Menü

Anket

Sitemizi Beğendiniz mi?
Evet (%73,9)
Hayır (%20,0)
Kararsız (%5,93)

Toplam Oy: 219

Tüm Anketler

Takvim

« Aralık - 2025

»

PT SL ÇŞ CM CT PZ
1 2 3 4 5 6 7
8 9 10 11 12 13 14
15 16 17 18 19 20 21
22 23 24 25 26 27 28
29 30 31

İstatistikler

 Toplam Hit: 4607079
 Sitede Aktif: 2
 Ip: 172.69.17.98
 Browser: Default - 0.0
 Toplam Kategori: 20
 Toplam Blog: 561
 Toplam Yorum: 28
 Toplam Resim: 6
 Toplam Mesaj: 17

Etiket Bulutu

15 Temmuz 2016 Cumâ Dirilişi adayname aile âile Akdeniz Üniversitesi akrostiş anı Antalya Antalya Palas aşık edebiyatı ÂŞIK EDEBİYATI BABA başbakan başkanlık Bedford, Araba sevdası Biyografi cami cemaat cemiyet chp cuma cumhurbaşkanı çocuk edebiyatı Çocuk Edebiyâtı ÇOCUK ŞİİRLERİ dede deneme DÎNÎ ŞİİRLER DİNİ-MİLLİ ŞİİRLER DÖRTLÜK edebiyat eleştiri eymür eymür köyü eymürname GÜZELLEME halk şiiri halk şiri HÂTIRA hâtıralar HAYAT HİKÂYESİ HECE HECE VEZNİ hiciv İMAM-HATİP PİLÂV GÜNLERİ işkence KADİR GECESİ KÂFİYE komşu ülkeler koşma köy yazıları köyname lüleburgaz MANİ Manzum Fıkralar mızrap NÂMELER Nasreddin Hoca NURİ KAHRAMAN okul edebiyatı ordu ordu hayat ordu hayat gazetesi ordu imam-hatip Palace Palas RAMAZAN RAMAZAN EDEBİYATI recep tayyip erdoğan siyâset şiir toplum türkiye ulubey Yalçın Yüksel Yeni Türkiye zulüm

Blog

RSS Takip Tavsiye Et İndir (.doc) Okunma: 1177
HEM OKUYALIM, HEM DE YAZALIM...

..GİDİYOR HÂTIRALAR... GÜLİSTANLI HALİL USTA

HEM OKUYALIM, HEM DE YAZALIM!...

Dün, gazetelerimizde, Ordu Vâliliğimizin “Ordu Okuyor” kampanyasıyla ilgili detaylı bir haber vardı. Vâlimiz Orhan DÜZGÜN’ün imzasıyla tüm kaymakamlık ve kurumlara, bu kampanya çerçevesinde kimlerin neler yapması gerektiği ve yapabileceklerine dâir bilgilerin ayrıntılı bir biçimde verildiği bir genelge gönderilmiş. Gerçekten çok öğretici bir genelge aynı zamanda. Bu durum, kampanyanın ne denli önemsendiğinin de bir göstergesi.

Okumak elbette çok önemli. Her kes okumalı. Okuma bilmeyenler öğrenmeli. Öğrenen ve bilenler de, orada kalmamalı. Öğrenmek okumak için, okumak da öğrenmek için. Yalnız başına öğrenmek ve okumak gâye olamaz. Bu kavramlar durağanlığı kabul etmez. Okumalar eğer yazmaya kadar taşıyabiliyorsa insanları

YAZMA KAMPANYASI!

