Menü

Anket

Sitemizi Beğendiniz mi?
Evet (%73,9)
Hayır (%20,0)
Kararsız (%5,93)

Toplam Oy: 219

Tüm Anketler

Takvim

« Aralık - 2025

»

PT SL ÇŞ CM CT PZ
1 2 3 4 5 6 7
8 9 10 11 12 13 14
15 16 17 18 19 20 21
22 23 24 25 26 27 28
29 30 31

İstatistikler

 Toplam Hit: 4607010
 Sitede Aktif: 4
 Ip: 172.69.17.98
 Browser: Default - 0.0
 Toplam Kategori: 20
 Toplam Blog: 561
 Toplam Yorum: 28
 Toplam Resim: 6
 Toplam Mesaj: 17

Etiket Bulutu

15 Temmuz 2016 Cumâ Dirilişi adayname aile âile Akdeniz Üniversitesi akrostiş anı Antalya Antalya Palas aşık edebiyatı ÂŞIK EDEBİYATI BABA başbakan başkanlık Bedford, Araba sevdası Biyografi cami cemaat cemiyet chp cuma cumhurbaşkanı çocuk edebiyatı Çocuk Edebiyâtı ÇOCUK ŞİİRLERİ dede deneme DÎNÎ ŞİİRLER DİNİ-MİLLİ ŞİİRLER DÖRTLÜK edebiyat eleştiri eymür eymür köyü eymürname GÜZELLEME halk şiiri halk şiri HÂTIRA hâtıralar HAYAT HİKÂYESİ HECE HECE VEZNİ hiciv İMAM-HATİP PİLÂV GÜNLERİ işkence KADİR GECESİ KÂFİYE komşu ülkeler koşma köy yazıları köyname lüleburgaz MANİ Manzum Fıkralar mızrap NÂMELER Nasreddin Hoca NURİ KAHRAMAN okul edebiyatı ordu ordu hayat ordu hayat gazetesi ordu imam-hatip Palace Palas RAMAZAN RAMAZAN EDEBİYATI recep tayyip erdoğan siyâset şiir toplum türkiye ulubey Yalçın Yüksel Yeni Türkiye zulüm

Blog

RSS Takip Tavsiye Et İndir (.doc) Okunma: 1896
OFUN HAYRETİ, ORDUNUN ŞÖHRETİ...

AHMET GACAROĞLU YEŞİLBAŞ ve GERÇEKLER.. ORDUDA DEĞİŞİM RÜZGÂRLARI..

OF'UN HAYRETİ, ORDU'NUN ŞÖHRETİ...

Cumâ günü, ikindiyi bekleyip namazı kıldıktan sonra çıktık yola. Bu, aylardır, belki de yıl veyâ yıllar geçeli ilk kez hep bir arada olarak gerçekleştirme imkânı yakaladığımız kısa mesâfeli bir ziyâret yolculuğuydu. Büyük çocuklarımız okulları dolayısıyle gurbette oldukları için, öyle eskiden olduğu gibi âilece hepimizin bir arada olma zamanları yılın sayılı günlerine tevâfuk edebiliyor artık.
Nitekim, Samsun'daki çocuğumuzun geldiği bu hafta sonunu, ne zamandır plânladığımız iki ziyâreti gerçekleştirme adına fırsat bildik. Havaların yağışlı olması dolayısıyle köye gitme durumlarının zayıflaması da bu düşüncemizi uygulama noktasında bizi cesâretlendirdi. Konuyu büyüklerimizle de paylaşıp kararı verdik ve yola koyulduk.

GİRESUN'DAN TRABZON'A...

