Öteden beri süregelen değişmez gelenekler, espriler, cilveler vardır Türk siyâsetinde. İki dönemdir devam eden tek parti iktidârının getirdiği istikrar ve güvenle birlikte bütün zamanlara yayılan çalışmalar, hizmetin başıyla sonu arasındaki performans farkını en aza indirse de, yine de kıyıda-köşede numûnelik uygulamalar yok değil. Çünkü alışkanlıklar kolay terk edilemez. Eşyânın tabiatı da tamâmıyla değişmez!
Demek istediğimiz, seçimlere yakın zamanlarda, söz konusu yerlerde hizmetler, koşuşturmalar hızlanır her nedense! Her zaman yapıla gelen zamlar gamlanır; alçak uçuşa geçer, hattâ düşüşler bile vâkî olabilir! Doğalgazda olduğu gibi.
Merhum Turgut ÖZAL;
“Ben seçim öncesinde zam yapacak kadar enâyi değilim!”
sözüyle bu gerçeği unutulmayacak tarzda, en vecîz şekliyle ifâde etmişti.
Seçimler arefesinde belediyelerde bir telâş, bir telâş ki sormayın gitsin! Bu farklı tavırlar vatandaşın da işine geliyor ne yazık ki! Ne kadar kânunsuz işi varsa, yöneticilerin seçim gümbürtüsü ve siyâset gürültüsü arasında hâlletmeye çalışır!
Bunun böyle olması da çok normâl. Zîrâ, netîcede yöneticiler halkın, halk da yöneticilerin aynası ve de aynısıdır! Sevgili Peygâmberimiz (sav);
“Siz, nasılsanız öyle idâre olunursunuz!”
buyurmuyorlar mı? Bu hadîs-i şerif, mefhûm-u muhâlifiyle;
siz nasıl idâre olunuyorsanız, öylesinizdir!
anlamına gelmez mi? Elbette gelir!
ULUBEY KLÂSİĞİ
Şimdi bakınız; Ulubey’de, heyelân dolayısıyla yapılan âfet konutlarının tapularının dağıtımı tam da seçimler öncesine denk gelir meselâ! Bu ve benzeri durumlar bir Ulubey klâsiği midir nedir, bilinmez?! Ulubey Belediye Başkanlığından gelen Ordu Belediye Başkanımız Sayın Seyit TORUN da benzer uygulamalara imza atıyor. Geçen seçimin akabinde hemen hâllediliverilecek olan şu meşhur çöp meselesi 4-5 yıl bekledi. Çözümü ise -kısmen de olsa- tam da seçim öncesine denk geliverdi! Teleferik konusu da tam bu günlerde, Ordu Belediyesi’nin gelişmiş modern İtfâiye birimlerince bile söndürülemeyecek derecede alevlendi! Tüm bunlarda bir kasıt yok belki de. Tamâmen tesâdüf. Ama, tabiî ki bütünüyle mutlu bir tesâdüf! Hayırlı olsun efendim, ne diyelim!
Yeter ki bir şeyler olsun memlekette. Ne zaman olduğu önemli değil. Niye seçim var? Böyle durumlar için! Niye demokrasi var? Millet içün, vatan içün ve de benim halkım, benim vatandaşım içün! Ne demişti müteveffâ ECEVİT o şâir diliyle:
Ne ezilen ne ezen; insanca, hakça bir düzen!
Netekim, basından da tâkip ettiğimiz kadarıyla Ordu ve Ünye başta olmak üzere ülkemizin her tarafında şu sıralar tüm belediyelerde hizmet performansı tavan yapmakta. Tunceli örneğinde olduğu gibi, kimi resmî kurumlarda da durum farklı değil:
Yollarda çukur varsa şerbetlenip şaplanır!
Kazma-kürek ne varsa, onlar bile saplanır!
Köydür, dağdır, tepedir; denmez çöpler toplanır
Her hâlde ki, her şeyler; inceden hesaplanır!
HESAP-KİTAP
Benim yöneticim hesabını bilecek elbette ki; kitabını da! Aksi takdirde, hesapsızlık da, kitapsızlık da felâkettir! Ne demiş atalarımız:
Hesap bilmeyen kasap; ne satır kalır elinde, ne masat!
Yine, geçen gün çarşı-pazar dolaşırken dikkâtimi çekti; bâzı yol kavşakları ya da geniş kaldırımlar düzenlemeler yapılarak ağaçlandırılıyor. Her taraf yemyeşil fidanlarla donatılıyor. Hattâ, benden önce, yanımda bulunan ve fidancılık işleriyle de uğraşan bir arkadaşın dikkâtini çekti bu durum. Âdetâ, bahar gelmeden bahar getirilmeye çalışılıyor kente! İçimden şöyle mûzipçe tekerleme-vârî cümleler geçti. Ne de olsa, Ecevit kadar olmasa da biraz şâirlik var ya!
Bahar coşkusu sarmış canım Güzel Ordu’yu
Gönüllere çiçekler, nazlı güller doluyor
Bilmem, Belediye’nin acelesi nedir ki?
Daha mevsim gelmeden her şey bahar oluyor!..
BAHAR LİSTESİ!
Yazının bittiği noktada Ankara’dan, Ordu’ya âit AK PARTİ BELEDİYE MECLİS ÜYE ADAYLARI’nın listesi geldi. Hayırlı olsun. Tanıdık-bildik isimler çok azınlıkta olduğu için şimdiden bir yorum yapamayacağım. Çünkü, özellikle yerel seçimler için bir çürük diş bile kuşku uyandırmaya, baş ağrıtmaya yeter de artar bile. Onun için, bu konuyu daha sonra değerlendirmek üzere, şimdilik, bu listenin inşâllâh “ilk bahar listesi” olmasını dilemekle yetineceğim.
Sözün özü, inşâllâh bu liste, hayırlar için “İLK BAHAR”, şerler için de “SON BAHAR” olur diye temennî ediyoruz ves’selâm…
ORDU HAYAT GAZETESİ
12.02.2009