Neyse, bu ayrı bir konu. Benim asıl söylemek istediğim; okuma kampanyası  vâliliğimizden olsun olmasına da, yazmakla ilgili kampanyayı da bizler başlatalım. Kurumlar, kuruluşlar, vakıf, dernek gibi sivil toplum kuruluşları. Ordumuzun kültürel hayâtı zayıf denemez. Okuyanı, yetişmiş insanı çok olan bir kentiz. Bu anlamda, alt yapı zengin. Ancak, yazanlar az. Yazanların çoğu da YAZAR havasına girerek, ulusal ve evrensele hitap etme adına yerele iltifat etme noktasında isteksiz davranıyorlar. Şehirlerini yazmayı, anlatmayı, ona âit olmayı, bir nevî taşralılık olarak değerlendirip, bunu belki de ulusallık ve evrenselliklerinin önünde bir engel olarak mı görüyorlar bilemiyorum?

Daha da açıkçası, adı yazara çıkan arkadaşların biraz yerele yönelmeleri noktasında bir eylem birliği sağlanabilir. Yerel târih eser ve yazılı mataryellerinde yeterli olduğumuzu söyleyemeyiz. Dün bu köşede biz, “…GİDİYOR HÂTIRALAR!...” derken, bilhassa şehrimiz için söz konusu olan, bize göre dramatik, ya da en azından noksanlık olarak değerlendirilebilecek bir konuya parmak basmaya çalışmıştık.

Şu an şehrimizde, şöyle biraz düşünülse, en az 20 kişi akla gelebilir biyografisi yazılması noktasında. Bunu, şehrin son 50 yılında aktif rol oynamış insanlar bazında söylüyorum. Bu biraz değerlendirmeye alınsa, birimler bazında 3’er 5’er derken bu sayı yüzlere ulaşabilir.

CUMHÛRİYET’TEN BU YANA

Düşününüz, hiç olmazsa Cumhûriyet’ten bu yana, her yıl bir biyografi yazılabilmiş olsaydı, bu 100’e yakın biyografi demekti. Bu, yerel târih adına, hattâ ulusal târih adına hazîneler ötesi bir şey demek olurdu. Bunun için ünlü kişi de gerekmiyor. Bir ücrâ köyde, bir mahallede yaşamış bir insanın yaşadıkları bile olsa bu, o günün toplumsal yaşantısı ve telâkkîlerine dâir bir değer ifâde etmez miydi? Geleceğin târihçi, edebiyâtçı, araştırmacı ya da sanatkârları için ilhâm kaynağı olmaz mıydı?

Topu topu 3 biyografi var elimizde bugün. O da, son beş yıl içinde, kişisel gayretlerle vücûda getirildi. Demek istediğimiz, hiç olmazsa bugün bunun farkında olup bir şeyler yapmaya çalışalım. Meselâ, okullarımız ve benzeri eğitim-kültür yönü ağır basan kurumlarımız bu noktada etkin olabilir, tıpkı okuma kampanyasında olduğu gibi.

Bâzı biyografiler kısa düşebilir. Bir-kaç tânesi birleştirilerek kitaplaştırılır. Veyâ, her birimden bir-kaç röportaj istenerek, bunlar birleştirilip bir kitap olarak basılabilir. Dergi ya da gazetelerde parça parça da olsa yayınlandığı zaman, geleceğe tutulmuş en güzel aynalar niteliği taşır bu çalışmalar.

BÜYÜKLERİN GÖNLÜ

Kimlerle mi? Hepimizin çevresinde yaşlılar var. Kurumları kuranlar, emek verenler var. Âile ya da sülâle büyüklermiz var. Bizi yetiştiren hocalarımız, topluma hizmet eden değerlerimiz var. Bizler maalesef saygısız nesiller olmaya başladık. Büyükler artık yük olarak görülüyor. “Sen anlamazsın..” deyip, lâfı ağzına tıkanarak sözü kesiliyor. Konuşturulmuyorlar bile. Onlara gönüllerimizi açabilsek bizlere neler neler anlatırlar eskilere dâir. Ama, bizlerin ne vakti var, ne zamânı, ne de sabrı!

