Nuri KAHRAMAN - Anasayfa
  - Arşiv
     - MIZRAP 2008, (MIZRAP 2008)
YILDIZLARIN YILDIZI
1000 defa okundu,

YILDIZLARIN YILDIZI

 

                   Önceki gün, kendisini Hz.Peygâmber ve Ashâbı’nı anlatmaya adamış, onlar ve onların sevdikleri aşkına yollara düşmüş bir güzel insan geldi geçti Ordu’dan. Bilhassa bu Ramazan’da Kanal 7 Televizyonunda yaptığı Sahur Programlarıyla tanınan Ömer DÖNGELOĞLU Bey. Haftada 4 günü yurtiçi yurt dışı konferanslarda geçen, diğer zamanlar,  2 ayrı radyoda program yapan ve Kanal 7’deki programları da haftada bir gün olmak üzere  devam eden bu arkadaşımız 1968 Tokat Zile doğumlu ve 5 çocuk babası. Cumâ gün Bulancak’taydı. Cumartesi gün de bizim misâfirimiz oldu. Ensar Vakfı adına dâvet ettiğimiz Sn.Ömer DÖNGELOĞLU kardeşimiz ve onu Bulancak’tan getiren Âb-ı Hayât Derneği’nin hizmet, kardeşlik, dostluk ve memleket âşıkı başkanı Sinan AYDIN Bey ve arkadaşlarıyla berâber kısa da olsa bir Boztepe turu yaptık. Herkes gibi misâfirimiz Ömer Bey de Boztepe’den sâhil çizgisi ve Melet Vâdisi’ni temâşâ etti. Tâ Karagöl’e uzanan dağlar silsilesini hep berâber seyrettik. Dönüşte, bağrından süzülerek indiğimiz Boztepe bize yine şehrimizin ve civârın en güzel manzaralarını sundu.

                   Akşam Vefâ Derneği’ndeydik. VEFÂ Eğitim Sanat Kültür ve Yardımlaşma Derneği. Yeni bir dernek. Zaman içerisinde faaliyetleriyle kendisini daha iyi tanıtacağına inanıyoruz. Yerleri, mekânları, imkânları güzel. Hizmet aşkları var. Kendi dâiresinde, yardım toplayıp dağıtma konularında güzel işler yapmakla berâber, umûma yönelik geniş katılımlı program örnekleri yok henüz. Bu program bu vâdîde ilk adım gibi oldu.  Misâfirimizi altlı üstlü ve birbirleriyle görüntü bağlantılı geniş salonlarında ağırladılar. Ömer DÖNGELOĞLU Hoca, gerçekten güzel anlatıyor. Etkiliyor. Gönülleri coşturuyor. 1.5 saatlik konuşmasında hep sahabeyi anlattı. Onların hayâtlarından pasajlar sundu. Onların peygâmber aşkını anlattı. Allâh aşkını, Rasûlûllâh aşkını anlattı. Peygâmber Efendimiz (SAV)in “Benim ashâbım yıldızlar gibidir. Hangisinin peşinden gider, ona uyarsanız hidâyeti(Hakk’ın dosdoğru yolunu) bulursunuz.” Buyurduğu hidâyet yıldızlarını anlattı. Kâlpler heyecâna geldi, gözler yaşardı.

                   Yüce Allâh Kur’ân-ı Kerîm’de bizlere en güzel örnek olarak Peygâmberimiz(SAV)i gösteriyor. Bizim de O’nu örnek alabilmek adına yegâne bakacağımız yer de, elbetteki peygâmberimizi adım adım izleyen ve harfiyyen O’na uymaya çalışan sahabe efendilerimizdir. Buna ihtiyâcımız da her zamankinden çoktur. Çünkü günümüzde, örnek adına gönüllere dayatılan ve “yıldız” olarak tanımlanan sayısız idoller mevcut. Kimdir, nerelidir, neyin nesidir, cinsi cibilliyeti nedir, ne yapmak istemektedir araştırılmadan bilhassa gençlerimizin yolu üzerine allandırılıp, pullandırılıp konuşlandırılan bu  muammâ “yıldız”lar neslimizi bir boşluğa savurmaktan öteye ne yapabilmektedirler? Gençlerimizin çoğunluğunun çalışma odalarına, kitap aralarına, defter sayfalarına, ilgilendikleri yayınlara ve göz gezdirdikleri yerlere bakarsanız ne söylemek istediğimizi anlarsınız.

