KUTLU DOĞUM RÜZGÂRI
Milletimizin, o bilinen Peygâmber Sevgisi bu yılın Kutlu Doğum Haftası’nda da kendini gösterdi. Ordu’muzda gördüklerimizden öte, yazılı ve görsel medyadan tâkip ettiğimiz kadarıyla Türk Milleti Peygâmber sevgisi adına nice türden etkinliklere ve gayretlere imza attı. Satışlarında indirim yapanlar, esnaf olarak bedava hizmet verenler, gül dağıtanlar, kitap hediye edenler, vitrinlerini özel olarak süsleyenler, kan bağışı yapanlar, aşûre dağıtanlar, tatlı vs. türünden ikramlarda bulunanlar , fidan dikenler, mevlit merâsimleri tertip edenler, hastane ve huzurevi ziyâreti yapanlar; “benim de bir katkım olsun” hassâsiyet ve düşüncesi, ferdî çabalarıyla organizasyonlara imkân ve mârifetleri ölçüsünde sessiz sedâsız katkıda bulunanlar; daha niceleri sayılabilir. Tüm millet olarak, O Kutlu Elçi Mekke’den yeni hicret etmiş te buralara geliyormuşçasına heyecan duyarak geçirdik bu haftayı âdetâ.
İşte dünkü gazetelerden bir haber: Hafızlardan turistlere İngilizce meal ziyâfeti! Kutlu Doğum etkinlikleri münâsebetiyle Sultanahmet Câmii’nde İstanbul’un en tanınmış hâfızları, bu gün turistlere Kur’an ziyâfeti sunacak. Okunan âyetlerin bâzılarının İngilizce meâllerinin de okunacağını belirten, câmiin başimamı Emrullah HATİBOĞLU, “Kılınan namaz ve okunan Kur’an’ı turistler büyük ilgiyle izliyor. Bu ziyâfeti anlamaları için İngilizce meâl okuyacağız” dedi. Bunun hemen altında; “Kutlu Doğum Haftası’nda Mersinliler yardımda yarıştı” haberi var. Haberde, Kimse Yok mu Derneği’nin 500 gönüllüsünün, topladıkları gıdaları paketler hâline getirerek 5000 âileye ulaştırdığı anlatılıyor.
Türkiye’mizin her ilçesinde olduğu gibi sınır vilâyetimizin sınır ilçesi Hopa’da da bir konferans düzenlenmiş Kutlu Doğum münâsebetiyle. OMÜ İlâhiyât Fakültesi Öğretim Üyesi Prof.Dr.Mehmet OKUYAN burada yaptığı konuşmada “Dünyâda asker ocağına PEYGÂMBER OCAĞI diyen bizden başka millet yok” diyerek Peygâmber Sevgimizin niteliğini en vurucu bir biçimde ortaya koymuştur. Bu aynı zamanda vatan sevgimizi de özlü bir biçimde açıklıyor.
Bir başka sınır bölgemiz Doğubeyazıt’ta da “KUTSAL EMÂNETLER SERGİSİ” yapılmış. Türk Milleti’nin pratik zekâsını inanç ve sevgisi uğrunda nasıl kullanabildiğini gösteren, gül kokulu kitaplar türünden sayısız ilginç etkinliklere sahne oldu Hz. Peygâmberin Fetih müjdesinin mazharı olan aziz memleketimiz geçen hafta.
Bir şehre giriyorsunuz; gül kokulu afişler karşılıyor sizi. Şöyle göz gezdiriyorsunuz, nedir diye. Birini okuyorsunuz; Alperen Ocakları’ndan SEVGİLİSTAN başlığı altında Gözyaşı Geceleri Programı ve SERGİ. Diğerine bakıyorsunuz;Anadolu Gençlik Derneği’nin İlim Yayma Eğitim Vakfı işbirliğiyle konuk ettiği, konuşmacısı ise yine hepimizin kitaplarından tanıdığı Prof.Dr. İhsan Süreyyâ SIRMA olan oylumlu bir etkinlik. Afişi görür görmez AGD Ordu Şûbesi’nden arkadaşları aradım. Hocamız buraya kadar gelmişken neden Ordu’ya da gelmiyor, siz de dâvet etseydiniz gibisinden. Aldığım cevap;
- Biz Kapalı Spor Salonu’nda daha büyük bir etkinlik plânlamıştık. Ancak izin verilmedi!şeklinde oldu.
O zaman fazla irdelemeye gerek duymadan, bir zamanlar Ensar Vakfı olarak İmam-Hatip Liseleri arası Hadis Yarışması düzenlemek istediğimizde izin verilmediği ve AKM’de yapılacak bir konferansın, izni alındığı ve dâvetiyelerin de dağıtılmış olduğu hâlde son anda müsâde edilmeyip hafta sonu alelacele başka bir salona yöneldiğimizi hatırladım.
