Nuri KAHRAMAN - Anasayfa
  - Arşiv
     - MIZRAP 2010, (MIZRAP 2010)
ORDU DERELERİNİN AKIŞ FARKI
980 defa okundu,

ORDU DERELERİNİN AKIŞ FARKI!

Ordu çok farklı ve müstesnâ bir yer sevgili dostlar; bilmem sizler de farkında mısınız?!

Olacak şey değildir ama, daha başta bu memlekette derelerin yukarı akması söz konusudur?

“Ordunun dereleri, aksa yukarı aksa. Vermem seni ellere, Ordu üstüme kalksa!”

Böyle cinaslı ve de Cânas’lı yöre başka nerde var? Meşhur türkü ve de mecbur karakter!

HER ORDULU BİR HEKİMOĞLU

Bu türküdeki Ordu hangi Ordu? Öyle ya; ortada bir isyân, bir kalkışma ve bir mâcerâ var!

Anla anlayabilirsen ve de çöz çözebilirsen. Eh, Ordu deyince çok düşüneceksin azîzim!

Bu, memleketin asker ordusu mu, yoksa Ordu ilinin halk ordusu mu? İkisi de zorlu sonuçta!

Ama, beridekinin de bir Ordulu olduğunu unutmamak gerek. Ordulu deyince durmak gerek!

Nasıl anlaşılırsa anlaşılsın; hangisi olursa olsun, hattâ ikisi bir de gelse sonuç değişecek değil!

Yârini ellere vermek var mı? “Her Ordulu bir Hekimoğlu” anlamına geliyor bu.Aşk büyük!

Eee, sonuçta bir Ordulu aşkı ve Ordu farkı var ortada. Amasya’da Ferhat, Ordu’da Cevat!

Dolayısıyla, bir Ordulu, menfaati, keyfi ve zevkleri uğruna değil Boztepeleri, bozdağları, en uzaklardaki buzdağlarından, en yakındaki kâlplere kadar herşeyi deler geçer!

VEKİLLER ve ŞEKİLLER

Ordu deyince,akla ilk gelen şey askerlik;askerlik deyince de mâlum,disiplin, disiplin, disiplin!

Askerde öyle de, ya sivilde? Orada da öyle değil mi? Demek ki bu isim onu çağrıştırıyor.

Nitekim milletin en sivil temsilcileri vekillerimizin hepsi de daha Ankara’ya varır-varmaz,

Ayaklarının tozuyla partilerinin ya da meclisin disiplin kurullarına seçiliyorlar otomatikman. Başta Enver Bey öyle. Rıdvan Bey öyle. Rahmi Güner Bey de öyle; yanlış hatırlamıyorsam.

Hele bir Cemâl Enginyurt’umuz var ki, değil meclise, bütün yurt’a disiplin vermeye çalıştı. Hattâ bu uğurda canını bile ortaya koydu. Bütün ülkeye nizâmât ve de hizâ-mât verdi.

TEK BAŞINA ORDU!

 

Bir yumrukla koca meclisin, dolayısıyla tüm milletin mukadderâtını etkiledi. Öyle değil mi?

Onun için, “tek başına bir Ordu!” demek hiç de yanlış olmaz! Bu hususu herkes kabul eder.

Bunu da ancak bir Ordulu yapabilirdi. Nitekim öyle de oldu!İşte size ilginç bir Ordu farkı daha!

Allâh’ın takdîri. Siz nasıl düşünürsünüz bilmem ama, böylesi belki de daha hayırlı oldu gibi. Zîrâ, A.Necdet Sezer’in gıcıklıkları olmasa, bugünlere böylece erişemeyebilirdik; kimbilir?!

Bugünlere çok şükür. Cemâl Bey mevcut durumdan memnundur ya da değildir; bilmiyoruz. Ama, bizler kendisinin dolaylı da olsa parmağı olan bu netîceden memnûnuz. Kader işte!

Cemâl Enginyurt’un bu hareketiyle, târihe geçen Ordulular arasına girdiğini bilmek gerekir.

Ordunun gelmiş-geçmiş, anlı-şanlı, renkli sîmâlarından biri olarak anıla gideceği âşikâr…

Hayırlı, uğurlu olsun. Yüce mevlâ, samîmiyet, hüsnüniyet ve hayırlı hizmet yolunu açık etsin…

Ordunun dereleri gibi coşkun hareketlerinden her iki dünyâda da bereketler bulsun inşâllâh...

                          MESÛDİYE’DEN KASIMPAŞA’YA

Ya, Kasımpaşalı bir Başbakan’a, kabinesi ve milletvekillerine kim saçtı savurdu, attı-tuttu?

Hem de EKŞİ EKŞİ! Onu yapan da bir Ordulu. Başka nereli olabilirdi ki?Şaşacak bir şey yok!

Hem Ordulu olup, bir de Orduyu arkana aldın mı mesele yoktu. En azından bir zamanlar için.

Ama, şimdi eski camlar bardak oldu. Ordulular, hattâ Mesûdiyelilerden hemşeriye tepki var!

Olmaz öyle şey diyorlar. Ekşi’nin tersliğine karşı, hiç umulmadık yerden yine bir terslik!

Ama, bu doğru bir terslik oldu doğrusu. En azından, eski alışkanlıklar bırakılsın anlamına.

Bu günlük de bu kadar. İyilikte, güzellikte, haslıkta fayda var, ves’selâm…

 

ORDU HAYAT GAZETESİ

26.11.2010