Nuri KAHRAMAN - Anasayfa
  - Arşiv
     - MIZRAP 2008, (MIZRAP 2008)
DİLEK ÇİÇEKLERİ
1132 defa okundu,

 

DİLEK ÇİÇEKLERİ

 

Bismillâhir’Rahmânir’Rahîm

 

Es’Selâmü aleyküm ve Rahmetullâh    12 Mayıs 2005

 

                   Değerli öğrencim;

                   Hâtıra defterinize yazacaklarıma, hepimiz için sonsuza kadar ışık olacak, dünyâ ve âhiret hayâtımızın mutluluk iksîrini içeren kutlu sözlerle başlamak istiyorum:

 

“Kıyâmet alâmetlerinden bâzıları;

İlmin kaldırılması,

Bilgisizliğin yayılması,

İçkinin çokça içilmesi

ve

Zinânın açıktan yapılması!”

HADİS

“Âlimler, peygâmberlerin vârisleridir.”

HADİS

                   1.Hadisin anlam ve mesajı çok açık: Bugünkü toplumumuzda, sayılan bu maddelerin hepsi de fazlasıyla var. Hepsi de kanserojen maddelerden çok daha tehlikeli. Hem bizim için, hem toplum için, hem ülkemiz hem de tüm insanlık için. Dünyâ hayâtı îtibârıyle de, âhiret îtibârıyle de! Yüce Rabbim bizleri ve nesillerimizi, tüm İslâm Âlemini bu hadîs-i şerifte işâret buyurulan olumsuzluklar ve vahim sonuçlarından muhâfaza buyursun. Âmin.

                   2.Hadis ve anlamına gelince; Âlimler tayfasına bizler de giriyoruz bu zamanda. Öyle ya, çevrene bir bak bakalım. Din konusunda senden daha eğitimli olan var mı? İmam-Hatiplinin olduğu yerde başka kim olabilir din adına üzerine görev düşen? Olmadığına göre, o çevredeki vâris, yâni din âlimi sensin demek ki! Bu bizim için bir şeref ve büyük mazhariyet. Lâkin, hakkını verebilene ne mutlu! Yüce Rabbimiz bu şuurla yaşamayı ve başarılı olmayı hepimize nasîp eylesin!

                   İlmin kaldırılması ve bilgisizliğin yayılması konularına vurgu yapan1. Hadîsi de göz önünde bulundurunca, ikisini bir arada değerlendirdiğimizde, vâris olduğumuz gerçeğinden kaçamayacağımıza göre, üzerimizdeki yükün ağırlığını hesaplamaya bugünün hesap makinelerinin kâfî gelmeyeceği, diğer bir ifâdeyle, bu hesabın dilinden anlamayacağı açık! İşin ciddiyeti ortada. Allâh bize acısın ve vârisliğin hakkını verme husûsunda yardımını esirgemesin inşâllâh…

                        Dilek ÇAKIR Kızımızın bunun şuur ve farkında, aynı zamanda çevresinde bu görevi îfâ edebilecek şahsiyet, husûsiyet ve kâbiliyete sâhip olduğuna inanıyor, kendisinin hayâta bakışının hep böyle tebessümle devâm etmesi, sonucunun da ebedî saâdet olmasını diliyorum. Kendisini, adına yazdığım bir akrostişle uğurlarken, Yüce Rabbimizden sırât-ı müstakîm üzre, bereketli gayretlerle dolu hayırlı uzun ömürler niyâz ediyor selâm ve sevgiler sunuyorum:

 

AKROSTİŞ

Derdimizi anlatabildik mi bilmem

İçimizde dâim güzel dilek var

Lûtfetti Yüce Rabbim bizlere

Ebediyet yolunda çarpan yürek var

Kimler öğrettiyse, Hak râzı olsun

Çıktığı yollarda saâdet bulsun

Allâhım ne olur nesil kurtulsun

Kuyu kazan sonsuz kazma-kürek var

Işıksız, karanlıkta kılmak isterler

Rûhumuzu söküp almak isterler

Dînimi-diyânetimi silmek isterler

İnsanları îkâza mutlak gerek var

Lâyık olmalıyız verilenlere

Erişmek için Hz. Peygâmbere

Komşuluk nasîp et Rabbim bizlere

Çâresiz, sâhipsiz boyun bükmek var

Allâhım, yardım et; koru sen bizi

Kaymadan, sapmadan gidelim izi

Işıtsın İmam-Hatip, yine ülkemizi

Rûhsuz gidişlerde, eyvâh demek var!

Sevgi ve mutluluk doğuyor nerden

Elbette Allâh’ın dediği yerden

Lâmbanın ışığı hangi eserden

Âlemden nasipsiz gelip geçmek var

Merâmım bir mesaj akrostişlerde

İlim-irfan yaşatılmalı düşlerde

Lâf değil icraat olmalı işlerde

En son, emânetten hesap vermek var!...

 

 

 

ORDU HAYAT GAZETESİ

              07.07.2008