SORGU-NÂME 1711 defa okundu,
|
SORGU-NÂME
Neden, niçin, nasıl diye
Özün sana soruyor mu?
Beynini kemire, yiye
Aklın kafa yoruyor mu?
Olan-biten; neden, nasıl?
Nedir gâye, nedir asıl?
Hangi makamda bu fasıl?
Gönlün hayâl kuruyor mu?
Akıl fikir nerden geldi?
Kendin seni nasıl bildi?
Olan şeyler nasıl oldu?
Aklın, fikre uğruyor mu?
Çocukluğun nerde, hani?
Okul önü, dükkân yanı?
Neyledin hamamı, hanı?
Köyün köşkün duruyor mu?
Sabah, nasıl akşam olur?
Gece, yolu nasıl bulur?
Meyve tadı nerden alır?
Kimse şeker veriyor mu?
Her şeyin tadı bir başka
Kâinât ayarlı aşka
İnsanoğlu sorsa keşke
Kâlbi yâre varıyor mu?
Çayır-çimenler, çeşmeler
Haylaşmalar, heyleşmeler
Ağlaşmalar, söyleşmeler
Muhabbetler sarıyor mu?
Altı, üstü hep dereydi
Sular dökülür yereydi
Sâhi, yerleri nereydi?
Değirmenler duruyor mu?
Hayatın çok kavgası var
Çileleri, sevdâsı var
Ölümün de sırası var
Düşüncen yer veriyor mu?
Tam, kâm alacağım derken
Ölüm yakalar, gülerken!
Belki sana göre erken
Sırra aklın eriyor mu?
Yürüdüğün hayat yolu
Yazı-kışı mihnet dolu
Hepsi gider; darı-bolu
Feryat işe yarıyor mu?
Ekonomi, politika
Yürüyorsun, bata-çıka
Gitmek var mı yaka-yıka?
Yazan kalem kuruyor mu?
Makam, mevkî hep emânet
Hem ticâret, hem siyâset
Gerisini sen kıyâs et
Cin fikirler eriyor mu?
Hava-cıva; hepsi yalan
“Var biraz da sen oyalan”
Nedir ne, geriye kalan?
Fasıl, aslı arıyor mu?
Nûrânî’nin dili durmaz
Ele der, kendini yormaz!
Amelsiz söz hayra varmaz!
Bilmem gözler görüyor mu?
ORDU HAYAT GAZETESİ
12.10.2008 |
|