                   Sohbet’ten sonra hocamızı Bulancak ekibinin elinden zor aldık. “Biz plânladık, ayarladık. Biz götüreceğiz!” diye tutturdular. Biz ise, yol boyu da sohbet edip daha iyi tanışmak için, dün öğleden beridir kendileriyle olan Ömer Hoca’yı alarak Samsun’a kadar birlikte olduk. Mümin Esat KILIÇKAYA ve Zekâi GÖNÜL  Beylerle berâber sohbet, muhabbet dolu güzel bir yolculuğumuz oldu. Ömer DÖNGELOĞLU Kardeşimizi biraz daha yakından tanıma imkânı elde ettik.

                   Emin SARAÇ Hoca haklı. Tâlebesine “Sen sahabeyi anlatacaksın. Allâh sana kâbiliyet vermiş. Bu işi beceriyorsun. Aksi takdirde vebâl altında kalırsın!” demiş ve bir nevî hocalık nazıyla onu bu göreve tâyin etmiş. Emin SARAÇ Hoca tam bir Âlim ve iyi bir muallim. Bizim İstanbul’da okuduğumuz yıllarda Fâtih Câmii’nde Hadîs Dersleri okutuyordu halka usûlü. Hâlâ da okutuyor. Osmanlı’dan intikâl eden klâsik Dersiâm geleneğinin günümüz temsilcilerinden. Türkiye’mizde ve tüm İslâm Âleminde ağırlığı olan gerçek bir âlim. Kendisi bunca ilmine rağmen mütevâzı köşesinde derslerine devâm ediyor. Rahle’yi tercîh etmiş. Kendisi ilmen daha lâyık olduğu hâlde Kürsü’yü bu genç talebesine göstermiş. Çünkü herkesin görevi farklı ve taş yerinde ağır. Senin yerin de kürsü demiş. Biz de öyle diyoruz.

                   Hepimizin, kırpılan, kayan değil; kaymayan ve hiçbir zaman batmayacak olan yıldızlara ihtiyâcımız var. O yıldızlar, Peygâmberimiz (SAV)in işâret buyurduğu yıldızlardır. Eğer Hakk’tan geldiğimizin farkındaysak ve yine O’na gitmek istiyorsak kimin elinden tutacağımızı çok iyi bilmeliyiz. Oralara dikkât çekmeliyiz. Bunu sen çok iyi beceriyorsun Sn. Ömer DÖNGELOĞLU.

                   Görüyor ve biliyoruz ki, çocuklarından uzak, sefer ve gurbetin sıkıntılarıyla dolu bir hayat herkesin kârı değil gerçekten. Ama, nâparsın ki, her şeyin bir bedeli var! Mâdem bu yola düştün, güzel güzel anlatıyorsun; önce sen uygulayacaksın değil mi sevgili kardeş? Neyi mi; elbette ki, sahabe efendilerimizin sorgusuz-suâlsiz fedâkârlıklarını!

                   Gözümüz, kulağımız sende ey Yıldızların yıldızı. Gençlerimizi yalancı yıldızların pençesinden kurtarma gayretinizde duâlarımız seninle. Yüce Rabbimiz seni, bizleri ve tüm ümmet-i Muhammedi yıldızlarıyla buluştursun ves’selâm…

 

 

 

 ORDU HAYAT GAZETESİ

             26.04.2008