Menü

Anket

Sitemizi Beğendiniz mi?
Evet (%73,9)
Hayır (%20,0)
Kararsız (%5,93)

Toplam Oy: 219

Tüm Anketler

Takvim

« Aralık - 2025

»

PT SL ÇŞ CM CT PZ
1 2 3 4 5 6 7
8 9 10 11 12 13 14
15 16 17 18 19 20 21
22 23 24 25 26 27 28
29 30 31

İstatistikler

 Toplam Hit: 4607146
 Sitede Aktif: 8
 Ip: 172.71.1.176
 Browser: Default - 0.0
 Toplam Kategori: 20
 Toplam Blog: 561
 Toplam Yorum: 28
 Toplam Resim: 6
 Toplam Mesaj: 17

Etiket Bulutu

15 Temmuz 2016 Cumâ Dirilişi adayname aile âile Akdeniz Üniversitesi akrostiş anı Antalya Antalya Palas aşık edebiyatı ÂŞIK EDEBİYATI BABA başbakan başkanlık Bedford, Araba sevdası Biyografi cami cemaat cemiyet chp cuma cumhurbaşkanı çocuk edebiyatı Çocuk Edebiyâtı ÇOCUK ŞİİRLERİ dede deneme DÎNÎ ŞİİRLER DİNİ-MİLLİ ŞİİRLER DÖRTLÜK edebiyat eleştiri eymür eymür köyü eymürname GÜZELLEME halk şiiri halk şiri HÂTIRA hâtıralar HAYAT HİKÂYESİ HECE HECE VEZNİ hiciv İMAM-HATİP PİLÂV GÜNLERİ işkence KADİR GECESİ KÂFİYE komşu ülkeler koşma köy yazıları köyname lüleburgaz MANİ Manzum Fıkralar mızrap NÂMELER Nasreddin Hoca NURİ KAHRAMAN okul edebiyatı ordu ordu hayat ordu hayat gazetesi ordu imam-hatip Palace Palas RAMAZAN RAMAZAN EDEBİYATI recep tayyip erdoğan siyâset şiir toplum türkiye ulubey Yalçın Yüksel Yeni Türkiye zulüm

Blog

RSS Takip Tavsiye Et İndir (.doc) Okunma: 1075
İHÂLE GANÎ, GAZETE ÇOK; DERGİ YOK? NEDEN?

KILIÇTAN, KESMEYEN SÖZLER İHÂLEDE FESAT YOK

İHÂLE GANÎ, GAZETE ÇOK;

DERGİ YOK? NEDEN?

Çünkü biz, öncelikle Ordu halkı ve de onun çocukları olarak dedikoduyu seviyoruz da ondan! Yukardaki önerme, bunun açık bir göstergesi. Başta, bu acı gerçeği kabullenmek durumundayız maalesef. Şöyle bir düşünürseniz bu düşünceye hak vereceksiniz. Belki garip karşılayacaksınız ama, bu başlıktaki soru aklıma doğup da, kendi kendime bir çırpıda cevaplandırınca, sonradan kendime de hak verdim!

Çünkü bizler, ciddî işlerde, ciddiyette ve de gerçekte yokuz. Hep, günübirlik işler peşindeyiz. Kalıcı, köklü meşgâle ve icraatlar bize göre değil. Şöyle bir gözleyin kamuya hitap ve hizmet eden işler yapanları. Topluma karşı sorumluluklarını mı ön plâna alıyorlar, yoksa kendi paşa gönüllerinin keyiflerini mi?

Bunu daha çok kültür, sanat, edebiyatla, okumak-yazmakla meşgûl, ya da bir şekilde bu ve benzeri çalışmalarla mânen veya madden ilgilenmek durumunda olan çevreler için söylüyorum. Gerçi onların içerisinde, biyografilerinde bile memleketlerini yazmayı dar alana hapsolmak olarak algılayacak kadar kendisini vilâyetler, hattâ ülkeler ötesi küresel yazarlar olarak görenler var. Yaşadıkları kentin ölçeğinde bir dergiyi karizmalarına yediremiyorlar. Aşanı da yaşanır kılabileceklerini düşünemiyorlar. Sonuçta kent dergisiz kalıyor. Bu, bir nevî okulsuz kalmak gibi bir şey eğer düşünülürse.

ÜNİVERSİTE ve DERGİ

Sonuçta her öğrenci İstanbul, Ankara, Konya gibi büyük ve elverişli şehirlerdeki üniversitelere gidemeyebilir. Kimi, Ordu misâli, daha yeni açılan, işin çok başında olan üniversitelerde okur, mezun olur. Yarın bu çocuk, bir bakarsınız ülkenin en ileri üniversitelerinde, hattâ, dünyânın en ünlü yerlerinde akademik çalışmalar yapar ve de zirveleri zorlayabilir. Demek istediğim, buradaki üniversitenin gereksiz olduğunu söyleyemeyiz.

