17 YIL ÖNCE BU GÜN
Bu gün, 8. Cumhûrbaşkanımız, merhûm ÖZAL’ın 17. ölüm yıldönümü.
O günü hatırlıyorum; haftasonuydu. Köye giderken yolda almıştık haberi.
O zamanlar şok olma kavramı yoktu ama, millet olarak resmen şok olmuştuk!
Çünkü hastalık falan söz konusu değildi. ÖZAL, Türkmenistan’dan dönmüştü.
Millet olarak onun hareket ve icraatlarını zevkle izliyorduk.
Onun iddialı, azimli yer yer çalımlı hamleleri bize heyecan veriyordu.
Milletin susadığı işler yapıyordu. Hem gününe, hem geleceğine hitap ediyordu.
Zaman ne de çabuk geçiyor. Ama, ondan sonrası, daha bir fırtınalı geçti sanki.
Çünkü, MENDERES’le yerinden oynayan taşın etrâfı, yıktıkları hayâllerin,
estirilen fırtınaların getirdiği lığlarla yeniden kökleşmeye yüz tutmuş gibiydi.
Derken ERBAKAN, derken ÖZAL; söylemleriyle ümit ufuklarını araladılar.
Erbakan’ın kısmî hamlelerinin ardından ÖZAL’ın getirdiği topyekûn heyecan
milleti ve memleketi yeniden şahlandırmaya başlayınca milletin rağmına güçler
perde arkasındaki dizgin operasyonlarını daha da güçlendirdiler. Onların ne olduğu,
ancak bu gün, gerçek anlamıyla yeni yeni anlaşılmaya başlanıyor.
Sizi o güne, 17 yıl öncesine götürüyoruz. İşte ajandaya düştüğümüz notlar:
“17 Nîsan 1993, Cumartesi. Saat: 14.30
Hulûsî Turgut ÖZAL vefat etti. Allâh (CC) rahmet eylesin…
Sanırım bundan sonra daha iyi değerlendirilecektir; daha iyi anlaşılacaktır.
Ağaç devrildi; yeri belli oldu. Aradan geçen zaman dilimi büyüdükçe,
ÖZAL da büyüyecektir. Kanaatim bu. Allâh (CC) taksîrâtını afweylesin…
Bir dönemin yüzünü, büyük geçmişine çevirerek büyük geleceğe ışık tuttu.
Uhrewî yolculuğu ve durağı aydınlık olsun… Allâh (CC) mekânını cennet eylesin…
Allâh (CC) bu hep horlanmış millete, onu yükseltecek
ve yüceltecek daha nice kahramanlar nasîp eylesin… Âmin…”
Merhum ÖZAL için biri Ankara, öbürü İstanbul’da olmak üzere 2 cenâze namazı kılındı. Bu da enteresan. Çünkü o, her iki başkenti de gönlünde aynı sevgiyle yaşatan, birini diğerine tercih etmeyen bir şahsiyetti. Cenâze notları da şöyle:
“ÖZAL’ın KOCATEPE CÂMİİ’nde cenâze namazı kılındı. 21 Nîsan 1993”
“22 Nîsan 1993, Perşembe. Merhûm ÖZAL, İstanbul FÂTİH CÂMİİ’nde
Abdurrahman GÜRSES Hoca’nın kıldırdığı cenâze namazını müteâkip,
milyonların omzunda VATAN CADDESİ’ndeki istirâhatgâhına defnedildi.
Allâh(CC) rahmet eylesin…
ÖZAL-MENDERES yan yana. Cumhûriyet içindeki İstanbul çizgisi.
Yönetimde millet eli, millette târih temeli, ülkede büyük gelecek ideâli.
Târih aynasındaki tozların silinmesi; oradan aks’eden müheykel istikbâl!
Ufuklar açılmıştır; perdeler aralanmıştır! Görevini müdrik gençler; yolunuz açık olsun.”
Bilmiyoruz, bu düşüncelerimizde ne kadar haklı çıktık. Yeniler anlayamaz belki ama,
Bizim yaşta olanlar farkın farkında olmalılar. Merhum ÖZAL’ın açtığı çığır,
ondan sonrakilerin, ondan ve arkadaşlarından aldığı hız ve örneklerle berâber bugün
çok daha iyi noktalara gelmiştir elhâmdülillâh. ÖZAL’a minnettâr ve duâcıyız.
Tekrar tekrar, rahmetle anıyor ve; MEKÂNI CENNET OLSUN diyoruz.
O ve benzerleri gibi MİLLETİN ADAMLARI olabilmişlerin cümlesi için de, vefâ adına,
güzel gelecek adına; ölenlerine rahmet, kalanlarına da başarılar diliyoruz ves’selâm…
ORDU HAYAT GAZETESİ
16.04.2010