Nuri KAHRAMAN - Anasayfa
  - Arşiv
     - MIZRAP 2010, (MIZRAP 2010)
GEÇEN HAFTADAN KALANLAR..
762 defa okundu,

GEÇEN HAFTADAN KALANLAR…

Kutlu Doğum haftalarında olduğu gibi bu haftalarda da CÂMİ ve GÖREVLİLER bağlamında konuşan öğretim üyeleri, can alıcı tespitlerle birlikte güzel duygu ve düşüncelerini de bizlerle paylaşıyorlar. Nitekim, Bafra Din görevlilerinin organizasyonunda konuşan OMÜ İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa KÖYLÜ’nün şu sözlerine katılmamak mümkün mü?

“Din hizmeti birlik ve beraberlik ister; ilim, irfan, heyecan ve dînî aşk ister. Enerjisi bitmiş, hizmet heyecanı kalmamışların bu hizmete sağlayacakları bir katkı yoktur. Kendimizi her zaman sorgulamamız lâzım. Toplumun sorunlarını iyi teşhis etmeliyiz. Şuan insanımızın en büyük sorunu dünyevileşmedir. Tüm çarpıklıklar, yanlış algılamalar, mutsuzluklar ve problemlerin kaynağında bu vardır”

Ordumuzda da, müftümüzün daha ayağının tozuyla deruhte ettiği ilk program, Din İşleri Yüksek Kurulu Üyesi Dr.Yaşar YİĞİT’in Din Görevlilerimize, meslekleriyle ilgili olarak verdiği aydınlatıcı, yaptıkları işin önem ve değeriyle alâkalı yaptığı açıklamalardı. Görevlilerimiz memnundu; çok istifâde ettiklerini söylediler. Hattâ, bu tür meslek içi faaliyetlerin devâmından ve motivasyona katkılarından söz ettiler.

Ordu basını da, başta gazetemiz olmak zere haftaya gereken ağırlığı verdiler. Yer yer övücü, yer yer takdirkâr, yer yer de uyarıcı bir uslûp kullandılar. İyi niyetli tüm bu yayınların da din hizmetlerine olumlu katkılar sağlayacağı muhakkaktır. Her gün nasihat veren din görevlilerimizin, sonuç îtibârıyle hizmette seviye ve kalite arayışlarına katkı mâhiyetindeki bu ufak-tefek serzenişleri geniş yüreklilikle karşılamalarından daha tabiî bir şey olamaz herhâlde.

İş kolu sendika başkanları yanında, diğer kurumlardan da haftayla ilgili güzel açıklamalar geldi. Türk Diyânet Vakıf-Sen Ordu Şûbe Başkanı Bekir KARAKIŞ’ın geniş basın açıklaması ve Diyânet-Sen 1 No’lu Şûbe Başkanı Abdülkadir DEMİR’in “İmam, topluluğu sevk ve idare eden, önder, rehber ve liderlik eden kişi anlamlarına gelmektedir. Din görevlileri bu mânâda bölgesinde kanaat önderi durumundadır.” şeklindeki özet cümlelerini verebiliriz.

Konuşmalar, açıklamalar genelde güzel ama; keşke, başta görevliler ve cemaat olarak bizler bu sözlerin ifâde ettiği mânâ ve sorumluluk derinliğinin boyutlarını düşünebilsek ve de o şuurla hareket edebilsek. Ancak, Diyânet’in, bu meyânda, kendi iç örgüsünde yapmaya çalıştığı zihniyet değişim çabaları  dikkâtlerden kaçmıyor. Görevin kâlp ve temsil boyutunda sağlanmaya çalışılan derinlik ve ağırlık arayışları takdîre değer.  Bu meslekte, gönül terbiyesi, ağız terbiyesinden önce geliyor gibi gözüküyor.

Nitekim, Cumartesi ve Pazar günleri, Bulancak ve Giresun’da yaptığı konuşmalarını dinlediğimiz Diyânet İşleri Başkan Yardımcısı Prof.Dr.M. Şevki AYDIN Hocamızın konuşmalarından, Kur’an ve hâfızlık eğitimi bağlamında hizmetiçi eğitim çalışmalarının artacağını açıklaması, Diyânetteki iç donanım çalışma ve arayışlarının trend ve dönüşümü noktasında müjdeler içeriyordu.

Gazetemiz yazarlarından Mehmet DEMETGÜL hocamız da, KARDEŞ OLMAK,

GÖNÜL BİRLİĞİNİN MERKEZLERİ, BARIŞ DİNİNİN HADİMLERİ başlıklı peşpeşe yayınladığı birbirini tamamlar nitelikteki üç yazısında da din görevlileri ve câmi eğitimi, Kur’an öğretiminin önemi gerçeğini dile getirmeğe çalışıyor, toplum ve görevliler bağlamında benzer konulara vurgu yapıyordu: 

“Camiler, toplumun her kesiminden insanın, hiçbir ayrım gözetmeden ortak bir şuurla, aynı heyecan ve gaye ile bir araya geldikleri, kardeşlik ve birlik şuurunun zirveye çıktığı kutsal mekânlardır.”

“Din gönüllüsü, günlük gelişmeleri dikkatle takip ederek kendini sürekli yeni tutmalıdır. Gazete, dergi ve kitap onun vazgeçilmezidir.

Günümüz toplumu, dine, din görevlisine güvenmeli, dinî içerikli sorular ve problemler için de mutlaka en yakın din görevlisine danışmalı, doğru bilgiyi ondan almalıdır.

Halk din adamına güvenecek, din görevlisi de, dinî kimliğiyle, bilgi ve ilgisiyle halkının yanında ve yardımında olacaktır. Böylece karşılıklı güven itimat tesis edilmiş olacak, bundan da dünya ve ahireti mamur, huzur ve güven içinde yaşayan bir toplum meydana gelecektir.”

Şimdi hafta gitti. Câmiler, görevliler ve cemaat olarak hepimiz yine buradayız…

Câmilerin toplumdaki kapsama alanını daha da genişletecek temsil ve çabalarla,

bunların gereği olan faaliyetlerle bezenmiş nice güzel, coşkulu, bereketli;       madden-mânen engin ve zengin nice böyle haftalara ermek dileğiyle ves’selâm…

 

ORDU HAYAT GAZETESİ

10.10.2010