Nuri KAHRAMAN - Anasayfa
  - Arşiv
     - MIZRAP 2009, (MIZRAP 2009)
HİZMET BAHARI
1083 defa okundu,

HİZMET BAHARI!

Şu anda Ordu halkının duygularını ifâde edecek en güzel şarkı şu olabilir herhâlde:

“Şimdi bahâra erdim, gonca gonca gül derdim!”

Çünkü, Ordu halkının, bilhassa, bahâr’a erdiği bir vâkıa. Hem de bahar içinde bahar!

Üzerine bir de, “gonca gonca güller derme!” düşüncesinin tütsülü hayâlleri!

Onda da şüphe yok Allâh’ın izniyle. Çünkü bu konuda iddiâ büyük:

“ORDU SÜPER BÖLGE ŞEHRİ OLACAK!”

Başbakanımızın da katıldığı 11 Mart mitinginin ardından değerlendirme yapan,

AkParti Ordu İl Başkanımız Sn. Oktay ÇANAK Bey;

“Ordu’muz emsâlleriyle kıyaslanamayacak ölçüde süper bir bölge şehri olacak!”

diyerek çok iddiâlı bir hedef çıtası resmettiler. Bence, az bile söylediler.

Çünkü ben, Sn. Başbakanımızın Ordu’yla bizzat ilgileneceği düşüncesini taşıyorum.

Belediye Başkanımızın da, kafasına koyduğu bir iş konusunda

hiçbir engele takılmadan, istediği yere kolayca ulaşabileğine inanıyorum.

“AK BELEDİYELER, MARKA ŞEHİRLER, 2009”

AkParti, 29 Mart seçimini bu söylemle sloganlaştırdı.

Diğer bir ifâdeyle tüm çalışmalar bu marka altında yapıldı.

Sn. Başbakanımız; il il, ilçe ilçe dolaşarak, basın-yayın ve îlân yoluyla deklare ettiği,

âdetâ, millete verilmiş bir senet niteliği taşıyan mesajlarında

AK PARTİ’nin ve AK BELEDİYELER’in genel çerçevesini şöyle çizdi:

“Biz Türkiye’nin partisiyiz.

Türkiye’yi muâsır medeniyetler seviyesine taşımak için

yapılmayan hizmetleri yapan, milleti için çalışan, Türkiye için başaran partiyiz.

Çünkü; AK PARTİ’nin hamurunu millet yoğurdu,

AK PARTİ’nin kumaşını millet dokudu.

AK PARTİ milletin partisi, milletin iktidarı.

İŞİMİZ HİZMET, GÜCÜMÜZ MİLLET!

BİZ MİLLETİN HİZMETKÂRIYIZ!

Aziz Miletim;

Belediyecilik sadece yol yapmak, su getirmek, çöp toplamak değildir.

Bu anlayışla; her zaman insanımızın yanında yer aldık.

Gün oldu birlikte ağladık, gün oldu birlikte güldük.

Üşüyenin yuvasını ısıttık, yoksulla soframızı paylaştık.

Karne alan öğrencimizin heyecanına,

meslek sahibi olan kursiyerimizin sevincine ortak olduk.

Belediyelerimizin kapılarını ardına kadar halkımıza açtık.

Vatandaşlarımıza sunduğumuz sosyal hizmetlerle

AK Belediyecilik farkını ortaya koyduk.”

TÜRK Milleti de büyük oranda bu sözlere güvenerek;

“BÜYÜK DÜŞÜNÜYORUZ! HİZMETİ SEÇİYORUZ!

Kentimiz için, ülkemiz için, geleceğimiz için büyük düşünüyoruz.

Kavga yerine sevgi, sorun yerine çözüm, boş vaat yerine hizmet,

küçük hesaplar yerine dev projeler üreten

AK PARTİ’ye EVET diyoruz, Hizmete EVET diyoruz.” dedi.

Ve AkParti’nin yerel yönetimlerdeki çoğunluk iktidârını tekrarladı.

Bu defâ Ordu’muz da mâkûs tâlihini yenmek adına

hep muhâlefetlere ikram ettiği yerel iktidârı da ülkeyi yöneten iktidara verdi.

Ve uzun sözün kısası, baharla birlikte bahara erdik!

Şimdi sıra, şarkıda söylediği gibi “gonca gonca güller dermekte!”

İnşâllâh, hayâl kırıklığına uğramayacağımızı düşünüyoruz…

Vaatlerin tâkipçisi olmayı bir vatandaşlık görevi biliyoruz.

