Menü

Anket

Sitemizi Beğendiniz mi?
Evet (%73,9)
Hayır (%20,0)
Kararsız (%5,93)

Toplam Oy: 219

Tüm Anketler

Takvim

« Aralık - 2025

»

PT SL ÇŞ CM CT PZ
1 2 3 4 5 6 7
8 9 10 11 12 13 14
15 16 17 18 19 20 21
22 23 24 25 26 27 28
29 30 31

İstatistikler

 Toplam Hit: 4607125
 Sitede Aktif: 4
 Ip: 172.71.1.177
 Browser: Default - 0.0
 Toplam Kategori: 20
 Toplam Blog: 561
 Toplam Yorum: 28
 Toplam Resim: 6
 Toplam Mesaj: 17

Etiket Bulutu

15 Temmuz 2016 Cumâ Dirilişi adayname aile âile Akdeniz Üniversitesi akrostiş anı Antalya Antalya Palas aşık edebiyatı ÂŞIK EDEBİYATI BABA başbakan başkanlık Bedford, Araba sevdası Biyografi cami cemaat cemiyet chp cuma cumhurbaşkanı çocuk edebiyatı Çocuk Edebiyâtı ÇOCUK ŞİİRLERİ dede deneme DÎNÎ ŞİİRLER DİNİ-MİLLİ ŞİİRLER DÖRTLÜK edebiyat eleştiri eymür eymür köyü eymürname GÜZELLEME halk şiiri halk şiri HÂTIRA hâtıralar HAYAT HİKÂYESİ HECE HECE VEZNİ hiciv İMAM-HATİP PİLÂV GÜNLERİ işkence KADİR GECESİ KÂFİYE komşu ülkeler koşma köy yazıları köyname lüleburgaz MANİ Manzum Fıkralar mızrap NÂMELER Nasreddin Hoca NURİ KAHRAMAN okul edebiyatı ordu ordu hayat ordu hayat gazetesi ordu imam-hatip Palace Palas RAMAZAN RAMAZAN EDEBİYATI recep tayyip erdoğan siyâset şiir toplum türkiye ulubey Yalçın Yüksel Yeni Türkiye zulüm

Blog

RSS Takip Tavsiye Et İndir (.doc) Okunma: 1138
DÜN, GÜNLERDEN TAM DA CUMÂYDI...

İHÂLEDE FESAT YOK OSMAN ALTAŞ NASIL ADAM?

DÜN, GÜNLERDEN TAM DA CUMÂYDI...

Elbette öyleydi ve öyle olacaktı. Biliyoruz, başka türlü olması zâten söz konusu değil de, bizim demek istediğimiz, cumâ gününün bayram esprisine uygun iş, diyalog, muhabbet ve ziyâretlerle dolu dolu geçti de, ona vurgu yapmak istedik.
Efendim, öncelikle, uhdemize tevdî edilen ve yapılanma sürecinde olan Dil ve Edebiyat Derneği'nin Ordu Şûbesi önümüzdeki hafta sonu ilk faaliyetini yapmış olacak inşâllâh. Onunla ilgili girişimler adına sabahtan belediyemizin yolunu tuttuk.

ÖZER KARADAĞ’IN SİTEMİ

Sosyal, Kültürel işlerden sorumlu Başkan Yardımcısı Özer Karadağ Bey, "Siz buralara uğrar mıydınız?" kabîlinden yarı şaka yarı ciddî sitemle karşıladı bizi. Haklıydı. Biz de, bunun özel bir sebebi ya da ayrıcalıklı bir tarafı olmadığını, bu konuda üzerimize düşeni genelde yapamadığımızı, bir gazete yetkilisi olarak devamlı dolaşmamızın en azından iş kuralı gereği olduğunu ama bu noktada zayıf kaldığımızı belirttik.

Bir de, işimiz olmadığı yere, trafiği yoğun böylesi makamları gerekli-gereksiz meşgûl etmeyi de uygun görmediğimizi söyleyerek işi geç iştirmeğe çalışsak da, sitemin haklılık payı bizlerin bu anlamda yollara düşmemiz gerektiğini gösteriyordu. İnşâllâh başarırırz.

TELEFERİK, MELEFERİK!
Özer Bey, söz ister-istemez basına gelince, teleferik konusunu açtı. Bir sürü izahlarda bulundu. “Bizi sonuç ilgilendiriyor. Yalı Câmi önündeki direk herkesi ayaklandırdı. Gerisi teferruat!” dedim. O da, "hele bir yapılsın herkes beğenecek!" şeklinde karşılık verdi. Biz de, yapıldıktan sonra geriye dönüş olmaz ki! Ya beğenilmezse dedik. Böyle bir diyalog geçti. Ayrıca o, direğin ışıklandırılıp şekillendirilerek o çevrenin havasına uygun güzel bir görünüme kavuşturulacağını, altında güzel oturma yerleri oluşturulacağını falan söyledi. Uzmanların, en uygun yer olarak ve alternatifsiz bir şekilde orayı tespit ettiklerini, kendilerinin bir dahli olmadığını savundu.

“ÇATAL KAZIK YERE BATMAZ!”
Değerli okurlar! Ordu'da problem aslında iletişimsizlik ve de çok başlılık. Temeldeki hep sergilene gelen uyumsuzluk. Atalarımızın ne güzel bir sözü var: “ÇATAL KAZIK YERE BATMAZ!” diye. Batarsa, Yalı Câmi'in önündeki direk kadar batar! Tüm bu yap-bozların, gel-gitlerin arkasında bizim halk olarak kararsızlığımız var. Bizdeki ruh neyse, yöneticilerimizdeki de o. Kimseye suç bulmayalım. Bunlara n'oluyor, niye anlaşamıyorlar? demeyelim! Olayı yeniden değerlendirip, hatâ nerede diye şöyle yeniden bir daha gözden geçirelim.

