Nuri KAHRAMAN - Anasayfa
  - Arşiv
     - MIZRAP 2011, (MIZRAP 2011)
NECDET GARAN
1957 defa okundu,

 

NECDET GARAN

1967-68 yılları. O zamanlar bizler, “köyden indim şehre, şaşırdım birdenbire!” takımıyız. Her şeyden önce çocuğuz. Ordu İmam-Hatip Lisesi açılalı 1-2 sene olmuş. Hattâ bizim kaydımız, şimdiki Cumhûriyet Meydanı’nın olduğu yerdeki Merkez Ortaokulu’nun, İmam-Hatip Okulu olarak sınıf diye tahsis edilmiş depo ve barakalarında yapılmıştı. Yanlış hatırlamıyorsam orada biraz derslere de girmiştik. Sonra, şimdiki mevcut yere gelinmişti.

Müdürümüz Necdet GARAN Bey’di. Onun bize göre farkı, öğretmenlerden ayrı olarak bir makamının olmasıydı. Çok fazla kalmadı burada. Okulu dışarıda açtı, arsaya okulu yaptı, içeriye mevcut talebelerini yerleştirdi. Sonra, her memur gibi buradan ayrıldı.

Ama, kitabında yazdığı üzere, çok güzel intibâlarla ayrılmış olması yıllar sonra bizi de memnun etti. Keşke, o zamanki heyecanlar şimdi de olsa buralarda…

Her neyse, meğer hocamız tam bir hâtıralar yumağı olarak yaşamış. Hayâtı, her Müslüman Türk genci için örnek ve ibretlerle dolu. 1 ay önce, HÂTIRALARDAN HAKÎKÂTLERE Necdet GARAN yazımızda da değindiğimiz gibi, her şeyden önce bir göçmen olarak yaşadığı serüven oldukça ilgi çekici.

1939 yılında, 5 yaşındayken, Bulgaristan Deliorman Bölgesi Vartalar Köyü’nden Anavatan Türkiye’ye göçmüşler. Yerleştirildikleri Diyarbakır’da iklîme alışmaları çok güç olmuş.

Okuma, sonra uyumdaki zorluklar, sonra görev sürecinde yaşananlar. Oradan diğer illere göçüş. Hep mücâdelelerle geçen bir ömür. Tüm bunlardan sonra, Ordu İmam-Hatip Okulu’na gelişi, ondan sonra neredeyse yarım asır denecek bir süre geçip te, bir kitap vâsıtasıyla da olsa tekrar karşılaşmak heyecan verici.

Kitabın üzerinde telefon var. Oradan hemen kendisine ulaştık. Çok memnun oldu. 2o kitap istedik. Buradaki öğrencilerine ulaştırmaya çalıştık. Herkes çok memnun oldu. İlgiyle okuduklarını belirttiler. Telefonla irtibat kuranlar oldu. Erkan Temiz Bey, Pilâv Günü’ne dâvet etmiş ORİMDER adına. Kitap, güzel şeylere vesîle oldu gerçekten.

Hüseyin Başköy Ağabey, kitabı, hocanın bir mesajı olarak algıladığını belirtti. Bu yaşta bunu yazmak, “siz ne duruyorsunuz? Kendinizi emekliye mi ayırdınız yoksa? Hiç öyle şey olur mu?” anlamına geldiğini söyledi.

Kısaca, her sohbet meclisinde, kitap motive edici bir eser olarak, yaş ne olursa olsun gayretten geri durmamak, yapılabilecek şeyleri arda bırakmamak adına bir örnek olduğu tespitlerinde bulunuldu.

En son sizleri, kitabın ÖNSÖZ’üyle baş başa bırakarak bu günkü yazımızı noktalamak istiyoruz.

“Rahmân ve Rahîm olan Allâh’ın adıyla…

"Geçmiş zaman olur ki hayali cihan değer"

Üzerinden epey zaman geçti. "Zaman silindiri" üzerimden önce yavaş yavaş sonra sur'atlı geçmeye başladı. Ancak "silindir altında" ezilmedim. O geçince yine kalktım. Allahın ipine sarıldım. Hayata tutundum. Kötümserliğe, acizliğe kapılmadım. Hayatım "zikzaklı", fakat epey renkli geçti. Anlatılacak, ders çıkarılacak hatıralar oluştu. Bunları, bazı hakikatlara da değinerek yazayım, dedim. Yazdım. Belki "binlerce talebeme" son dersim olur. Milletime de bir uyarım olsun istedim.

            Erkek ve ya kadın, bazı gençlerin hatıra yazdığını gördüm, duydum. Mazisi kısa olanın ne hatırası olacak, onu da düşündüm. Demek ki yazacak bir şeyleri vardı da yazdılar. Bizlere, Türk çocuklarına ve gençlerine ekseriyetle. batılıların hatıra kitaplarından bahsettiler, onları okuttular. Her konuda olduğu gibi varsa da yoksa da "batı"!.. "Batı, batı" diye diye batmakta olduğumuzun farkında değiliz.

Evet acısı ile tatlısı ile; "Bize bir zevk-i tahattur kaldı şu sönen gölgelenen dünyadan ...  “Dünya hayatı, bir oyun ve eğlenceden ibarettir." "Bir ağacın gölgesinde biraz dinlenmek gibidir."

Biz de takdîr-i ilâhî ile bu dünyaya geldik, kaderimizi yaşadık. Yaşadığımızı bildik. Geri kalan ömrümüzdeki "yazılanLarı" Allah bilir. Zira "Gaybı Allahtan başka kimse bilemez," Bundan sonra:

"Görelim bakalım Mevlam neyler - Neylerse güzel eyler!”

Hâtıralarımı bir bohçaya sarar gibi toplayıp derledim. Okuyanlara "selâm olsun!”

Ehl-i Sünnet itikadına aykırı bir kdam etmemeye azamî dikkat sarfettim.  Türk Milletinin de milli ve manevî değerlerini takviyeye çalıştım.

            Bu kitabımı, merhum "Muallim ve İmam-Hatip" babam "Talip Hoca”nın

rûhuna ithâf ediyorum. Rûhu şâd olsun, mekânı cennet olsun!...

Sa'y-ü- gayret bizden, tevfîk Allahtandır…

Necdet GARAN  05 Ağustos 2009  URLA-İZMİR”

            Hocamız, hepimiz için çok faydalı bilgiler, örnek hareketler bulunan kitabında telefon ve adresini de yazmış:

 İskele Mah. 2011 Sk. No:5 Urla-İZMİR  Tel: 0232- 752 17 58

İnşâllâh hocamızla görüşmek te mümkün olur. Keşke, arkadaşlar olarak, ilk müdürümüzden başlamak sûretiyle, diğer öğretmen ve idârecilerimizden ulaşabildiklerimizle irtibata geçip ziyâretleşebilsek, izlenimlerimizi de kayda geçsek; ne güzel olur, değil mi?

İnşâllâh diyor, başta Necdet GARAN Bey hocamız olmak üzere tüm hocalarımıza sağlıklı ve de hayırlı uzun ömürler, sevdikleriyle birlikte sonsuz mutluluklar diliyoruz ves’selâm…


 ORDU HAYAT GAZETESİ

08.04.2011