Menü

Anket

Sitemizi Beğendiniz mi?
Evet (%73,9)
Hayır (%20,0)
Kararsız (%5,93)

Toplam Oy: 219

Tüm Anketler

Takvim

« Aralık - 2025

»

PT SL ÇŞ CM CT PZ
1 2 3 4 5 6 7
8 9 10 11 12 13 14
15 16 17 18 19 20 21
22 23 24 25 26 27 28
29 30 31

İstatistikler

 Toplam Hit: 4607125
 Sitede Aktif: 4
 Ip: 172.71.1.177
 Browser: Default - 0.0
 Toplam Kategori: 20
 Toplam Blog: 561
 Toplam Yorum: 28
 Toplam Resim: 6
 Toplam Mesaj: 17

Etiket Bulutu

15 Temmuz 2016 Cumâ Dirilişi adayname aile âile Akdeniz Üniversitesi akrostiş anı Antalya Antalya Palas aşık edebiyatı ÂŞIK EDEBİYATI BABA başbakan başkanlık Bedford, Araba sevdası Biyografi cami cemaat cemiyet chp cuma cumhurbaşkanı çocuk edebiyatı Çocuk Edebiyâtı ÇOCUK ŞİİRLERİ dede deneme DÎNÎ ŞİİRLER DİNİ-MİLLİ ŞİİRLER DÖRTLÜK edebiyat eleştiri eymür eymür köyü eymürname GÜZELLEME halk şiiri halk şiri HÂTIRA hâtıralar HAYAT HİKÂYESİ HECE HECE VEZNİ hiciv İMAM-HATİP PİLÂV GÜNLERİ işkence KADİR GECESİ KÂFİYE komşu ülkeler koşma köy yazıları köyname lüleburgaz MANİ Manzum Fıkralar mızrap NÂMELER Nasreddin Hoca NURİ KAHRAMAN okul edebiyatı ordu ordu hayat ordu hayat gazetesi ordu imam-hatip Palace Palas RAMAZAN RAMAZAN EDEBİYATI recep tayyip erdoğan siyâset şiir toplum türkiye ulubey Yalçın Yüksel Yeni Türkiye zulüm

Blog

RSS Takip Tavsiye Et İndir (.doc) Okunma: 850
HAYAT OKULU

KAŞIKÇIBAĞLARINDA DOLANIYORUM SARAYBURNUNDAN ESKİPAZARA; İMAM-HATİPLİLER GELDİ NAZARA

HAYAT OKULU

İnsan hayâtı emellerle ve elemlerle doludur. Herkes kendince tutturduğu bir düzen içerisinde ömrünü geçirir. Bu arada, zamanın ve de yılların nasıl geçtiğini de anlayamaz. Çoğu defâ ne yaptığının, nereye gittiğinin, yanının-yönünün farkında bile değildir yaşayıp giderken. Kendisini, kendisince bir mecrâya öylesine kaptırmıştır ki, onca çabanın sonunda bir hiçe gittiğini anladığında iş işten çoktan geçmiş olabilir. Ama, yine de, çıkmayan candan ümit kesilmez gerçeği ışığında, zararın neresinden dönülse kârdır diyerek dizginlere sarılabiliriz. Süleyman ATABEYOĞLU Bey’in bizimle tanıştırdığı şu aşağıdaki vatandaşın tecrübelerinden yararlanarak daha erken davranıp, aklımızı başımıza toplayabiliriz. Bakınız ne diyor bu amcamız:

<!--[if !vml]-->Bir şairin dediği gibi: “Hayat, mutlulular için kısa, mutsuzlar için ise uzundur, çekilmez hale gelmiştir.” Yukardaki sözlerde, keyiften çok hayıflanma var. “Yanlış yaptım gâlibâ” türünden bir pişmanlık düşüncesi hissediliyor.

Evet, bu noktada, şunu söyleyebiliriz ki; hayâtın keyfi çıkarılmalıdır. Onun değeri bilinmelidir. Ancak bu, onu lâyıkıyla değerlendirmekle, hiçbir dönem ve evresini boşa geçirmemekle, zamanı ve hayâtı israf etmemekle olur. Aksi takdirde, zamânı, mekânı ve de cümle imkânı bize verip emânet eden, onu koruyup korumadığımızı, lâyıkıyla değerlendirip değerlendirmediğimizi bize sorar: (Mü’minun Sûresi, 115. Âyet)

“Bizim sizi boş yere yarattığımızı ve bize dönmeyeceğinizi mi sandınız?

