DÜNYÂYA İSYÂN ETMEYEN RUH!?
Ne güzel, uyumlu-duyumlu, sayımlı-suyumlu yaşamak varken; bu isyân lâfı da nereden çıktı şimdi? İnsan isyânkâr mı, yâni bu günkü pratik ifâdesi ve genel geçer anlamıyla agresif ve de maganda rûhlu mu olmalı? Toplumun, hattâ ükenin, hattâ ve hattâ tüm insanlığın huzûrunu bozanlar böyleleri değil mi?
Dünyâ deyince, hangi dünyâ; ve isyân deyince hangi isyân? Kime isyân, neye isyân; niçin, neden ve nasıl isyân? Bunlar tabiî, enine-boyuna irdelenmesi gereken şeyler. Ancak biz, tüm bunları, günlük olarak yaşamaktayız. Her yerde, her mekânda, her an. Hayât yolunun kıvrımları hep isyânın ve de itaatin yansımalarıyla dolu. Hattâ, hayâtı itaat ve isyânlar manzûmesi olarak değerlendirmek bile mümkün. Nitekim insan, sonuç îtibârıyle de, ya saîdlerden( itaat ederek mutluluğa erenler) ya da şakî, (isyânkâr olup mutsuzluğa dûçâr olanlardan) olur. Yâni, bir bakıma, insan dünyâdayken de ya isyân, yâ itaat hâlindedir; âhirette de, bunun bir sonucu olarak sözü edilen bu iki gruptan birine girer.
Aşağıdaki sözleri okudukça bunu daha iyi anlayacağız. İtaattan, isyândan kasıt ne, yerine göre kime isyân, kime itaat bunu göreceğiz. Her itaat aynı zamanda isyândır. Her isyân da bir bakıma bir itaatin gereği ve sonucudur.
Mübârek üç aylar mevsimindeyiz. Bu aylar size bu iki kavramdan daha çok hangisini ilhâm ve ihtar ediyor? İşe buradan başlamak sûretiyle sözleri okuyalım ve tüm sözlere bu iki mefhumdan oluşan bir gözlükle bakalım:
Kim Allah'a ve Resûl'e itaat ederse işte onlar,
Allah'ın kendilerine lütuflarda bulunduğu peygamberler, sıddîkler, şehidler
ve salih kişilerle beraberdir. Bunlar ne güzel arkadaştır!
NİSÂ-69
Recep Ayı, özellikle mânevî felâketlerden kurtulma vesîlesidir.
Şâban, itaat ayıdır. Ramazan ise ilâhî ikrâmı bekleme ayıdır.
ZÜNNÛN MISRÎ
Recep Allâh’ın ayıdır. Dolayısıyla bu ay;
Allâh’tan af dileme, tevbe-istiğfârı çoğaltma ayıdır.
MAHMUD ESAD
Ey îmân edenler! Hepiniz toptan, Allâh’a tevbe ediniz ki,
korktuğunuzdan emîn, umduğunuza nâil olasınız.
NUR SÛRESİ 31.Âyet
Her kim, (günahından) tevbe ve istiğfâra devam ederse, Allâhü Teâlâ o kimseyi
her darlık ve sıkıntıdan kurtarır, her gam ve kederden âzade kılar,
onu, hiç ummadığı yerden rızıklandırır.
EBÛ DÂVUD
Ey insanlar! Allâh’a tevbe ve istiğfâr ediniz. Ben, günde yüz kere tevbe ediyorum!
MÜSLİM
Şu Rahmete bakın ki; insanlar tüm âzâlarıyla günâh işlerken,
sadece diliyle yaptığı tövbe ile affolunuyor!
AZİZ MAHMUD HÜDÂÎ (K.S.)
Tevbekârlarla sohbet edin; zîrâ, onların kâlpleri daha yumuşaktır!
Hz. ÖMER
İnsan, nisyândan alındığı için, nisyâna mübtelâdır.
Nisyânın en kötüsü de nefsin unutulmasıdır!
BEDÎUZ’ZAMÂN
Dünyâya isyân etmeyen ruh, Allâh’a teslim olmamıştır!
NÛRETTİN TOPÇU
Bu dünyâ bir zindandır; biz de içindeki mahbuslar. Del duvarı, kurtar kendini!
MEVLÂNÂ
Bir yandan ÜÇ AYLAR, öbür yandan yaz. Yaz dostum yaz! Neyi yazacaksın? Bir taraf açıyor-saçıyor isyâna çekiyor, bir taraf; aldanma, itaate gel diyor. Kimin sesine kulak vereceksin; hakkın ya da nefsin?! İmtihan emirlere uymakla uymamak arasındaki ince çizgi üzerinde ki, bir ucu sırata uzanıyor. Oradan da yukarılardaki sonsuz mutluluğa ya da aşağılardaki mutsuzluklara!
Kır nefsin zincirlerini diyeceğim ama, demesi kolay. Kolay olmadığı için, Rahman ve Rahîm olan Rabbimiz Üç ayları bir fırsat olarak sunuyor. Öyleyse sen de, gel diyen bu müşfik sese kulak ver ve nefsine köleliği değil, Rabbine kulluğu seç.
Yalnızca O’na teslim ol ve kurtar kendini ves’selâm…
ORDU HAYAT GAZETESİ
02.07.2010