Konuşmacı Hocamız Prof.Dr. İhsan Süreyyâ SIRMA, geçtiğimiz Cumartesi günü akşamı sunacağı, KUTLU NEBÎ’NİN KUTLU DOĞUM’U adlı konferanstan önceki öğleden sonrayı, kitap imzalama programı bağlamında Ebâbil Kitabevi’nde okuyucularıyla sohbet ederek geçirdi. İstek üzerine şiirlerinden okudu. Bizim de çocuklarımızla katıldığımız bu etkinlikte, kitapların cennet bahçesinde gül kokulu sohbetler yapıldı. Tam, Ezan isimli kitabını imzaladığı esnâda ezan tevâfuk etti. Ezan üzerine yoğunlaştı sohbet doğal olarak. Hoca, Bahtiyâr VAHABZÂDE’nin ezan şiirini okudu kitabından. Tabiî bundan önce bir girizgâh yaparak:
“Efendim, 1917 Bolşevik İhtilâli’nden sonra Rusya’da din yasaklanmıştı mâlum. Yıllar sonra Türkiye’ye geldiğinde şâir, kaldığı otelin penceresinden ezanı duyunca yazmış bu şiiri” dedi ve şiiri duygulu bir şekilde okudu. Daha sonra şunu söyledi:
“Araştırdım, hiçbir İslâm Ülkesi’nde bizdeki kadar ezan şiiri yazılmamış. Hattâ neredeyse hiç yazılmamış. Neden?”
“Çünkü bizde hasret vardı. Çünkü bir zamanlar ezan bizde yasaklanmış ve bu yasak uzun sürmüştü. Bu da bizde bir ezan edebiyâtının doğmasına sebep olmuştur.”
AGD’nin etkinliği bundan ibâret değildi. Ayrıca 40 HADİS EZBERLEME YARIŞMASI düzenlemişlerdi. 1.ye Dizüstü Bilgisayar, 2.ye Dijital Fotoğraf Makinesi, 3.ye yarım altın, sonraki -15 kişiye ağırlıklı olmak üzere- tüm katılımcılara da hediyelerin verileceği vaat edilen yarışmanın afişleri şehrin sokak ve caddelerini doldurmuştu.
Şuurlu Öğretmenler Derneği Samsun Şûbesi, DİNLERARASI DİYALOG ve SÜNNET konusunda Dr.Ebubekir SİFİL’i ağırlıyor.
Tekkeköy Hilâl Eğitim ve Kültür Derneği SÜNNETİ ÇAĞA TAŞIMAK adına Prof.Dr.Hayri KIRBAŞOĞLU’yu çıkarıyor Tekkeköy sâkinlerinin huzûruna.
Ordu’muzda Belediye kavramıyla yan yana olarak, sağ olsun sol olsun, örneğine hiçbir dönemde rastladığımızı hatırlamadığımız türden etkinlikler burada öteden beri hep olageliyor. Bu mânâda bu defâ ilk gözümüze çarpanlardan biri, İlkadım Belediyesi’nin, Kutlu Doğum Etkinliği bağlamında DOST’A DOĞRU başlığıyla Doç. Dr. Nihat HATİBOĞLU’nu misâfir edeceğine dâir afişti.
Canik Belediyesi’nin, Kutlu Doğum etkinlikleri içerisinde değerlendirilmemekle berâber aynı günlere tevâfuk eden Ortadoğu ve Türkiye konulu Prof.Dr. Nevzat YALÇINTAŞ’ın vereceği konferans da bir örnek olarak kayda değer.
Samsun Müftülüğü’nün bir küçük kitapçık boyutundaki faaliyet broşürü ve Kutlu Doğum adına DinGörevlileri Derneği’nin tertiplediği, Kırkpınar başpehlivanlarının da dâvet edildiği, 4 Mayısta Samsun’da yapılacak 12.Samsun Yağlı Güreşleri organizesinin ayrıntılarına girmiyoruz.
Sizlerle çok azını paylaştığım bu etkinlikler tabiî ki yılların bir üniversite şehrinin organizasyonları. Daha ne dernekler, ne vakıflar, ne faaliyetler var ama konumuz bu değil. Biraz da bir örnek olmak üzere ve sâdece Kutlu Doğum eksenindekilerden aktardım bu kadarını. Biz de zaman içerisinde benzer organizasyonları yapma kıvâmına ereceğiz muhakkak; şehrimizin göçe ve üniversiteleşmeye bağlı nüfûsu ivme kazanarak arttıkça. Ancak bunun emâreleri yok henüz ortada gibi gözüküyor.
Buradan Ordu gündemine dönerken, Kutlu Doğumla ilgili tüm faaliyetlerin, en azından zamanlarımızı hayırlı işlerle değerlendirmiş, boşa geçirmemiş olmanın kazancı yanında, bundan sonraki hayâtımıza az da olsa değişiklikler getirip, yanlış alışkanlıklarımızdan kurtararak, kitap-sünnet meyânında artılar katmasını temennî ediyoruz ves’selâm…
ORDU HAYAT GAZETESİ
20.04.2008