ÂBİSTEN-İ VEFÂ
Bismillâhir’Rahmânir’Rahîm
Değerli Öğrencimiz;
İşte, koskoca yedi yıl geçti ve sizleri hayâta uğurluyoruz.
Belki, ne çabuk geçti diyeceksiniz.
Evet, öyle. Çünkü burada günleriniz güzel geçiyordu.
Nasıl geçtiğini anlayamadınız. Çünkü hzurluydunuz.
İyi arkadaşlarınız vardı. Öğretmenlerinizle diyaloğunuz iyiydi.
Bir gün, hayâtın da nasıl geçtiğini anlamayacaksınız inşâllâh.
Çünkü hayâtınız da mutluluk üzere sürecek inşâllâh.
Ve, bilinçle yaşadığınız bir hayâtın sonunda
Sonsuz mutluluklara da ereceksiniz inşâllâh…
Yüce Rabbim tüm mü’minleri hidâyet ve istikâmet üzere yaşatsın.
Gaflete ve dalâlete düşenlerden eylemesin.
Sana da bu anlamda başarılar diliyorum.
Bu vesîleyle, sen değerli talebemiz Elif AKÇAY’a
hayırlı, uzun ömürler, bereketli yıllar,
sonsuz saâdetler dileğiyle
âdetimiz gereği olan akrostişimizi sunuyoruz:
-AKROSTİŞ-
Eninde-sonunda işte, geldiniz son durağa
Lüzum yoktur dünyâda, aslâ hiç tumturağa
İçimiz emel dolu; köy-köşk, arsa, araba
Fakat, engel olamazlar; gitmemize ırağa
Aklı başında olan, emel taşır ukbâya
Kapılıp gitmez aslâ, “gerçek” varken hülyâya!
Çeyizini hazırlar, öteyi unutmadan
Aşkla göz yaşı döker, kâlbini uyutmadan!
Yolcularız hepimiz; kâh biner, kâh ineriz
Akşam olur gün gelir; ufuklarla söneriz
Elifle başlar hayât, sonra “LâmElîf” olur!
Bu ise “Lâ” demektir; yâni, hayât son bulur!
Elvedâsı var mutlak; selâmın, merhabânın
Dünyâya aldanmaktır, en büyüğü hatânın!
Îmânla îmânsızlık, Cennet, Cehennem farkı
Su gibi akan zaman, döndürür hangi çarkı?
Allâh demeli diller; hem çalışmalı ellerimiz
Âbisten-i vefâyı döndürmeli sellerimiz…
Dokuz köyden kovulur derler doğru söyleyen
Evet ama, pişman olmaz; hakka hizmet eyleyen!
Tâlib-i hakkım diyen, Hakk’a eyler can fedâ
Lezzeti kullukta bulur; eyler rüknünü edâ
Elif kulunu Rabb’im, erdir sonsuz nîmete
Rızânı nasîp eyle, dâhil olsun Cennet’e…
Âmin…
Değerli öğrencimiz;
İşte böyle, günler, hatır-gönül dinlemeden geçip gidiyor.
Ufuklar zamânı sayıyor. Hayat her an, her sâniye ayağımızın altından kayıyor…
Günler geçerken, her gün her gün tabutlar da geçiyor önümüzden.,.
Ama, kimse kendisinin de bir gün,
hattâ her an gidebileceğine inanıyor gibi değil!
Şâir bunu ne güzel ifâde ediyor:
İNANMAZ
Minârede, ölü var diye, bir acı salâ;
Er kişi niyetine, saf saf namaz; ne âlâ!
Böyledir de ölüme kimse inanmaz hâlâ!
Ne tabutu taşıyan, ne de toprağı kazan!..
Necip Fâzıl KISAKÜREK
Evet, ibret alan yok! Elest bezminde verdiği sözü hatırlayan yok!
Hâlbuki bize yakışan gafletten çok, Allâh’ı unutmadan yaşamaktır.
Bunun adı ibâdettir, itaattır, zikirdir.
Bu anlamda, her zaman uyanık olmalı, olan-bitenleri iyi gözlemlemeli,
her şey üzerinden, güzelliklere doğru bir yöneliş seyri çıkarmalı,
her şeyin hayırlısını istemeli,
hayrı gözetmeli ve hayır peşinde koşmalıyız ki;
hep duâ ettiğimiz hüsn-i hatîmelere ulaşalım.
Sana bu vâdîde güveniyor ve başarılar diliyorum.
Selâm ve sevgiler sunuyor,
Allâh’a emânet olunuz diyorum…
Öğretmenin:Nûri KAHRAMAN
Ordu İmam-Hatip Lisesi
16.01.1994
ORDU HAYAT GAZETESİ
03.11.2008