Menü

Anket

Sitemizi Beğendiniz mi?
Evet (%73,9)
Hayır (%20,0)
Kararsız (%5,93)

Toplam Oy: 219

Tüm Anketler

Takvim

« Aralık - 2025

»

PT SL ÇŞ CM CT PZ
1 2 3 4 5 6 7
8 9 10 11 12 13 14
15 16 17 18 19 20 21
22 23 24 25 26 27 28
29 30 31

İstatistikler

 Toplam Hit: 4607054
 Sitede Aktif: 3
 Ip: 172.70.131.150
 Browser: Default - 0.0
 Toplam Kategori: 20
 Toplam Blog: 561
 Toplam Yorum: 28
 Toplam Resim: 6
 Toplam Mesaj: 17

Etiket Bulutu

15 Temmuz 2016 Cumâ Dirilişi adayname aile âile Akdeniz Üniversitesi akrostiş anı Antalya Antalya Palas aşık edebiyatı ÂŞIK EDEBİYATI BABA başbakan başkanlık Bedford, Araba sevdası Biyografi cami cemaat cemiyet chp cuma cumhurbaşkanı çocuk edebiyatı Çocuk Edebiyâtı ÇOCUK ŞİİRLERİ dede deneme DÎNÎ ŞİİRLER DİNİ-MİLLİ ŞİİRLER DÖRTLÜK edebiyat eleştiri eymür eymür köyü eymürname GÜZELLEME halk şiiri halk şiri HÂTIRA hâtıralar HAYAT HİKÂYESİ HECE HECE VEZNİ hiciv İMAM-HATİP PİLÂV GÜNLERİ işkence KADİR GECESİ KÂFİYE komşu ülkeler koşma köy yazıları köyname lüleburgaz MANİ Manzum Fıkralar mızrap NÂMELER Nasreddin Hoca NURİ KAHRAMAN okul edebiyatı ordu ordu hayat ordu hayat gazetesi ordu imam-hatip Palace Palas RAMAZAN RAMAZAN EDEBİYATI recep tayyip erdoğan siyâset şiir toplum türkiye ulubey Yalçın Yüksel Yeni Türkiye zulüm

Blog

RSS Takip Tavsiye Et İndir (.doc) Okunma: 1074
EN İYİSİ BODRUM YAPIN

KÖYDE BEREKET, KENTTE HÜZÜN.. HALÛK KEFELİOĞLU NEREYE KOŞUYOR?

EN İYİSİ “BODRUM” YAPIN!

Hicrî yeni yılı idrâk ettik. Tüm İslâm Âlemi ve insanlık için hayırlı olsun. Müslümanların hicretle başlayan ve hayâtının bütününü kuşatan bu kavram, tüm eylemlerimize renk vererek, hepimizi kutlu muhâcirin komşuluğuna ulaştırsın.

Rabbimiz bizleri bu kervanın hakîkî yolcularından, hicreti, yönelişi dâimâ iyiye, güzele olabilenlerden eylesin. Tek ümîdimiz burada. Yoksa hayâtın ne anlamı kalır ki?

 Sevgili dostlar; doğum bir hicrettir. Hayât ta. İyi ya da kötü, attığımız her adım, yaptığımız her iş te. Elbette ki ölüm de. Her zaman olduğu gibi, bu sıralarda ölüm hicretini yaşayıp, “gel” çağrısına uyarak dâr-ı bekâya intikal edenler oldu. Bunların bir kısmı bizleri de yakından ilgilendiriyor.

Başta, dün defnettiğimiz, bir anne var. Aynı zamanda, şâir olup şiir duyarlılığını taşıyan birisi için, annesini kendi elleriyle toprağa vermek oldukça zor olsa gerek. Dün, Şinâsi Tepe’nin yüzünde bu ızdırabı okumak mümkündü. Elbette zor. Allâh sabırlar versin.

ANNELERİN FERYÂDI!

Ölenler içerisinde, çok genç olup, hepimizi acıya boğmalarının yanında topluma ibret ve ders niteliğinde olanlar da vardı. İstanbul Ümrâniye geçen hafta, Ordu da bu hafta gencecik fidanlarımızı aldı götürdü. Bir agresif lâfı îcâd edildi; sanki çok doğal bir hâleti rûhiyenin adıymış gibi, moda oldu çıktı. Agresifim diyen, kafası azıcık bir şeylere bozulan sarılıyor bıçağa. Basıyor tetiğe. Anneler feryatta, babalar figân. Bağırlarına ne basacaklarını, acılarını nasıl bastıracaklarını şaşırdılar.

Anne, sözlerini şamar gibi vuruyor suratlarımıza: “Oğlumu, biricik yavrumu yıllarca köylerde, yaylalarda, dağlarda, ormanlarda domuzlardan korudum da, şurda, çarşının ortasında kol gezenlerden koruyamadım!”

Anlayana, çok şey anlatıyor bu sözler. Bana sorarsanız, can acısıyla bile olsa bizim toplumumuz sarfetmez bu sözleri. Ancak, eğer şöyle gerçek ve derinden düşünülürse, bu ifâdeler hafif bile kalır. İnsan bu kadar ucuz mu? Geride kalanların yaşadıkları ve duyguları bu kadar değersiz mi? Hiç önemli değil mi?

BİR ÇİÇEĞİ BİLE!

