CADDE-NÂME
Bir tur der, çıkarsın yola
Şehrin caddelerinde…
Arada verirsin mola
Şehrin caddelerinde…
Çocuklarınla elele
Ya da dostlarla kolkola
Hadi uğrun açık ola
Şehrin caddelerinde…
Sağa-sola baka baka
Asa-kese, yaka-yıka
Karşımıza kimler çıka
Şehrin caddelerinde?..
Ahbap, arkadaş görürsün
Bir, Hak selâmı verirsin
Kâlpten gelirse, erirsin
Şehrin caddelerinde…
Bir-kaç dükkâna uğrarsın
Biraz muhabbet sararsın
Köyünden haber sorarsın
Şehrin caddelerinde…
İster bankta oturursun
Hem ıslanır, hem kurursun
Gezinmeden zor durursun
Şehrin caddelerinde…
Vitrinler hep sana bakar
Hadi al der, borca takar
Yol nerden nereye çıkar?
Şehrin caddelerinde…
Kim bilir, ne yaptığını
Nereden ne kaptığını
Nerelere saptığını
Şehrin caddelerinde…
Bakkal, market, kahvehâne
Sigara, alkol, meyhâne
“Kötü” bozuk; “şer” bahâne!
Şehrin caddelerinde…
İmam-Hatip’ten Köprü’ye
Vardık yürüye yürüye
Benziyoruz bir sürüye
Şehrin caddelerinde…
Pastahâne, Postahâne
Kalabalık çok şahâne
Dostluk güzel, yol bahâne
Şehrin caddelerinde…
Fidangör’den Fidangör’e
Akar bir sel, gider nere?
Ayıp kaçar; ahlâk, töre!
Şehrin caddelerinde…
Kafe, teras, internetler
Disco, kulüp; kim denetler?
Kimbilir ne mel’anetler!
Şehrin caddelerinde…
Bar, stad, ya da sinema
İçki, küfür, argo, kavga
Düşeni yakar bu sevda
Şehrin caddelerinde…
Çocuklar sokakta kayıp
Kayıp aramak ta ayıp!
Gitsen olmaz sövüp-sayıp
Şehrin caddelerinde…
Sâhil, kordon ayrı âlem
Manzaraya gelmez kalem
Şehit rûhlarında mâtem
Şehrin caddelerinde…
Banka, Finans, bankamatik
Her şey artık otomatik
İnsanlar bile mekanik
Şehrin caddelerinde…
Arabalar gürültülü
Köpekler var hırıltılı
Her ne varsa zırıltılı
Şehrin caddelerinde…
Belediyenin önü park
Şadırvanda edilir çark
Her gün böyle;her gün,yok fark
Şehrin caddelerinde…
Vara-yoğa yürünüyor
Sürüm sürüm sürünüyor
Dünyâ nasıl görünüyor
Şehrin caddelerinde?…
Güneş kapıları açmış
Milleti sokağa saçmış
Sanki herkes evden kaçmış
Şehrin caddelerinde…
Ada’dan Moda’ya yoğun
Sıkıştırır solun sağın
Zehir solursun üç öğün
Şehrin caddelerinde….
Cumâ’da bile dopdolu
Tenhâ göremezsin yolu
Kimler kimin, neyin kulu?
Şehrin caddelerinde…
Boztepe bakar yukardan
Manzara gönderir kardan
Söz açma edepten ardan
Şehrin caddelerinde…
Yer-yer câmi-cumâ, namaz
Kimi gider eder niyâz
Kimileri hiç uğramaz
Şehrin caddelerinde…
Elbet her şey nasîp işi
Mevsimin var yazı kışı
Kendini bilecek kişi
Şehrin caddelerinde…
Bol yapılmış, neyse gerek
Her taraf bal; pasta, börek
Yalnız câmilerim seyrek
Şehrin caddelerinde…
Şâhincili’den Orsan’a
Bir câmi var mı sorsana
Nice sorular var sana
Şehrin caddelerinde…
Şirinevler’den bu yana
Bir şehir var, bir baksana
Bir minâre göster bana
Şehrin caddelerinde…
Ezan kaç eve ulaşır?
Ya da kaç dükkân dolaşır?
Kimler, neyle haşir-neşir
Şehrin caddelerinde?...
Başkanlar hep çok gayretli
Anlı, şanlı, azametli
Hem Kuğu, hem Doğa kentli
Şehrin caddelerinde…
Meskûndur binlerce sâkin
Kentler birer ilçe, lâkin
Yapmamışlar câmi ilkin
Şehrin caddelerinde…
Sanıyorlar çok kârdayız
Bilmiyorlar zarardayız
Nîmetlerle nazardayız
Şehrin caddelerinde…
Gün gelir cadde sorulur
Mânâ ve madde sorulur
Sorumsuz nasıl durulur
Şehrin caddelerinde?..
İnsan olmak kolay değil
Hayât sâde halay değil
Seçilmek şinanay değil!
Şehrin caddelerinde…
Nûrânî, sözünden mes’ûl
Aslından, özünden mes’ûl
Kaşından, gözünden mes’ûl
Şehrin caddelerinde…
ORDU HAYAT GAZETESİ
24.01.2008