Nuri KAHRAMAN - Anasayfa
  - Arşiv
     - MIZRAP 2011, (MIZRAP 2011)
ŞİİRE DÂVETİYE HAFTASI
1069 defa okundu,

ŞİİRE DÂVETİYE HAFTASI

Bundan kastım, haydiyin ey millet şiire doğru gidelim. Bırakalım bu işleri. Hepsi boş. Uğraşmağa, didinmeğe, yotulmağa değmez. gülelim-eğlenelim; çalalım söyleyelim! Kısacık bir hayat var. Onu da gönlümüzce yaşayalım. Siyâsettir, ticârettir, gazetedir, dergidir. Her neyse, her ne varsa! Hepsinden vaz geçelim. Hayâtımızı yaşayalım!

Sevgili okurlar, öyle yazdığımıza çizdiğimize, ara sıra dizeler dizdiğimize bakmayın; biz aslâ ve aslâ, varsa yoksa şiir, dâimâ şiir, hele hele inadına şiir diyenlerden değiliz. Her şeyin bir kararı var. Yeri-yurdu, makâmı var. Şiirle kafa bozmanın, yol şaşırmanın, kendini kaf dağlarına aşırmanın bir anlamı yok.

Hayâtta kıymet verilecek ve insanım diyen insanın daha da önceleyeceği, gündem maddelerinin en başına alacağı olmazsa olmaz başka şeyler var. Şiir, hayâtın süsü olabilir ancak. Esası, istikâmeti ve de tek kıstası olamaz. Hele, insanlığın hiç! Bu anlamda, şiirle aynı kökten gelen şuur ve şiar daha önemlidir.

Evet, “bir kısım medya” gibi piyasada bir kısım, sözüm ona şâirler, yazarlar var. Kendilerinden başka adam tanımıyorlar. "Şu büyüklerini olmasa da, küçük dağları ben yarattım!" edâsında ve de, var mı bize yan bakan sedâsındalar. Kendi kaf dağlarında dolaşıp duruyorlar. Vuruyorlar, kırıyorlar, kesiyorlar, doğruyorlar. Kendi tepelerinin doruklarına uğruyorlar. İstediklerini alıp, istemediklerini satıyorlar.

İyi şâir olduğu iddiâsında olanların hemen hemen hepsinde var bu edâ. Çünkü, iddiâ sâhibi ise, zâten, gûyâ, kendi farkının farkında ve de dolayısıyla özelliğinin kavga ve dâvâsında oluyor. İş, normâl akışın hudutlarını aşıp taşıyor. Hâlbuki şiir inceliktir, nezâkettir, tevazudur. Edebdir, edebiyattır. Dostluk, vefâ, muhabbet, görgü, zarâfet, hakkâniyet, adâlet, insaf hayât şiirinin en güzel kelimeleridir.

Şiiri büyüklük vâsıtası yapıp yukarılara çıkmağa, zirvelere uçmağa, büsbüyük adam olmağa çalışanların yolları açık olsun. Rabbim şiirlerini artırsın. İlhâmlarını bol eylesin. Hâl, hareket ve tutumlarına da şiiriyetler ihsân etsin. Başka ne diyelim?!

Her neyse. Bizim ŞİİRE DÂVETİYE başlığından kastımız, geçen hafta DED Ordu Şûbesi olarak gerçekleştirdiğimiz programın dâvetiyesi idi. Dâvetiye dağıtırken gittiğimiz yerler bizi şiirle karşıladı.

Perşembe’de Fen-Edebiyat Fakültesi’ndeyiz. Abdullah EREN Bey, halim selim bir karşılamanın ardından, kendisine sunduğumuz davetiyeye ŞÜRÎDE adlı şiir kitabıyle karşılık verdi. Çok da güzel şiirler var. O da şâir. Hem de iyi şâir. Ama, kim biliyor? Onun öyle bir derdi yok. O şiirle şiir olduğu için uğraşıyor. Çarşambayla, Perşembeyle, Pazarla işi ve de alışverişi yok. Önce, kendi rûhunu dinlemek ve dinlendirmek adına şiir yazıyor. Zaman zaman şiirlerine yer vereceğiz inşâllâh; ve sizler de o zaman bana hak vereceksiniz!

Oradan, ODÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğüne geldik. Aynen dâvetiye sunduk. Fen-Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi ve Enstitünün müdürü Dr. Salih OKUMUŞ Bey de, Cumhuriyet Dönemi ORDULU ŞÂİRLER ANTOLOJİSİ kitabını müjdeledi. Kitabı o akşam temin ettik. Ordu Kültür ve Edebiyatı için titiz, güzel ve de sevindirici bir çalışma. Sn. Okumuş’u tebrik ediyor, benzeri özgün çalışmalarını bekliyor, şimdiden başarılar diliyoruz. Elbette, o da başvuru itaplarımızdan biri olacak.

Şiire dâvetiye bunlarla ve burada kalmadı. Sabahleyin Ünye’de Prof. Dr. Muhammed Nur DOĞAN Hocamızla tanıştık, İYC Ünye Şûbesinin kahvaltılı sohbetinde. Meğer, Hocası merhum Prof. Dr. Mehmed ÇAVUŞOĞLU gibi o da, hem ilim adamı, hem de şâirmiş. Kitapları arasında şiir olanları da var.

Ve o gün yollarda, Perşembe’de, Sarayköy’de Çavuşoğlu Hoca’nın şiir yönüne vurgu yaptı yol boyu. İyi şâir olduğunu, akşamki konferansta bâzı şiirlerini örnek olarak okuyacağını belirtti.  Akşamleyin de, Çavuşoğlu şiirlerinin ayrı bir kitapta toplanmasının çok iyi olacağını, bunun hâlâ yapılmamış olmasının büyük bir eksiklik olduğunu söyledi.

Merhum Sıtkı ÇEBİ Amca’nın kitaplarından, dosyalarından ve de çalışmalarından söz ederken söz arasında sık sık dediği gibi; BİTMEDİ! Ünye’den Muammer YAVAŞ arkadaşımız aradı. KERTENKELE adlı şiir ve edebiyat dergisini birlikte çıkarmamızı teklif etti. Değerlendiriyoruz. İnşâllâh olumlu bir sonuç elde edeceğiz.

Ve işte Zeki Ordu arkadaşımız. Kendisi yazar. Dün başladı. Bundan sonra artık, her Perşembe bizimle olacak. Kendisi aynı zamanda şiir de yazıyor.

Sizin anlayacağınız, geçen cûmadan bu yana her yerde bizi şiir karşıladı. Her yer, her gün, her şey âdetâ, şiire dâvetiye çıkardı. Çarşambası, Terme’si, Perşembesi, Ünyesi, Cumâsı, Cumartesi; hepsi.

Cumâlarımız mübârek, hâl ve gidişlerimiz şiiriyetlerle balbörek olsun…

Beynimiz ve yüreklerimiz Allâh ve Peygâmber sevgisiyle dolsun ves’selâm…

 

ORDU HAYAT GAZETESİ

20.01.2011