HAVA-NÂME
Niye havalanırsın böyle be kardeş?
Her ne ki şişirilir, iner demişler!
Harcın olmayan yere ne git, ne yerleş;
Yüce Mevlâ herkesi dener demişler!..
Kimisini para-pul, kimini mevkî
Kimisini uçurur şehvetin zevki
Kimisini sapıtır arkadaş sevki
En son şeytan çarpmışa döner demişler!..
Yakışık ve güzellik başlara belâ
Günâhlara sevk eder, kılar müptelâ!
Veren Rabbi düşünmez; şükr’etmez hâlâ;
Başıboşluk değildir, hüner demişler…
Şu üç günlük dünyâya aldanmak niye?
Hırslara, tamahlara dadanmak niye?
Menfaat için beşe katlanmak niye?
Bükülen büküldükçe siner demişler…
Yakın durdun, alâka gördün, kabardın
Yukardan yüz buldukça göklere vardın
Dost-düşman bilmez oldun, hepten şımardın
Çalım atana vebâl biner demişler!..
Kapılırsa bir kişi şâna şöhrete
Nasihat dinlemez ki, kim ne öğrete?
Ne lâf yetişir artık, ne söz hazrete
Gururluyu egosu yener demişler!...
Gayrı ne hatır-gönül, ne engel tanır
Ne yaptığı, ne yıktığından utanır!
Bu devrânı hep böyle dönecek sanır
Görmeyene neylesin fener demişler!...
Dostluktan, kardeşlikten demler vurulur
Sonra kuyu kazılır, tuzak kurulur
Burda her şey, güçlüden yana yorulur
Her ne ki uçar, mutlak konar demişler!..
Kibir, nefis, zorbalık; güç, kalabalık
Hak-hukuk tanımak yok; metod kabalık!
Arkası olan, kral; makam dükalık
Lâkin, yakanlar bir gün yanar demişler!..
Yapılanı anlamak hiç mümkün değil
Dünyâ senin ne malın, ne mülkün değil
Her şeye dalma; hep senin yükün değil
Halk seni zâlim diye anar demişler!..
Hak neden gasp edilir, yerini bulmaz?
Zâlimler şahlanır da, hızı tutulmaz
Bu dünyâda mağdurlar hiç eksik olmaz
Göz yaşları mahşerde diner demişler…
Elbette Hakk’ın zulme olmaz rızâsı
Çabucak gelir zâlimlerin cezâsı
Âh yükselince hükmün olmaz kazâsı
Kandilleri ânında söner demişler…
Kur’ân der ki; “İnsan, zalûmen cehûlâ!”
Ne çok okusa, gitse de bin okula
Göz kırpmadan öldürür, acımaz kula
Görenlerin kanları donar demişler!
Nûrânî, nedir böyle bu dövüş-kavga?
Tâ ilk çağlardan beri, gülüyor karga!
“Kâbil” mârifetiyle başladı dalga
Bu yaralar hep böyle kanar demişler!..