İSKELE-SANCAK; GİRESUN BULANCAK!..
CÂMİLER ve DİN GÖREVLİLERİ HAFTASI ülke çapında güzel uygulamalara sahne oluyor. Her şeyden önce kurum, halk ve bürokrasi arasında olumlu bir diyalog trafiğine vesîle teşkil ediyor. Bu ziyâretlerde yapılan güzel açıklamalar hem bir iltifat mâhiyeti arz ediyor, hem de motivasyon etkisi sağlıyor.
Mâlumunuz, ilimiz bu haftaya yeni bir müftüyle ve bundan dolayı yoğun bir ziyâretçi trafiğiyle başladı. Kendisini ziyâret eden Sn. Vâlimiz Orhan DÜZGÜN’ün burada yaptığı açıklamalar ve getirdiği açılımlar, meseleye kattığı sosyo-kültürel boyutlar hem kamuoyu hem de görevliler için aydınlatıcı ve de oldukça dikkât çekiciydi.
OR-Gİ’nin bu ayağında olup-bitenler bir yana, onları değerlendirmeyi erteleyerek, biz bugün aldığımız dâvetler ve yapılan faaliyetlerin ağırlığı ve zamanın da dar olması dolayısıyla 3-4 on km.lik doğu gezisini önceleyerek oralardan bahsedip, sizleri de oralara çağıracağız.
OR-Gİ’NİN ÖBÜR AYAĞI
OR-Gİ’nin öbür ayağı da bu hafta dolayısıyle oldukça faal. Giresun Müftülüğünün, geçtiğimiz cumartesi günü, Bulancak Hacet Köyü Yeni Câmii’nin açılış töreniyle güzel bir başlangıç yaptığı etkinlikler zincirinde bu hafta sonu da HÂFIZLIK İCÂZET MERÂSİMLERİ var.
Daha önce, hafta başında verdiğimiz haber ve köşe yazısında sözünü ettiğimiz mezkûr programda konuşan Giresun İl Müftüsü Necâti AKKUŞ Hoca ve Perşembe İlçemizden oraya atanan, Bulancak Müftüsü Korganlı hemşehrimiz Şâban SADAN Bey bizleri bu törenlere harâretle dâvet etmişlerdi. Biz de, müsâit olanların katılımını tavsiye ediyoruz.
İnsan farklı câmileri, farklı yerleri, yeni yeni din kardeşlerini ve bilhassâ pırıl pırıl pırlanta hâfızlarımızı gördükçe, onlar için harcanan emekleri, yapılan hizmetleri, sergilenen fedâkârlıkları düşündükçe, hem imreniyor, hem de kıvanç duyuyor. Tâzeleniyor, heyecanlanıyor; âdetâ yeniden doğuyor.
SARAYBURNU HÂFIZLARI
İlk program yarın Bulancak’ta; meşhur SARAYBURNU CÂMİİ’nde. Câmi, bünye, özellik, güzellik ve mîmârîsi ile bölgede bir tâne diyebiliriz. İstanbul Şehzâdebaşı Câmii, her anlamda örnek alınarak yapılmış. Zaman zaman gidip namaz kıldığımız bu câmii görmenizi isteriz. Bir de, hâfızlar ve cemaatle birlikte yaşanacak o mânevî havayı teneffüs etmenizi… Zîrâ, adı, tadı, silueti; kısaca her şeyiyle İstanbul’u hatırlatan bu câmideki güzel atmosferin, katılanlara, buralarda her yerde bulamayacağı apayrı hisler yaşatacağını şimdiden söylemek istiyorum.
22 Hâfızla tanışma imkânı bulacağınız merâsim yarın saat 10’da. Diyânet’in İstanbul ve Rize Eğitim Merkezi Kıraat hocalarından dinleyeceğiniz güzel tilâvet yanında ilâhiler, konuşmalar ve şiirlerle zenginleştirilen program gerçekten izlenmeye değer. Taç giyme ve icâzet merâsiminin ardından yepyeni, Kur’anın hem beyinlerine ve hem de genlerine işlediği, ağzından âdetâ misk kokuları yayılan hâfızlarla berâber hep birlikte yapılacak duâlar ve ardından ikram; doğrusu kaçırılacak bir fırsat gibi gözükmüyor. Ne mutlu katılabilenlere…
AYHAN OKUR’DAN DÂVET VAR
Giresun Müftülüğü’nün merâsimi de Pazar Günü ve Giresun KAPALI SPOR SALONU’nda; yine saat 10’da. “Giresun ilk defâ 42 Hâfıza aynı anda kavuşuyor” denilerek duyurulan programa herkes dâvetli. Bakalım hâfızlar salona sığacaklar mı?!
Ve bilhassa Giresun Kur’an Kursları Müdürü, Ordu’dan oraya atanan ve her zaman olduğu gibi farkını fark ettiren Fatsalı hemşehrimiz Ayhan OKUR Hocamız bizleri hâsseten dâvet etti. Hem dâvete icâbet, hem de, hem gezmek, hem de o günü mânevî bir atmosfer solumak sûretiyle geçirmek, zamânımızı en güzeliyle değerlendirmek adına bu merâsimlere katılmak bu hafta sonu yapılabilecek şeylerin en anlamlısı olacaktır.
Hele bir de âilemizle, çocuklarla, akrabâ ya da arkadaşlarla gidebilirsek, “nûrun alâ nûr” olur. Aslında böylesi sebepler, kendi âile ve yakınlarımızla belirli bir zaman dilimini birlikte değerlendirmek, kaynaşmak, hem gezmek, hem de hasret gidermek adına da bulunmaz fırsatlardır.
Değerli okurlar. Sevgili peygâmberimiz, okudukları Kur’an’la amel eden hâfızları ALLÂH EHLİ, Allâh’ın seçkin kulları, ümmetinin en şereflileri olarak nitelemiş, onların meleklerle berâber olduklarını, cennete gireceklerini ve âile fertlerinden 10 kişiye şefaat edeceklerini müjdelemiştir.
Böyle insanlardan olamıyorsak da, hiç olmazsa aralarında da bulunamaz mıyız? Onlara yakın olmayı, heyecanlarına, mutluluklarına ortak olmayı düşünemez miyiz? İnsanlarımızın nice güzel emekler vererek hazırladığı böyle güzel vesîleleleri fırsat bilemez miyiz? Yine, Efendimiz buyurmuyorlar mı; “KİŞİ SEVDİĞİ İLE BERÂBERDİR!” diye?
Cumâmız mübârek olsun. Gönüllerimiz Kitap-Sünnet aşkıyla dolsun…
Rabbimiz; bu yolun yolcularını sevmeyi, bu dünyâda da öbür dünyâda da
sevdikleriyle yoldaş, hâldaş ve de berâber olmayı nasîp eylesin ves’selâm…