Bilindiği gibi fındık mevsimiyle birlikte bahçelerde budama işlemleri başlıyor. Kesilen dallar yerlerde yatıyor. Sonra çalılar çırpılıp odun bir yana çalı bir yana ayrılıyor. Odunlar bahçede bırakılmıyor. Çünkü yakmak için hâlâ bir ihtiyâç olarak gözüküyor kömüre rağmen. Lâkin şehirde kömür yaksa bile köye geldiğinde odun yakmayı düşünenler bu dalları değerlendiriyorlar. Evin yanlarında bir yerlere yerleştiriyorlar. Ya çalılar? Geçmişte zerresi bile ihtiyaç olarak görülen çalılardan bu gün kurtulmanın en kestirme yolu yakmak. Çünkü, başka türlü temizleme yolu henüz yok. Bunun için de en müsâit günlerdeyiz. Havalar açık ama ısı düşük. İşte şimdi tam zamânı. Bunu fırsat bilen vatandaşlar bahçeleri âdetâ ateşe veriyorlar. Bahçenin en meydan yerini kendilerine tâbiri câizse üs olarak seçiyorlar. Çalıları oraya çekip toparlıyorlar. Sonra da çakıyorlar kipriti. Yakın düşüp ateşten etkilenecek dallar varsa eğip arka dallara örüyorlar. Sonra diğer çalıları azar azar kararınca atarak yakma işlemini bitiriyorlar. Çocuklar için bir eğlence değeri de taşıyan işlemin sonunda bahçe tertemiz hâle gelmiş oluyor.
İşte bunun için hafta sonları bir fırsat oluyor. Bunun sonucunda yer yer yükselen alevler ve dumanlar köyü alışılmışın ötesinde bir manzarayla şenlendiriyor. Ne var ki, yakma işlemindeki başarı bahar geldiğinde dalda yaprak olarak kendini gösterecek. Yaprak açmayanlar için bahar da, yaz da bitmiş olacak. Bunun için dikkâtli olmak gerekiyor.
ORDU HAYAT GAZETESİ
21.01.2008