Nuri KAHRAMAN - Anasayfa
  - Arşiv
     - MIZRAP 2010, (MIZRAP 2010)
BİR ZAMANLAR GÜNLERDEN YİNE BÖYLE BİR EYLÜLDÜ..
1047 defa okundu,

BİR ZAMANLAR GÜNLERDEN

YİNE BÖYLE BİR EYLÜLDÜ…

Bu Eylül niye böyle farklı? Niye adı da tadı da bir burukluk hissi veriyor. Sanki bu ayın ismi bile sizi hem bedenen hem rûhen başkalaştırıyor gibi. Duygular yoğunlaşıyor, kavak yelleri fırtınalaşıyor. Eylül adı, romanlara, hikâyelere, şiirlere damgasını vuruyor. Her taraflarda melânkolik bir hava esiyor. Doğada bir telâş, bir telâş; hem de açıktan açığa! Bunu ayan-beyân görüyorsunuz!

Ağustos bitmeyiversin hele; hemen, güneşin yakışı, dağların bakışı, suların akışı, toprağın nakışı değişiveriyor. Her şey birden bire hareketleniyor; yapraklar-çiçekler, havalar-sular, ağaçlar-taşlar; velhâsıl her şey, her şey değişiyor; evriliyor, çevriliyor sözün özü…

Toplumsal ve siyâsî havalar da öyle değil mi? Dünyâdaki ve ülkemizdeki en etkili olaylardan, değişim ve dönüşüm ifâde eden hadîselerden bâzıları da bu aya tevâfuk etmiştir. Dünyâda (bir) 11 EYLÜL var. Türkiye’de de (iki) 12 EYLÜL. Mâlum, hepsi de, önemli değişiklikleri ifâde eden târihler.

Acabâ, okullar da bunun için, sînesinde değişime en müsâit havaları barındırdığı için mi Eylül aylarında açılıyor? Ne dersiniz?! Bana sorarsanız; kesinkes öyle gibi sanki!

Her neyse, bizim konumuz bunlardan hiç biri değil şimdi. Yıllar öncesinin, daha doğrusu, son referandumdan çok öncesi yılların, yine okulların yeni açıldığı, böylesi bir Eylül gününün, ajandamıza düşürdüğü notları paylaşacağız sizlerle. Ayın 9’u, 10’u bayrama denk geldiği, sonraki heyecanlı gündemlerin de bu güne savurduğu -ve böylesinin daha iyi olduğunu düşündüğümüz- hâtıra notları şöyle:

9.9.1989 günü, hayâtımın sürprizli günlerinden biri oldu. İlkokul 2’de okuyacak olan Beyzâ yeğenimin kitap-kırtâsiye ihtiyaçları alınmıştı. Kitapları karıştırırken, bir de ne göreyim; yeni müfredâta göre yazılan GÜZEL TÜRKÇE Kitabı’nın 78. sahifesinde benim de bir şiirim var. Adı, AYLAR GEÇİYOR. Şiirle ilgili resimler, kareler ve sorular da var. Şiir, konu olarak işleniyor yâni. Sevindim doğrusu. Yarın, Allâh (CC) izin verirse, kitapçıları dolaşıp, diğer kitaplara da bakacağım inşâllâh.

Sâdece benim değil; bizim kuşaktan Mustafa Rûhi ŞİRİN, Üzeyir GÜNDÜZ, Hasan DEMİR, Abdülbâki KOŞAR, A.Vahap AKBAŞ gibi, başta DİYÂNET ÇOCUK, SELÂM ÇOCUK, GÜL ÇOCUK gibi muhâfazakâr dergilerde zaman zaman  isimleri gözüken arkadaşlarımızın da yazı ve şiirleri var.

Bizim için, çok mutluluk verici bir olay. Sebep olanlardan, Hakk Celle Hazretleri râzı olsun. Beklemiyordum. Bu vâdîde, herhangi bir teşebbüsüm de olmadı. İnsanın sevinmemesi elde değil. İnşâllâh daha güzel eserler vermeye çalışmamıza vesîle teşkil eder.

Burada, merak ettiğimiz bir hususu belirtmeden geçmeyelim! O da şu; İlerici, çağdaş ve süper özgürlükçü geçinen, sözüm ona yobazlar, kuyruklarına basılmışçasına ne zaman feryâda başlayacaklar bakalım?! Fark ederlerse, güzel bir mâlzeme bulmuş olurlar. Evire-çevire işlerler. Bir yerlere mesajlar verirler! Birilerini dâvet ederler! Hazmedemezler ves’selâm!

Ama, onlar istemese de, bu kervan yürüyecek! Buna inancımız tam. Yüce Mevlâ’dan, behemehâl yürüyecek bu kervanın yolunda, -nefsin ve yandaşlarının engellemelerine rağmen-  en azından bir toprak olabilmeyi niyâz ediyorum. Allâh (CC) cümlemize, râzı olduğu işleri yapmak ve rızâsına ermek nasîp eylesin. Âmin.

Bu güzel vatanın, yiğit evlâtlarının duygu âlemlerine bir nebzecik de olsa, temiz olduğuna inandığım katkılar sağlayabilmek güzel bir şey olsa gerek. Kitabın baskı adedi 1.825.000 olarak not düşülmüş. Ayrıca, kim bilir kaç baskı yapacak? Gerçekten mutluluk verici bir şey.

Yüce Mevlâm’dan, dînim, milletim, vatanım için, daha nice hayırlı güzel çabalar sergilemeyi nasîp eylemesini tüm kâlbimle niyâz ediyorum. 10.09.1989 00.35 Ordu”

            Sevgili okurlar. Bizler geçmiş süreçleri hep birlikte yaşadık ve ülkemiz için hiçbir zaman ümidimizi kaybetmedik. İnancımız gereği ümitsizlik bize zâten yakışmazdı. Yukardaki satırlarda burukluk ve sitem yanında ümit hep var görüldüğü gibi. Bu gün artık, herkesin açıkça ayırt edebildiği çok farklı eylüllerdeyiz çok şükür.

Ve, bundan böyle eylüller artık, bizler için yalnız ve yalnız; hep tatlı bir mevsimi,

Milletçe okumayı-yazmayı, değişmeyi, yenilenmeyi, tâzelenmeyi, silkelenmeyi,

madden-mânen, zihnen ve ahlâken gelişmeyi ifâde edecek inşâllâh ves’selâm…

 

ORDU HAYAT GAZETESİ

24.09.2010