Efendimiz (SAV) de şöyle buyuruyor;

“İki nîmet vardır ki, insanların çoğu ondan gâfildirler: Sağlık ve boş zaman!”

Yukardaki amcanın da, farkında olmadan söylediği bunlardan başkası değil aslında. Ancak, sonunda pişman olmamak için, hayat boyu, Rabbimiz Hazretlerinin bize gâye olarak gösterdiği şu gerçeği dâimâ göz önünde bulundurmalıyız:

“O (Allah) ölümü de, hayatı da hanginiz daha güzel iş işliyecek diye, imtihan etmek için yaratmıştır.” (Mülk,2)

Değerli dostlar! Bu şuurla yaşandığı sürece hayâtın bir anlamı olur. Bir ay önce düğüne gittiğimiz evlere, bir ay sonra cenâzeye gidiyoruz. Herkes kendi hayâtını ve gerçeğini yaşıyor. Kimse, geleceğin ne getireceğini bilmiyor. İşin sıkı tutulması, hayâtın hiçbir an hafife alınmaması gerekiyor.

Hayat, sonuçta bir okuldur; bizler de öğrencileri. Ya da, yaşadıklarımızın bir tiyatro olduğunu var sayarsak, burada herkes kendi seçtiği rolü oynuyor.  Bize düşen rolün ne olduğunu merak edip, asıl kaynağından öğrenip, üzerimize düşenleri harfiyen yerine getirmeye çalıştıktan sonra hayıflanacak duruma düşmekten kurtulur, son âna kadar ümitlerle ve mutlu yaşarız. Aksi takdirde, hem burada, hem de ötede mutsuzlardan oluruz Allâh korusun.

İşte bu anlamda, bir yazarın dediği gibi: “ Hayat için önemli olan onun uzunluğu ya da kısalığı değil, bize düşen rolün iyi oynanıp oynanmadığıdır.”

Yine, diğer bir yazarın ifâdesiyle;

Ne kadar yaşadığımız değil, nasıl yaşadığımız önemlidir.

Yaz deyip tozmayalım, istikâmeti bozmayalım ves’selâm!

 

ORDU HAYAT GAZETESİ

30.06.2010

  # Yorum Yaz #

İsim :

Yorum :
(Max. 400 Karakter)

 
» Benzer 5 Konu
 Konu Başlığı Tarih Okunma
  - İŞTE SANA CENNETİN ANAHTARI 3/25/2012 2369
  ..GİDİYOR HÂTIRALAR... 3/26/2012 1684
  10 OCAKtan 12 EYLÜLe YÜRÜYENLER... 3/26/2012 1800
  17 YIL ÖNCE BU GÜN 3/26/2012 1899
  28İNDEN 22SİNE ŞUBAT DEFTERİ 3/25/2012 1877

En Çok Okunanlar Son Yorumlananlar Hakkımda
POPÜLER MASONLAR ORDUDA (7140)
AKROSTİŞ YAZILARI (5512)
FOTOĞRAF-NÂME (5186)
MODA-NÂME (5064)
EYMÜR-NÂME 2 (4928)
EYMÜR-NÂME 1 (4652)
Bedford-nâme (4624)
Nûri KAHRAMAN (4617)
EYMÜR-NÂME 3 (4590)
BAYRAMLAŞALIM DOSTLAR! (3949)
ÜÇ ÖZTÜRK, BİR MEVLÂNÂ.. (1)
CHP-NÂME (1)
GACAROĞLU AHMET EFENDİ (1876-1962) (1)
FOTOĞRAF-NÂME (4)
37 YIL ÖNCESİ, KÖYDE BU GÜN.. (1)
NASIL BİR İL BAŞKANI? (1)
ERKAN TEMİZ BEYİN TELEFONU (1)
BİZ DE İMAM-HATİPLİYİZ Sn. ADİL AKYURT (1)
MODA-NÂME (3)
AKROSTİŞ YAZILARI (4)
 

Www.GirdapTasarim.Com Tarafından Hazırlanmıştır...