Bu nasıl iş? Nasıl delikanlılık? Bir kişiye karşılık 8-10 kişi! Bu, mertliğin hangi versiyonuna giriyor? Bu hınç ne sonra? Sebep ne? Aslı-astarı yok! Her şeyin bir haysiyeti olmak gerekmez mi? Hiçten yere ve böylesine hoyratça. İnsan olan insanın, bir çiçeği bile koparırken yüreği cız etmeli değil mi beyler?! Ben ne diyeyim, derdimi, ızdırâbımı nasıl anlatayım, bilemiyorum ki sevgili dostlar?!

Allâh korkusu yok, peygâmber hatırı yok. Her şeyden önce insanmışsın, can taşıyormuşsun, annen varmış, baban varmış, evin-ocağın, hattâ doğmamış çocuğun varmış önemli değil. Gencecik gelin, feryat etmiyor ama, kocasının cenâzesi günü doğan çocuğu kucağında; lâfları, dinleyecek kulağı, anlayacak izanı olanlara çok ağır: “Benim çocuğum baba sözünü hiç kullanamayacak. Bunu yapanlar hiç düşünmez mi; bunun çocuğu var mı, evli mi diye?”

Evet, sâhi, hiç düşünülmez mi? İşte geldiğimiz yer ortada! Ölenler gitti de kalanlar yaşıyor mu? Huzur yok. Çocuğu olanlar hep kaygılı. Eşkiyâ kol geziyor. Gençlik her an patlamaya hazır bomba. Patlamaya hazır değil, bir şey olsa da şu bıçağı denesem, kendimi göstersem, bileğimin gücünü anlasalar diye fırsat bekleyen canavar ruhlu bir gençlik. Gruplar oluşturup, mahalle aralarında serseri mayın gibi dolaşıyorlar.

EN İYİSİ BODRUM!

Sorumluların derdi Ordu’yu Paris yapmak, Antalya yapmak; ya da başka bir şey! Teleferikler, palmiyeler, oteller; hem de zincirleme, barlar, diskolar bilmem neler neler! Beyler, en iyisi Bodrum yapın Ordu’yu. Yerin dibine sokun burayı! Her yıl birkaç tane çocuğumuz böyle hiçten yere gidiyor. Gitgide bodrumlaşıyoruz. Karanlık bir dehlize giriyoruz yâni. Tünelin ucu nereye çıkıyor; meçhûl. Beyler için çok önemli de değil. Ama, görüldüğü gibi, daha dünyâdayken canımız acımaya başlıyor. Bunun bir de öte tarafı var ki, asıl mesele orada. Artık düşünme, somut bir şeyler yapma zamânı gelmiş olmalı!

Evet beyler! Festivallerden, teleferiklerden, otoyollardan, tünellerden, havaalanlarından, kültür saraylarından, başka şeyler de yapın artık lütfen! Biraz da ahlâk, mâneviyât, edep yollarını açın. Ordu’yu gerçek değerlerle, gerçeğin değerleriyle buluşturun.

Milletin parası ya da oylarıyle size tevdî ettiği imkânları, bilimi, sanatı, kürsüleri, vekâletleri, tüm makam ve mekânları onun ve çocuklarının hayrına değerlendirin. Bugünkü yaşanan problemlerin bir parçası da siz olmayın.

Sevgili okurlar. Mâlum, bizde biraz hocalık var ya. Yine va’za başladık değil mi? En iyisi susalım mı?  Ne dersiniz? Biz konuşmuyoruz aslında. Gerçek kendini zâten haykırıyor, da;  biz sâdece ve sâdece, dalgın olma ihtimâli olabilecek

etkili, yetkili ve de ilgililer için,  birazcık ve de üzmeden, usûlü ve uslûbunca

dikkât çekip hatırlatmalar yapmaya çalışıyoruz ves’selâm…

 

ORDU HAYAT GAZETESİ

07.12.2010

  # Yorum Yaz #

İsim :

Yorum :
(Max. 400 Karakter)

 
» Benzer 5 Konu
 Konu Başlığı Tarih Okunma
  - İŞTE SANA CENNETİN ANAHTARI 3/25/2012 2369
  ..GİDİYOR HÂTIRALAR... 3/26/2012 1684
  10 OCAKtan 12 EYLÜLe YÜRÜYENLER... 3/26/2012 1800
  17 YIL ÖNCE BU GÜN 3/26/2012 1899
  28İNDEN 22SİNE ŞUBAT DEFTERİ 3/25/2012 1877

En Çok Okunanlar Son Yorumlananlar Hakkımda
POPÜLER MASONLAR ORDUDA (7140)
AKROSTİŞ YAZILARI (5512)
FOTOĞRAF-NÂME (5186)
MODA-NÂME (5064)
EYMÜR-NÂME 2 (4928)
EYMÜR-NÂME 1 (4652)
Bedford-nâme (4624)
Nûri KAHRAMAN (4617)
EYMÜR-NÂME 3 (4590)
BAYRAMLAŞALIM DOSTLAR! (3949)
ÜÇ ÖZTÜRK, BİR MEVLÂNÂ.. (1)
CHP-NÂME (1)
GACAROĞLU AHMET EFENDİ (1876-1962) (1)
FOTOĞRAF-NÂME (4)
37 YIL ÖNCESİ, KÖYDE BU GÜN.. (1)
NASIL BİR İL BAŞKANI? (1)
ERKAN TEMİZ BEYİN TELEFONU (1)
BİZ DE İMAM-HATİPLİYİZ Sn. ADİL AKYURT (1)
MODA-NÂME (3)
AKROSTİŞ YAZILARI (4)
 

Www.GirdapTasarim.Com Tarafından Hazırlanmıştır...