AYIŞIĞI “ÇARK” YERİ!

Bir ara gözümüz, Ayışığı park yerindeki tenhâlığa takıldı. Özelleştiği ve 3 TL de olsa para istendiği için insanların park etmekten kaçındığı dile getirildi. Hâlbuki, daha önceleri, hemen her gün, PARK DOLU, YER YOK levhasıyla karşılaşılıyordu. “Biz niye böyleyiz?” dedik karşılıklı olarak! Park yapmaya gelen, parayı görünce çark ediyor! Arabaya milyarlar veriliyor, yer aramak için şehir içinde köşe-bucak idik-didik ediliyor da, bir-kaç kuruş için hiç de yabana atılmayacak ne turlar atılıyor! İşte, bu bile bir süreç meselesi!
Özer Bey'den, Belediye Dergisi ve Nuh Kırca arkadaşımızın ELLİ İKİ Dergisi'nin yeni sayılarından birer adet alarak ayrıldım. Derginin dışında Sn. Başkanımızın sempatisini bütünüyle yansıtan güzel bir fotoğrafı var. İçeriği üzerinde de daha sonra dururuz inşâllâh. Özer Bey bize yardımcı oldu ve hep gülen yüzüyle uğurladı. Teşekkür ediyoruz.
Bir diğer iş de, dün gazetemizde ilk yazısı yayınlanan kızımıza gazete göndermek oldu. Sizin anlayacağınız, gazeteniz artık İngiltere'de de okunacak! Bu işin esprisi. Zâten okunuyor. Şu an için okunmamasını arzu ederdim, postadan gidince sürpriz olsun diye ama, maalesef, gönderi daha Ordu'dan çıkmadan, bu yazı orada okunmuş olur.

KARTPOSTALLAR NE OLDU?

Bir husus daha var ki, küçük oğlumuz ablasına ve oradaki kuzenlerine falan mektup yazdı. Ben de bir kart yazayım dedim. Kaç tane kitap evine uğradım; kartpostal yok. O da târih olmuş. Damla Kitabevi'nde buldum. O da, çeşit olsun, bulunsun diye alıp bir kenara koymuş. Sizin anlayacağınız, zaman çok değişti. Aklıma, tebriklerle tükettiğim askerlik günleri geldi.
Cumâ dedik ama, namazdan söz etmedik. Onu da Mustafa Özata kardeşle berâber edâ ettik. Tam câmiden çıktık, birisi bağırıyordu; "Çarşıya gidecek var mı?" diye. Biz varız dedik, atladık. Adı Ali Altay. Tevâfuk'a bakın ki, geçen haftalardan birinde de, imamın babası, yâni bizim kayınpeder denk gelmiş arabasına. Tanışma faslında, "Ben imamın eniştesiyim!" deyince açıkladı. Ben de, "Sen imamın servisi gibisin âdetâ!" diye espri yaptım. Mustafa Kardeş onun bu hareketine hayran kaldı. İltifatlar etti. Tabiî, çok çok teşekkürlerle ayrıldık. Allâh râzı olsun...
Nasıl? Dünkü cumâ bayağı bereketli olmuş değil mi? Dünyâda veyâ ülkede, nerede ne olursa olsun, buralarda ya da oralarda bir yerlerde muhabbetle, dostlukla, neşeyle berâber içilen çaylarla, kahvelerle, atıştırılan katıklarla yaşanan güzel zamanlar var.

İyiki de var! İyilikleri var kılanların, kıyıda-köşede yaşatmağa çalışanların cümlesi de iyilikler bulsun. Encamları hayr'olsun. Allâh'ın rahmeti, bereketi hepimizin üzerine olsun! Sağlıcakla kalın ves'selâm...

 

ORDU HAYAT GAZETESİ

07.01.2011

  # Yorum Yaz #

İsim :

Yorum :
(Max. 400 Karakter)

 
» Benzer 5 Konu
 Konu Başlığı Tarih Okunma
  - İŞTE SANA CENNETİN ANAHTARI 3/25/2012 2369
  ..GİDİYOR HÂTIRALAR... 3/26/2012 1684
  10 OCAKtan 12 EYLÜLe YÜRÜYENLER... 3/26/2012 1800
  17 YIL ÖNCE BU GÜN 3/26/2012 1899
  28İNDEN 22SİNE ŞUBAT DEFTERİ 3/25/2012 1877

En Çok Okunanlar Son Yorumlananlar Hakkımda
POPÜLER MASONLAR ORDUDA (7140)
AKROSTİŞ YAZILARI (5512)
FOTOĞRAF-NÂME (5186)
MODA-NÂME (5064)
EYMÜR-NÂME 2 (4928)
EYMÜR-NÂME 1 (4652)
Bedford-nâme (4624)
Nûri KAHRAMAN (4617)
EYMÜR-NÂME 3 (4590)
BAYRAMLAŞALIM DOSTLAR! (3949)
ÜÇ ÖZTÜRK, BİR MEVLÂNÂ.. (1)
CHP-NÂME (1)
GACAROĞLU AHMET EFENDİ (1876-1962) (1)
FOTOĞRAF-NÂME (4)
37 YIL ÖNCESİ, KÖYDE BU GÜN.. (1)
NASIL BİR İL BAŞKANI? (1)
ERKAN TEMİZ BEYİN TELEFONU (1)
BİZ DE İMAM-HATİPLİYİZ Sn. ADİL AKYURT (1)
MODA-NÂME (3)
AKROSTİŞ YAZILARI (4)
 

Www.GirdapTasarim.Com Tarafından Hazırlanmıştır...