Hem Of'ta, hem de Trabzon'da yakınlarımız var. Birer akşam kalıp döneceğiz inşâllâh. Yakınlarımız dedikse, ikisi de bacanak. Of'taki Gümüşhacıköylü ve burada bir ilköğretimde müdür olarak görev yapıyor. Oraya, çocuk görme bağlamında gidiyoruz. Rize'deki bacanak da, Bulancaklı ve oraya taşınalı da 5-6 ay kadar oluyor. Rize Diyânet Eğitim Merkezi'nde ihtisas kazandı. Ayrıca, Rize İlâhiyât Fakültesi'nde mastırını tamamladı. Şimdi tez aşamasında. 4 yıl boyunca burada kalacaklar.
Sürati seven bir şoför değilim. Ayrıca, hep bir arada olunca, muhabbet daha da bir sarıyor. Arabada olan yakınlık evde olmuyor. Onun için 80-90 arası gidiyoruz. Trabzon, Yomra, Arsin derken, oralarda bir yerde durup akşamı kıldık. Biraz daha gidince, bir de bakmışız ki Of'a gelmişiz.
Yolculuğun nasıl geçtiğini anlamadık. Belki biraz muhabbetten ama, yollar da çok güzel olmuş. Kıvrımlar azalmış. Yolculuk, tek kelimeyle bir zevk. Yûsuf Kerem saymış. Tam 12 tünel geçmişiz Giresun'dan Of'a. Akşam teyzesi de bu sayıyı onayladı. Oradan Rize'ye giderken de var bir-kaç tâne.
Hele Trabzon'dan geçiş bir hârika. Eskiden, bu bir kâbustu. Biryerlerde mutlakâ takılıyordunuz. Şimdi, ok atımı bir mesâfeden şehri ve güzelliklerini de temâşâ ede ede tatlı bir akış ve bakışla kayıp gidiyorsunuz özlemlerinize doğru.
Sanki, aman bu tatlı yolculuk hiç bitmesin dercesine yavaş gitmemize rağmen 3 saat dolmadan Of'a gelmiştik. Biz şehre girerken yatsı okunuyordu. Sora sora evin önüne geldik. Baktım hemen orada câmi var. Abdestimiz de olduğu için, çocuklar eve geçerken ben cemaate gittim. İçeri bir girdim, şöyle göz gezdirdim. Cemaat bana çok değişik geldi. Duâ edilirken de inceledim. 30 kadar cemaat vardı. 20'den fazlası sakallıydı. Tabiî, başta hoca efendi de. Namaz boyunca mikrofon falan da açılmadı. Sonradan sorduğuma göre, sâdece cumâda açıyorlarmış.

PÂKİSTAN'DAN OFİSTAN'A!

Âmener'rasûlü'den sonra, giyinişleri de dikkâtimi çeken, her hâlde bizim gibi misâfirler diye düşündüğüm bir-kaç kişi öncülüğünde 12-15 kişi kadar bir grup halka oluşturdular. Meğer bunlar Pâkistanlıymışlar. Mâlum, Dâvet ve Tebliğ ekibindenler.
Önce, hocaefendiyle tanıştık. Sonra da o, onlarla bizi tanıştırdı. Sonra da, onlardan biri Urduca bir kitaptan okudu. Rizeli bir ağabey de Türkçeye aktardı. Kitap, sahabe hayâtını anlatıyor. Hayâtüs'Sahâbe muhtevâlı bir kitap.
Sabah namazına da indim. Grup yine orda. Yine sohbet oldu. Cemaat bu defâ 20 kadardı. Öğlede 50 kadar oldu. Her namazın sonunda halka oluşturulup 5-10 dakîkalık ta olsa ders yapılıyor. Sorular ve muhabbetle iş uzayabiliyor. Nitekim öğlede biraz uzayınca Pâkistanlı bir kardeş içerden, memleketlerinden getirdikleri, oraya özgü farklı hurma, şeker ve fıstıklardan oluşan ikram tabakları getirdiler. Her şeyin en tatlı yanı sâdelik ve doğallığıydı.
Zâten bu câmide her şey doğaldı. Ses öyle. Okuyuş öyle. Hoca Efendi, sabah namazında bile, farzdan önce, cemaat birikene kadar bir şeyler okuyalım dedi. Efendimizden iki hadis okudu. Namazın peşinden salavât zikirleri okundu. Sonra Dâvet ve Tebliğci arkadaşlar sohbet yaptı. Hiç yapmacık yok. Arı-duru okuyorlar. Her sohbetin sonunda da birisi duâ yapıyor. Her kes de âmin tutuyor.
3 vakit onlarla namaz kıldım. Çok istifâde ettim. Aklımda çok az da kalsa, onları sizlerle paylaşmak isterdim. Ama, gördüğünüz gibi mümkün değil. Şimdilik şu kadarını söyleyeyim ki, imam arkadaşın söylediğine göre DİYÂNET İSLÂM ANSİKLOPEDİSİ'nin 7. cildinde bu cemaatle ilgili geniş bilgi varmış. Merak edenler oraya bakabilirler.
İmam arkadaş diyor ki; "bunlar çok farklı. 3 gün onlara katıldım. Eve, beni ölüm hâricinde aramayın! dedim. Onlara takılıp gittim Bulancak taraflarına doğru. Gerçekten çok feyizli oluyor. Mânen ilerlemek isteyenlere tavsiye ederim" dedi. Yaşadıkları hâtıralardan söz etti.

ORDU'NUN ŞÖHRETİ!