Gelişmeleri ve düşüncelerimizi burada devamlı sûrette sizlerle paylaşmayı

yönetimin başarısı ve de daha güzel Ordu adına bir borç olarak görüyoruz…

HEMŞERİN İŞİ GÖTÜRÜYOR!

29 Mart sabâhı oylarımızı kullandık.

Karşıyaka İlköğretim, farklı mîmârîde ve kısa sürede şehre kazandırılmış güzel bir eser.

Sabahın erken saatleri olmasına rağmen, tüm mahalle oradaydı sanki.

Çok kalabalık. Bayram yeri gibi. Nice tanıdıkla karşılaştık. Hoş-beş ettik.

Eve döndükten sonra, akşamdan plânladığımız şekilde köye gitme hazırlıkları başladı.

Öğlede oraya varacaktık. Ben bu arada yukarıdaki yazıyı hazırlamıştım.

Akşam dönüşte de tekrar gözden geçirir, tamamlayıp gönderirim diye düşünmüştüm.

Havalar güzeldi. Köy seferi de güzel oldu. Bahar iyiden iyiye alâmetlerini belli etmiş.

Toprak uyanmış. Tarlalar, bahçeler canlanmış. Yapraklar açmış.

Çocuklar hep dışarılarda oynadılar. Bizler de güzel güzel sohbetler ettik.

29 Mart bizim için ayrıca güzel bir Sıla-i rahm günü oldu sizin anlayacağınız.

Büyüklerin, akrabâların,  komşuların duâlarını aldık. İkindiyi de kıldıktan sonra döndük.

Bilgisayarın başına geçtim. Sabahleyin hazırladığım yazıyı açtım. Rötüşlüyorum.

Bu arada, sandıkların açılma saati geleli epey olmuştu. İlk sonuçları öğreneyim istedim.

-         Alooo! Selâmün aleyküm. Üstad ne var, ne yok; haber var mı, nasıl gidiyor?

-         Vallâ, hemşerin işi götürüyor! Hem de 6-7 bin farkla!

Doğrusu, beklemiyordum ama, şaşırma da şaşırmadım. Hayırlısı olsun dedim.

Evet, sonuç buydu. Mecbûren, yeniden bir yazı yazdım. Pazartesi günkü yazı.

Bu bana yapılır mıydı Seyit Bey?!

Ayda-yılda bir erkenden yazı hazırlamıştım akşam köyden geç döner de yetiştiremem diye!

Şimdi de, yeniden yazı yazmamız gerekti. Ama, sonra bu yazı da garip kaldı. Bizler de!

Her şey kaldığı yerden…Ve insan, düştüğü yerden kalkarmış! Tabiî şehrimiz de…

İnşâllâh, tâze güvenin verdiği heyecanla yepyeni, cesurca, daha güzel şeyler yapılır da

yukardaki yazı ve hayâllerin tadı unutturulur bizlere! Ne kadar çok isterim!

Bizim derdimiz, falancı, feşmekâncı değil. Şehrimiz, neslimiz ve de geleceğimiz.

Bu üçü adına Allâh rızâsı için, elinden geleni yapacak herkes bizce muhteremdir.

Sevgiye, saygıya ve duâya lâyıktır. Seyit Başkana bu anlamda tekrar başarılar diliyorum…

Ama, bilemiyorum. Garip dediğim bu yazı bana çok tatlı geldi. Paylaşmak istedim.

Aslında, hep birlikte o heyecânı Ordu’nun yaşamasını isterdim.

Lütfen, Başbakanımızla ilgili bölümleri tekrar bir okuyun, göreceksiniz!

Oradaki sıcaklık ve samîmiyet, bırakın başkasını, kaç AkPartili yetkilide var acabâ!

Çalışıp kazananlara kızma hakkımız yok. Yolları açık olsun. Başarılar diliyoruz.

Benim sözüm, yukardaki o tatlı cümleleri ve yazıyı sâdece bir nostalji hâline getirenlere,

Başbakanımızın gayret ve hayâllerini, tavırlarıyla bozuk para gibi harcayanlara,

böylelikle, “Halka hizmet, Hakk’a ibâdettir!” anlayışının önüne betondan duvar çekenlere.

Ne diyelim, kader! Bu seçimin de hem yerelde hem genelde çok farklı bir mantığı oldu.

Dileğim, bu dönemin sağduyu için, kazâsız-belâsız, hasarsız bir onarım dönemi  olabilmesi.

Kadere keder olmaz, ve de –inşâllâh- bir beş yılımız daha heder olmaz ves’selâm…

 

ORDU HAYAT GAZETESİ

31.03.2009