Nuri KAHRAMAN - Anasayfa
  - Arşiv
     - MIZRAP 2011, (MIZRAP 2011)
AHMET GACAROĞLU YEŞİLBAŞ ve GERÇEKLER..
1698 defa okundu,

AHMET GACAROĞLU YEŞİLBAŞ  

ve GERÇEKLER…

Geçenlerde, Melet Havzası’nın Cumhûriyet Dönemi ünlü hocalarının en önde gelenlerinden biri olan  Gacaroğlu Ahmet Efendi 1876-1962”den söz etmiştik. Gerçekten, Ordumuz’un, bilhassâ dînî eğitim ve yaşantısına dâir, o zaman dilimlerine âit sağlıklı bilgiler yok. Her şey dilden dile dolaşıyor bir şekilde. Ama bunlar kaynaklara geçmiş, süzülmüş, test edilip araştırılarak sağlıklı bir zemîne oturtulmuş değil. Bu konudaki yazıların azlığı, bizim kuşaktan başlamak üzere eli kalem tutanların ilgisizliği nasıl yorumlanmalı bilemiyorum. Bildiğim bir şey varsa, sanki Ordumuzun çok uzak olmayan yakın geçmişinde dînî hayat olmamış gibi bir durum söz konusu!

Böyle derken abarttığımı düşünmüyorum. Tokat, Sivas, Gümüşhâne vs. çevre iller zâten başlı başına ilim merkezleri o zamanların. Onları geçin, Trabzon’a gidin, Rize’ye varın, dönüşte Giresun’a uğrayın. Erinmeyip Ünye’ye geçin. Her yerde en az bir-kaç âlim, ulemâ ya da kültür adamının hayâtına, eserlerine ve hizmetlerine dâir kitaplar görürüsünüz.

Bunlardan  örnekleri zaman içerisinde paylaşırız inşâllâh. Ama, Ordu’da bu anlamda bir örnek bile bilmiyoruz henüz. Sanki burada ilim olmadı. Âlim yaşamadı. Medrese hayâtı yoktu. Hiç böyle bir şey olabilir mi? Elbette olmaz. Burada eksik olan, eserlerin yazılmamış olmasıdır bence. Gençleri, tanıklar tamâmen yok olmadan kaleme sarılmaya dâvet ediyorum. Biz de, elimizden geldiğince yardımcı olmaya hazırız.

Aslında bir dergi olsa, bu ve benzeri konuları gündeme taşıyıp sürükleyebilir. Yazılan yazılara katkıda bulunmak, eleştirmek adına yazılacak diğer yazılarla meseleler ivme kazanır. Sonuçta kitap çapında somut eserler çıkar ortaya. O zaman, bize hemen bir dergi gerek. Şimdilik inşâllâh demekle yetinip Gacaroğlu Ahmet Efendi’ye gelelim.

Geçen günlerde, yazdığımız yazı bağlamında konuşurken Nazım Amca da bir iki bir şeyler söyledi Hoca Efendi’yle ilgili olarak. Nazım Amca, bizim sülâlenin en büyüğü şu anda. Yaşı 90’a yakın. Evleri, bizim köyün Şuayip sınırında. Arada bir dere var. Görür görmez konuyu o açtı:

“Gacaroğlu  Hoca’yı anlatmışsın. Okudum. Hoca Efendi’yi tanıyorum. Babam Kur’an okumaya dâvet ederdi. Bize gelirdi. Kur’an okur, topluluğa nasihatta bulunurdu. Ağır başlı, vakur bir insandı. Çok bilgili, kafalı bir adamdı. Çevrede örneği pek yoktu. O zamanlar öyle âlimler nâdirdi. Çok konuşmazdı ama, konuşunca dinletir ve etkili olurdu. Bu tarafların hocası oydu.

