Bir gidişler vardı, bir koşuşturmalar; savaşlar, barışlar, yarışlar; hepsi meçhûllere doğruydu…

Ahlâksızlık, haysiyetsizlik, fuhuş, zinâ, işkence, gasp, tecâvüz, hakâret, her türlü mel’anet…

Dünyânın her yanında, kelimenin tam anlamıyla bir câhiliyye yaşantısı hüküm sürüyordu...

İnsanın mîdesinin kaldıramayacağı, haysiyetinin kâbul edemeyeceği bir durum sözkonusuydu.

Mehmet Âkif ERSOY merhûmun dile getirdiği gibi;

Bir kere de, mâmûre-i dünyâ, o zamanlar,

Buhranlar içindeydi, bu günden de beterdi.

***

Sırtlanları geçmişti beşer yırtıcılıkta;

Dişsiz mi bir insan, onu kardeşleri yerdi!

***

Fevzâ bütün âfâkını sarmıştı zemînin.

Salgındı, bugün Şark'ı yıkan, tefrika derdi.

Ama, Rabbimiz bu durumdan hoşnut değildi. Çünkü cehâlet ve câhiliyye karanlık demekti…

O, insanların dâimâ mutluluğunu isterdi. Bunun için de kitaplar ve peygâmberler gönderirdi.

Evrende esas olan, güzel yaratılışlı insana yakışan nurdu, aydınlıktı, iyilik ve güzelliklerdi…

O hâlde, cehlin, cehâletin ve câhiliyyenin yerini ilim almalıydı, îman ve irfan kuşatmalıydı…

İnsanlar oku’malı, nurlanmalı, gerçekleri görmeliydi; kısaca, işin aslını faslını öğrenmeliydi…

Derken, büyümüş kırkına gelmişti ki öksüz,

Başlarda gezen kanlı ayaklar suya erdi!

***

Bir nefhada insanlığı kurtardı o Ma'sum,

Bir hamlede kayserleri, kisrâları serdi!

"Oku, yaratan rabbin adıyla. O, insanı bir kan pıhtısından yarattı.

Oku! Ki rabbin sonsuz kerem sahibidir." (Alak 96/ 1-3)

Aczin ki, ezilmekti bütün hakkı, dirildi;

Zulmün ki, zevâl aklına gelmezdi geberdi!

***

Âlemlere rahmetti evet şer’i mübîni,

Şehbâlini adl isteyenin yurduna gerdi.

***

Dünya neye sâhipse, O'nun vergisidir hep;

Medyûn ona cemiyyet-i, medyun O'na ferdi.

***

Medyundur o mâsûma bütün bir beşeriyet...

Yâ Rab, bizi mahşerde bu ikrâr ile haşret.

            Oku’l deyince hep oku’mak gelir akla. Oku’mak, sâdece oku’lla bağlantılı ve de zamantılı da değildir aslında. Oku’mak her zaman, her yerde, her hâlükârdadır. O zaman oku’yacağız. Okulların başlamasıyla birlikte biz de çocuklarımızla birlikte, hem onları hem de kendimizi motive etmek adına bunu fırsat bileceğiz.

            Çünkü okumak Rabbimiz’in emri; O "Sakın cahillerden olma!" (En'am 6/35) buyuruyor. " Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?" (Zümer 39/9) buyuruyor.

            Evet, OKU emri geldi, uygulandı; tüm dünyâ değişti. Kıyâmete kadar da bu böyle olacak; emre uyup oku’yanlar değişecek, güzelleşecek. Allâh’ın emrine uymayanlar, Resûlün çağrısını duymayanlar, daha doğrusu “OKU!” denileni okumamakta ısrar edenler kendi aleyhlerine tercih yapmış olacak ve hem dünyevî, hem de uhrevî sonuçlarına katlanacaklardır.

            “Her kim ki doğru yolu izlemeyi seçerse, bunu kendi iyiliği için yapmış olacaktır.

            Ve her kim ki yoldan saparsa, bu kendi kötülüğüne olacaktır; kimse kimsenin yükünü taşıyacak değildir. Ayrıca, Biz, (kendilerine) bir elçi göndermeden (yaptığı haksızlıklardan ötürü hiçbir topluma) azap etmeyiz. İsrâ;15 M. Esed”

            Cumâlarımız, OKU’llar haftamız ve tüm oku’malarımız mübârek olsun…

            HAYDİ ÇOCUKLAR OKU'LA! HAYDİ BÜYÜKLER OKU'MAYA!

            Hep birlikte câmide, cumâda; kitapta, sünnette buluşmaya,

            sonuçta, sonsuz mutluluk kavşağında kavuşmaya ves’selâm…

 

ORDU HAYAT GAZETESİ

23.09.2010