YARININ GENÇLERİNE BAŞARILAR…
Dün, cumâ namazı İmam-Hatip Câmii’ne tevâfuk etti. Çünkü, genelde olduğu gibi birkaç ihtimâl akıldan geçtiyse de, şudur diye karar verdiğim bir yer yoktu. Nasipte bu defâ da burası varmış. Rüzgâr oraya uçurdu. İyi de oldu. O civarın kalabalık bir cemaati var. Çevresiyle birlikte o gün sanki panayır yeri gibi oluyor. Cuma günü sonuçta, ne de olsa bayram, değil mi?…
Daha uzaktan ses yankılanıyordu. İçeri girdiğimizde konuşanın Ali DÜZGÜN Hoca’dan başkası olmadığını anladık. Konuları, ağdaya, hırçınlığa, malumatfuruşluğa kaçmadan, ağırbaşlı, arı-duru, içten ve herkesin rahatça anlayacağı dilden güzel güzel, tatlı tatlı anlatıyordu. Sohbet sürükleyici ve de özendiriciydi.
Mukaddes kitabımıza vurgu yaparken bir ara, söz Fâtiha’ya geldi. Namaz kılan her müslümanın, günde en az 40-50 defâ okuduğu bu açış ve açılış sûresinin Kur’an’ın özü ve anahtarı olduğunu belirterek, keşke anlamını da bilebilsek, mesajını kavrayabilsek şeklinde tavsiye mâhiyetinde dileklerde bulunuyordu. Merak edip okusak, bilgili, daha görgülü insanlar olsak, Rabbimizin huzûruna daha çok iyilikle gitsek olmaz mı? Ne güzel olur değil mi diye de dikkâtleri yoğunlaştırmağa çalışıyordu. Her kes de can kulağıyla dinliyordu. Ben de tabiî.
Her Cumâ öncesi konuşmalarda yapıldığı gibi sonlara doğru hatırlatmalar faslına geçti. Bu hafta sonu Üniversite imtihanı varmış. Tamam da, vaazla ve konumuzla ilgisi ne derseniz; bunun için bu akşam bu camide, öğrencilerimizin başarısı için duâ mâhiyetinde Kur’an Tilâveti yapılacakmış. Çok güzel bir düşünce ve uygulama. Rabbimiz düşünüp gerçekleştirenlerden, emek verenlerden, katkısı bulunanlardan râzı olsun.
Daha da hoş ve güzel olanı da, hocamız bu konuyu sınıfta dile getirip duyurduğunda çocuklar, “Hocam!” demişler, “ Mâdem böyle bir şey yapılacak, kara saçlı amcalar, ak sakallı dedeler bizim için duâ edecekler, bizler de aramızda para toplayıp oraya gelen baylı-bayanlı cemaate bir şeyler ikram edelim, ne dersiniz?”
“Aman yavrularım, ne güzel düşünmüşsünüz. Beni çok duygulandırdınız. Ceddinize rahmet. Ama, o dedeler var ya, işte onlar, bu işin ikram tarafını da hâllederler. Siz hiç merak etmeyin, çalışmanıza bakın.”
Bizim duygulandığımız kadar, Ali Hoca da duygulanmış, heyecanlı heyecanlı aktarıyordu. Hissiyâtım namaz sonrasına da taşmıştı. “Hocam, anlattıklarınızdan çok duygulandım. Ortam çok bozuk. Her şey ahlâksızlığa hizmet ediyor. Böyle gençlerin olduğunu duymak bizi çok ümitlendirdi. Sağolun.” dedim.
O da, “dünyada tespit edilebilmiş ilk yazılarda bile, gençliğin bozulduğundan dem vuruluyormuş. Kuşaklar arası farklılıklar her dönemin konusu. Elbette yanlışlıklar var ama, iyilikler-güzellikler de devam ediyor ve de kıyâmete kadar devam edecek” dedi. Akşam yapılacak program ve gençlerimiz üzerine biraz hasb-ihâlden sonra ayrıldık.
Abdülkadir DEMİR Hocamız da görevinin hakkını verme noktasında dikkâtli davranan arkadaşlarımızdan. O muazzam cemaatin önünde imamlık kolay değil. Ama, hocamız mihrabı dolduruyor. Kendisine tekrar hayırlı olsun diyor, muazzez ve hassas görevinde üstün başarılar diliyoruz.
O da sözün sonunda Ali Bey’inkileri teyiden hatırlatmalarda bulundu. Kabadüz’e yapılacak Kur’an Kursu ve Diyânet Sitesi’ni tanıtırken, bunun bir ilk olduğunu belirtti. Bizler de bu habere çok sevindik. İnşâllâh, bir an önce yapılır, Kur’an bülbüllerinin sesleri bu şirin ilçemizin derin vâdilerinde yankılanır.
Hutbe de güzeldi. Konusu gibi kendisi ve okuyuşu da ihlâs ve samîmiyet kokuyordu. İslâm büyüklerinden aralara serpiştirilen sözler çok vurgulayıcıydı. Namazdan sonra isteyecektim, ama unuttum. İlk fırsatta, inşâllâh. İnsanı mâneviyât burçlarına çeken, ümit ufuklarında uçuran müjde kanatları. Söz deyip geçmeyin. Bir söz bin şey ifâde eder çoğu zaman. Hattâ, çok daha fazlasını da. İnşâllâh, zaman zaman yaptığımız gibi, o sözleri de burada paylaşırız bir gün.
Sevgili okurlar. Yine sonlara geldik. Biz de bugünkü konumuzu, yarın yapılacak Üniversite imtihanı için bulunacağımız güzel dileklerle bitirelim.
Hocalarımız gibi biz de, Rabbimiz, gençlerimize zihin açıklığı versin diyoruz. Onları burada da ötede de mahcup etmesin.
İyilik, güzellik, mutluluk peşindeki göz nûru, gönül sürûru, ümit çiçeklerimiz tüm gençlerimize, milletin, memleketin, kendilerinin, çevrelerinin hayrına olacak tüm çalışmalarında, yarın ve de sonsuza kadar karşılaşacakları bütün sınavlarda ve her türlü safhalarda hayırlı üstün başarılar elde etmelerini diliyor, sevdikleriyle birlikte sonsuz mutluluklar temennî ediyoruz.
Rabbimiz onları da, bizleri de, iyilerle karşılaştırsın; güzelliklerle buluştursun.
Hayırlı hafta sonları, güzel baharlar, mutlu yeni gün ve saatler ves’selâm…
ORDU HAYAT GAZETESİ
25.03.2011