İşin Ordu tarafına gelince; ilk akşam onlarla tanışma faslında, Ordulu olduğumu, benzer arkadaşların geçtiğimiz yaz Ordu'ya da geldiğini, onlarla görüşüp muhabbet kurduğumu söyleyince, içlerinde Rizeli olup ta onlara tercümanlık yapan ağabey hayretle;
" Nee? dedi. Oraya bizim gibiler, bu saç-sakal ve kıyâfetle oraya gelebiliyor mu? dedi. Bir târih biz gelmek istedik. Sınırdan içeri alınmadık. Çok zorluklar yaşadık!" falan dedi. Ben de hatırlıyorum, sizler de hatırlayacaksınız; sanki bir zamanlar böyle bir şeyler olmuştu.
Ben de, "Adı üstünde; Ordu, o kadar olacak! Ordu deyince biraz duracaksın" diyerek lâtîfeyle geçiştirdim. O günlerin elhamdülllâh geçmişte kaldığını söyledikten sonra, kendilerini Ordu'da da misâfir etmekten memnun olacağımızı da belirttim.

ORDU OF, RİZE OF!

Evet, Rize'den selâmlar sevgili okurlar. İnşâllâh, birazdan dönüş yoluna koyulacağız. Of'a azıcık ta olsa yine uğrarız büyük ihtimâlle. Yalnız Yusuf burayı çok sevdi. Dün Rize'de birlikte dolaşırken şehirden sâhile kadar kıvrıla, döne inen, örneğini ilk burada gördüğümüz demir direkler üzerine monte edilmiş tahta köprüler özellikle onu cezbetti. Havadan, alttaki vasıta ve insan akışını seyrede ede çeşitli sokak ve caddeler üzerinde dolaşıp güzel tesislerle donanmış sâhil boyuna uzanmak hoşuna gitmiş olmalı ki;
"Baba, artık buraya taşınamaz mıyız? Ben burayı çok sevdim!" demez mi? Ama, mâlum; çocuk işte! Olacak şey değil! Nitekim, o da sonra anlamış olmalı ki, sabah kahvaltıda lâfı; "Yazın yine gelebiliriz, değil mi?" ye çevirdi.
Aslında memleketimizin her yanı güzel. Rabbim cümlemize, sevdiğimiz kadar gezmeyi ve görmeyi de nasip eylesin inşâllâh. Zîrâ, pâkistanlı kardeşlerin de, dâvet esprilerini açıklarken vurguladıkları gibi su bile durdukça kokar. Akan sular ise hem kendi hep tâze kalır, hem de gittiği yerlere hayat verir, canlılık getirir.
Rize'den, Of'tan hepinize selâm; gezmeye-tozmaya, yazmaya-çizmeye devâm...
Darısı, benzerleri ya da yenileriyle, -hayırlısından- hepimizin başına ves'selâm...


ORDU HAYAT GAZETESİ

17.04.2011

  # Yorum Yaz #

İsim :

Yorum :
(Max. 400 Karakter)

 
» Benzer 5 Konu
 Konu Başlığı Tarih Okunma
  - İŞTE SANA CENNETİN ANAHTARI 3/25/2012 2369
  ..GİDİYOR HÂTIRALAR... 3/26/2012 1684
  10 OCAKtan 12 EYLÜLe YÜRÜYENLER... 3/26/2012 1800
  17 YIL ÖNCE BU GÜN 3/26/2012 1899
  28İNDEN 22SİNE ŞUBAT DEFTERİ 3/25/2012 1877

En Çok Okunanlar Son Yorumlananlar Hakkımda
POPÜLER MASONLAR ORDUDA (7140)
AKROSTİŞ YAZILARI (5512)
FOTOĞRAF-NÂME (5186)
MODA-NÂME (5064)
EYMÜR-NÂME 2 (4928)
EYMÜR-NÂME 1 (4652)
Bedford-nâme (4624)
Nûri KAHRAMAN (4617)
EYMÜR-NÂME 3 (4590)
BAYRAMLAŞALIM DOSTLAR! (3949)
ÜÇ ÖZTÜRK, BİR MEVLÂNÂ.. (1)
CHP-NÂME (1)
GACAROĞLU AHMET EFENDİ (1876-1962) (1)
FOTOĞRAF-NÂME (4)
37 YIL ÖNCESİ, KÖYDE BU GÜN.. (1)
NASIL BİR İL BAŞKANI? (1)
ERKAN TEMİZ BEYİN TELEFONU (1)
BİZ DE İMAM-HATİPLİYİZ Sn. ADİL AKYURT (1)
MODA-NÂME (3)
AKROSTİŞ YAZILARI (4)
 

Www.GirdapTasarim.Com Tarafından Hazırlanmıştır...