SIKINTILI GÜNLER…
7-8 sene alışveriş ettik. Allâh rahmet eylesin. İyi adamdı. Oturur güzel güzel konuşurduk. Hoş sohbetti. Allâh râzı olsun. Beni hiç boş çevirmedi. Allâh da onu utandırmasın.
Dünyâ hâli. Çok rahat zamanları vardı. Sıkıntılı günleri de oldu. Bir defâsında baktım çok düşünceli. Bir derdi var, belli. Zâten kendisi de anlattı. Bundan cesâret alarak ben de şöyle söyledim:
- Eğer bana sorarsan, bir şeyi yanlış yaptın Sâlim Efendi. Neyi dersen, sen fındıkçısın, bununla yoğrulmuşsun, bundan anlarsın. Sonradan başka işlere kalkıştın. İnşaat senin neyineydi?
- Haklısın, aslında acele etmek durumunda kalmasaydık iyi bir işti, çocuklar için de daha uygundu ama, evdeki hesap çarşıya uymadı. Fındık piyasası da umduğumuz gibi gitmedi. Yaşanacak sıkıntı varmış, n’aapalım?
falan dedi. Allâh rahmet eylesin. Toplum için faydalı bir insandı.
Turan ÇEKÜÇ 16 Ocak 2015
ÇOK ELİMDEN TUTTU:
İnce, uzun, normal şapkalı bir amca girdi içeri. Selâm verdi. Yaşı 80'in üzerinde. Arayan gözleri babamın fotoğrafına odaklanıp da şöyle bir bakınca;
- Allâh nur gölünde yatırsın. Çok elimden tuttu o adam. Sen oğlu musun?
- Evet. Sizin isminiz ne amca?
- Ömer, Ömer İnan. Babanı yıllardır tanıyorum. Çok alışveriş ettik. İyi adamdı. Allâh rahmet eylesin.
1 Aralık 2014
HEY GİDİ!
Çok iyi adamdı. Fotoğrafını görünce gözüm yaşarıyor. Şuraya bak; hey gidi eski adamlar!
Kırlı’dan Şakir ANIL 10.06. 2014
YARDIMCI OLMAK İSTERDİ:
Köyde cenâze var. Sakartaş'tan Pala Kızı diye bilinen Hüsne Teyze (Kahraman) rahmete kavuşmuş. Kendisi yıllardır yatalaktı. Yaşı da 90'nın üzerinde.
Her neyse, annemle cenâzeye gidiyoruz. Güzel bir hava var. Yazdan kalma derler ya; o cinsten. Çavuşoğlu'nu dönünce çok da yabancı olmayan bir sîmâ bize doğru baktı. Durduk. Elindeki sigarayı atarak arabaya bindi.
- Nereye?
- Cenâzeye!
- Tahmin etmiştik. Sizin neyiniz oluyor?
- Bir şeyim değil, ben Oğmacalıyım; ama oğlu Kemâl arkadaşım. Bir şey olursa haber ver demiştim. Hem ben burada 35 seneye yakın Meliğin Mehmetlerde bekçilik yaptım. Köyü iyi biliyorum. Bu Sâlim Amca'nın arabası değil mi?
- Onun bu yollarda çok arabasına bindik. O mâvi arabaya. Yolda izde bizi hep alırdı. Yolda bırakmazdı. İyi adamdı. Bir defâsında sizin o köy içi tarafında, dik yolda beton döküyoruz. Hani arabalar hep kalıyordu, çıkamıyordu ya, orada. Sâlim Amca geldi öteden beri, selâm verdi;
- Çocuklar, size yardımcı olmak isterdim, hem de çok, ama şu sıra biraz rahatsızım dedi. Yoksa hakîkaten iş yapmayı seven, yardımcı olmak isteyen bir adamdı. Gördüğüm kadar köye katkısı da çoktu. Herkese faydalı olmak isterdi. Allâh rahmet eylesin.
Ali AKSU 25 Kasım 2014
Hey gidi baba hey! Hey gidi dünyâ hey! Ben Ünye’de hapisteydim. 3,5 sene yattım. Yeni çıktım. Şurda bir yere uğramıştım. Orda konu oldu. Sâlim Âbi’nin rahmetli olduğunu söylediler; geldim.
Ben ayrıca depremzedeyim. Halamı ziyârete gitmiştim. Orada depreme yakalandık. 1 sene sonra öğrendim. Çok yoğun bakımda kaldım. Yüzüm-gözüm şimdi iyi. O zamanlar bir görseydiniz. Ümit kesilmişti.
İşte, Sâlim Amca bana çok el tuttu. Kömür aldı, soba aldı, kabuk verdi. Gelip derdimizi ona yanardık. Hey gidi baba hey! Allâh (CC) rahmet eylesin! Allâh cennetini mekân etsin, Allâh cennetini mekân etsin. Ganî ganî rahmet eylesin… Çok yardımcı oldu bana, çok. Çok iyiliği oldu; maddî-mânevî. Tüpüm yok, sebzem yok; hep yardım etti.
Nihat OKUTAN (2013 Yazı)