
BAHARDAN HAYATA, TEKKEDEN EDEBİYÂTA
Dün, daha ilk sayılarından îtibâren zaman zaman kendi şiirlerimizin de yayınlandığı İslâmî Edebiyat adlı derginin yeni sayısı geldi postadan. Bir eski dostla karşılaşmanın heyacanını yaşadım sayfalar arasında dolaşırken. 80’li yıllardan bu yana 3 ayda bir olarak yayınlanan ve İslâm Ülkeleri arası edebiyât iletişimini de amaçlayan derginin, elimizdeki 53. sayısı. Bu sayıda TEKKE EDEBİYATI kapak konusu yapılmış.
Konuyu, İslâmî İlimler Kültür ve Edebiyat Vakfı adına derginin sâhipliği ve genel yayın yönetmenliğini yapan yazar Ali NAR işlemiş. Yazıya, başlık için yaptığı tanımlamayla başlamış:
“Tekke edebiyatı, yani Tasavvuf zevkiyle söylenmiş şiirlerin merkez teşkil ettiği ve çoğu dini-ahlaki muhtevalı manzumelerdir ki; genel ölçüyle hece vezniyle yazılmış(söylenmiş)tir.”
Girişi çok uzatmadan bol örnek vermeyi tercih etmiş. “Nazarî lâf etmeyelim biz de; örnekler üzerinde konuşalım:” diyerek, Ünlü sôfî şâir Müştak Baba’nın bir şiiriyle başlamış. Anlamına çok nüfuz edemeyip, dergidekini de yer darlığından buraya alamasak da, bir dil zevki olmak üzere veriyoruz:
Reh-i Mevlâ’da her kim aşk ile cismini cân eyler
Gönül mürgû gibi pervâz idüp, tayy-i mekân eyler
Gezen Hak, gezdiren Hak, söyleyen Hak, söyleten Hak
Velî ârifleri kendine kendi tercemân eyler
Bana ketm-i maânî eyler hazret-i cânân
Yine ketm itmeyüp esrârını kendi âyân eyler
Zehî dildâr-ı dâver, yire göğe sığmayan dilber
Benim gönlümde dâim seyr-i gülzâr-ı cinân eyler
Bu gönlüm tâ ezel ol Pâdişâhın taht-gâhıdır
Niçün dil-mürdeler ol dil-nişîni lâ-mekân eyler
Sehâb-ı cism içinde gizlenüp ol neyyir-i a’zam
Yine her zerreden yüz gösterüp hüsnün nihân eyler
Kemâl-i hikmetin sûretde tahrîr eyleyen Müştâk
Velî ma’nâda hep kendi yazar kendi beyân eyler
Yazar, Müştak Baba’nın iki şiirini daha, kısa açıklamalarıyle verdikten sonra, “Şimdi esas mecaz deryâsına düşen Nüzhet Dede ile Niyâzî-yi Mısrî’den mısralar alalım:” deyip Tekke Edebiyâtı ve Tasavvuf’a âit çeşitli mecaz, mazmun ve kavramlara da açıklık getirerek birer şiir ve açıklamalarına da yer vermiş.
Dergideki ilk yazı bir mülâkât. İslâmî ilim, kültür, hukuk ve edebiyat çevrelerinin yakından tanıdığı, aynı zamanda adı geçen vakıf ve derginin öncülerinden, bizim de İstanbul Yüksek İslâm Enstitüsü’nden TÜRK MEDENİYET TÂRİHİ Hocamız Prof. Dr. Osman ÖZTÜRK’le yapılmış. Sonra da, Dr. Câhit ÖNEY ve Muzaffer DOĞAN’la da röportajlar yapılmış. Her üçü de çok uzun değiller ama kısa kısa güzel, çarpıcı, ilginç değerlendirmeler var.
Bu arada ayrıca, geçtiğimiz aylarda bir ameliyat geçirdiğini öğrendiğimiz, İstanbul Belediye Başkanlığı döneminde Tayyip ERDOĞAN’a danışmanlık ta yaptığını bildiğimiz muhterem Osman Bey hocamıza buradan geçmiş olsun diyor, âcil şifâlar diliyoruz.
Bu sayıda, İslâmî Edebiyat tanımına giren yazarların en önde gidenlerinden olarak kabul edilen M. Âkif ERSOY ve adaşı, ünlü şâir M. Âkif İNAN’a da kısa bir değinme yapılıp, hayırla yâd edilerek, güzel bir vefâ örneği sergilenmiş.
Unutulan Divan Şâirlerimiz: KEMAL EDİP KÜRKÇÜOĞLU ve OSMAN ŞEMS EFENDİ. Kültür ve Edebiyâtımızın, tanımamızda ve okumamızda büyük faydalar olan bu iki önemli şahsiyeti, şiirlerinden örneklerle okuyuculara anlatılmış. Yine, hemen devamındaki yazıda da Yavuz Bülent Bâkiler ve şiirinden örneklere yer verilmiş. İlerleyen sayfalarda da TAŞRALI EŞREF, Firdevs Yüksel’in kalemiyle huzûra getirilmiş.
Necip Fâzıl’ın ÇOCUK şiiri ve Arapçası yanında, gezi, şiir, hikâye, makâle, deneme ve piyes türünde tahlil ve yazılarla muhtevâ çeşitlendirilmiş. Gezi yazısında, Kütüphâne Müdürlüğü Emeklisi Ülkü ÖNAL, BATUM izlenimlerini anlatmış. Dergi en son, MANİ, HOYRAT örnekleri ve MISRA-İ BERCESTE’lerle kapatılmış.
Dergiler, adı üstünde çeşitli türleri derlemeleriyle rengârenk bir bahçe hüviyeti arz ediyorlar. Dolayısıyle insanı bir ufuk yolculuğuna çıkarıyorlar. İlerleyen günlerde belki, bazı yazılardan bölümler ya da hepimizi ilgilendiren kültürel haber ve değerlendirmeleri sizlerle paylaşırız. Ama, bizim için bu yeterli olmaz derseniz, işte telefon: 02125343264. Veyâ, dergi adıyla internette de araştırma yapabilirsiniz.
Evet sevgili okurlar; bugün de, baharın getirdiği duygularla birlikte değişik bir gezi yapıp şöyle bir dolaşalım istedik. İnşâllâh iyi etmişizdir diyor, hepinize şiir tadında güzel günler, edebli edebiyat ve hayatlar, bereketli ömürler dileğiyle, sevgi ve saygılar sunuyoruz ves’selâm…
ORDU HAYAT GAZETESİ
04.03.2011