Bir oğlu vardı Mesut adında. Benimle yaşıttı. Okul arkadaşımdı. Sonra o Çambaşı’nda, yaylada hastalandı, öldü ve oraya defnedildi. Bilmiyorum mezarı şimdi belli mi? Belki kendi yakınları bilirlerdir. Hâlit diye bir oğlu vardı. Bir de Âdil’i biliyorum. Hâlit hayatta gâlibâ, Halit mi, belki de Gâlip?! İşte böyle yeğenim!”

Nazım Amca’ya teşekkür ettikten sonra, geçen yazıda başvurduğumuz Musa YEŞİLBAŞ’ın verdiği bilgilere, bizler de bir şeyler katarak devam edelim. Geçenki yazıda da söz vermiştik talebeleri ve okuttuğu dersler hakkında bilgi vereceğimizi:

Hocaefendi’nin yetiştirdiği, diyânet câmiası ve halkımızın yakından tanıdığı bugünkü hocalar ve o zamanlar okuttuğu diğer meslek gruplarını seçmiş talebeler çok olmakla beraber ilk akla gelenlerden ve tespit edebildiklerimizden, çoğu hayatta olan bazıları şunlardır:

 Mehmet Hulûsî MURTAZAOGLU (Emekli Vaiz), Mehmet ÇELENK (Emekli Müftü, İl Genel Meclis Üyesi) Zekeriya KARA (Emekli Müftü) Osman TOPARLAK (Emekli İmam), Yusuf Ziya ÖZTÜRK (Emekli İmam), HâIit ESEN (Emekli İmam), Fahri YÜKSEL (Emekli İmam), Hasan BAYTAR (Emekli İmam), Adil YEŞİLBAŞ (Emekli İmam), Hakkı MEMİŞ Hoca (Piraziz Merkez Camiden Emekli İmam), Şevket YÜKSEL (Emekli İmam) Selahattin ERDEM (Emekli İmam) Mehmet Ali YILMAZ, Ahmet ÇELENK, Avni SOGUKSU, Nazmi KILIÇ, SâIim KAHRAMAN(İş Adamı), Hasan ELİK, Yaşar KARAKAYA, Şevki ŞAHİN, Yusuf HıDıR.

Bu sayı, sizlerin de vereceği bilgilerle oldukça çoğalabilir. Konuya bir şekilde ve her hangi bir yönüyle katkıda bulunmak isteyenler 05324323952 no’lu telefonumuzdan bize ulaşabilirler.

Okuttuğu dersler: Kur'ân-ı Kerim, Arapça Sarf-Nahiv, Mantık, Alaka, Akaid, Meani-i Muhtasar, Mir'atüI'Usûl, Celaleyn, Feraiz, Tefsir ve Hadis.

1961 yılında yakalandığı hastalığın etkisi ile Eğitim ve Öğretime devam edememiş, 5 Nisan 1962 tarihinde gün batımı ile birlikte rûhunu Rahman'a teslim etmiştir. Hayatında inandığı gibi yaşamaya çalışmıştır. Hiç tıraş olmadan sakal bırakması, onun daha küçük yaşta sünnete riayeti şiar edindiğini göstermektedir. O talebe okutmanın yanında köyün İmam-Hatipliğini de yapmaktaydı .. Soyadı kanunu çıktığı zaman kendisine en uygun düşecek sıfatın "YEŞİLBAŞ" olacağını düşünerek nesline de en güzel mirası bırakmıştır. Zirâ, baştaki yeşil sarık, o zamanki dilde ilmi ve irfânı ifâde etmektedir. Hoca Efendi bununla, neslinin bu soyadıyle birlikte din, îmân, ilim, ahlâk yolunda yürümelerini arzulamıştır.

İnşâllâh her şey hayırlısından, hayâl ettiği şekilde gerçekleşir.

Mekânı cennet olsun ve de kabri nurlarla dolsun ves’selâm…


 

 ORDU HAYAT GAZETESİ

15.04.2011