Bırakın dedeleri-nineleri, yaşlıları, annelerimizle, babalarımızla, hala ya da teyzelerimizle, amca-dayılarımızla bile şöyle oturup doğru-dürüst konuştuğumuz söylenemez toplum olarak. Belki, bu onların da bir kabahatidir aynı zamanda; ama sonuçta bu bir hatâ ve bunun telâfisi söz konusu. O da, bu saatten sonra bizlere düşüyor.

KARACÂHİL KİM ACABÂ?

Sizin anlayacağınız, etrafımızda çok dinlenecek, anlanacak, gözlenecek, yazılacak şeyler var. Onları kayda geçirmek te bir görev yarınlar adına. Bir kişi düşünün. 80’e, 90’a merdiven dayamış. Okumuş olsun, okumamış olsun; hani meşhur tâbirle “karacâhil” olsun. Ama, yaşadığı, duyduğu, gördüğü, anlatacağı, dinleteceği; belki de paylaşmaya can attığı nice ibretlik müşâhedeleri ve hâtıraları vardır. Kimbilir, belki de bir hazînedir bu anlamda. Bu ihtimâl, denemeye değmez mi?

Şu bir gerçek ki, bugünün insanları yazmaya üşeniyor. “Okumuş-yazmış; hayâtından bezmiş!” gibi âdetâ! Ekmeğini eline almış, onun peşinde. İşinde-gücünde, ekmek kavgasında. Gerisi onu ilgilendirse de, çoook uzaklardan ilgilendiriyor. Aslında kâbiliyeti de, belki  herkesten fazla. İşte tam burada bir motivasyona ihtiyâç var. Ekipman, finansman, ödül; her neyse. Bunu, birileri yapmalı. Bu da hem resmî hem sivil anlamda bir görevdir diye düşünüyoruz. Ya da, okumuşlar, görev almışlar için topluma ve onların gelecek nesillerine karşı en azından bir vefâ borcudur diye değerlendiriyoruz.

Kısaca, hem okuyalım dostlar, ve de geçmişimiz, geleceğimiz, milletimiz-memleketimiz adına

aynı zamanda hem de yazmaya gayret edelim demek istiyoruz ves’selâm…

 

ORDU HAYAT GAZETESİ

02.11.2010

  # Yorum Yaz #

İsim :

Yorum :
(Max. 400 Karakter)

 
» Benzer 5 Konu
 Konu Başlığı Tarih Okunma
  - İŞTE SANA CENNETİN ANAHTARI 3/25/2012 2369
  ..GİDİYOR HÂTIRALAR... 3/26/2012 1684
  10 OCAKtan 12 EYLÜLe YÜRÜYENLER... 3/26/2012 1800
  17 YIL ÖNCE BU GÜN 3/26/2012 1899
  28İNDEN 22SİNE ŞUBAT DEFTERİ 3/25/2012 1877

En Çok Okunanlar Son Yorumlananlar Hakkımda
POPÜLER MASONLAR ORDUDA (7140)
AKROSTİŞ YAZILARI (5512)
FOTOĞRAF-NÂME (5186)
MODA-NÂME (5064)
EYMÜR-NÂME 2 (4928)
EYMÜR-NÂME 1 (4652)
Bedford-nâme (4624)
Nûri KAHRAMAN (4617)
EYMÜR-NÂME 3 (4590)
BAYRAMLAŞALIM DOSTLAR! (3949)
ÜÇ ÖZTÜRK, BİR MEVLÂNÂ.. (1)
CHP-NÂME (1)
GACAROĞLU AHMET EFENDİ (1876-1962) (1)
FOTOĞRAF-NÂME (4)
37 YIL ÖNCESİ, KÖYDE BU GÜN.. (1)
NASIL BİR İL BAŞKANI? (1)
ERKAN TEMİZ BEYİN TELEFONU (1)
BİZ DE İMAM-HATİPLİYİZ Sn. ADİL AKYURT (1)
MODA-NÂME (3)
AKROSTİŞ YAZILARI (4)
 

Www.GirdapTasarim.Com Tarafından Hazırlanmıştır...