SANAT ve KİBİR!

İşin, aslı ve de, daha da açıkçası; burada, azlığından mı nedir, edebiyatı olanların da bir kısmında kibir olduğu gerçeğidir. Ayrı havalar, farklı silüetler, hareket tarzları, edâlar falan. Helâli hoş olsun. Hakları vardır belki de. Rabbim onlara üstün yetenekler vermiştir. Ama, herkese kendileri ölçüsünde kâbiliyetler vermemişse, ya da onları diğerlerinden farklı yaratarak ayrıcalıklı konumda kılmak hikmetine binâen, diğer insanlara da başka kulvarlarda kâbiliyetler vermişse, bu diğerlerini hor göreceksiniz, şâirleri yazarları göğe, diğerlerini dibe göndereceksiniz anlamında mı algılanmalıdır?

EDEBİYAT ve -ÇILAR!

Maalesef bu tutum, edebiyâtın rûhuna, edeb ve âdâbına uymasa da, bir kısım arkadaşların, kendi konumlarının gerisinde olduğunu düşündükleri her kesimden insana karşı küçümser mâhiyette baktıkları bir gerçek. Eğer öyle olmasaydı, geriden gelecek gençlere zemin teşkil etmek ve yol açmak adına bir imkân sayfası açabilirlerdi. “Bizim kâbiliyetimiz var. Başkalarına ne hâcet? Biz çalar biz söyleriz. Bu piyasa bize âit ve bizden sorulur!” kabîlinden davranmazlardı.

Maalesef, iş, ticâret, siyâset piyasasındaki durumumuz neyse, kültür-sanat, edebiyattaki manzaramız da bu. Tekçilik, tekelcilik. Ortaklık, birlik-berâberlik, kardeşlik-birâderlik gibi derleyici-toparlayıcı  kavramlara ve durumlara yer yok bu vâdîde.

ORDU KÜÇÜK, ONLAR BÜYÜK!

Dolayısıyla burada, hiçbir şey, kendileri dışında yazılanlar-çizilenler, olup bitenler kimsenin umurunda olmadı. Kendilerinden başka kimselerin bir şeyler yapabileceklerine inanmadılar. Yolları ve bahtları açık olsun. Ne diyelim! Elimizden ne gelir?

Ordu küçük yer. Onlar büyük! Tüm ülkeye ve hattâ tüm dünyâya sesleniyorlar. Buralar bir şey duymadan, nasıl da ulaştırıyorlar seslerini bilmem taaa nerelere! Hayret doğrusu ve bravo doğrusu.

DERGİ Mİ, SERGİ Mİ?

Bizim dergiden kastımız, elbetteki, kültür, sanat, edebiyat eksenli olanlar. Yoksa, adı dergiye çıkmış bir sürü yayın var piyasada. Bir görünüp bir yok oluyorlar serap misâli! Ya da, bir batıp kayboluyorlar. Sonra bir başka gün, bir başka isimle tekrar ortaya çıkıyorlar bir yerlerden. Onlar daha çok maddî ya da siyâsî kaygılarla çıkan, birilerinin reklâmı ve yâ birilerinden aldıkları reklâmlarla kendilerinin nemâlanması adına çıkmış, bir nevî SERGİ mâhiyetinde şeyler. Bunların lokal anlamda ilgililere arzuları istikâmetinde katkıları olabilir ama, burada çizmek istediğimiz çerçeve ve değerlendirmenin dışında yer alıyorlar.

Sözün özü, Ordu'da eli kalem tutan ehl-i insaf insanlar, uzak duranları kendi kibirleri ve yüksek seviyeleriyle başbaşa bırakıp, ilk mektep seviyesinde de olsa bir başlangıç yapma, gençlerine bu mânâda bir edep ve edebiyât sayfası açma durumundadırlar.

İHÂLESİZ İŞ, İŞ DEĞİL Mİ?

Beyler, Ordu hâlâ bunu başaracak bir ehl-i hizmet ve gayret insanı yetiştiremedi mi? İş ve siyâset adamları nerede? Onca binâlar, tesisler, siteler, ihâleler! Îmâr ve mîmar işleri tam gaz mâşâllâh! Benim merak ettiğim; hâlâ bir dergi parası kazanılamadı mı? Barajlar yapıldı, tüneller, köprüler; saymakla bitmeyecek ihâleli hizmetler! İhâlesiz hizmetleri kime ihâle ettiniz? Bu yönde gayretler ne zaman başlayacak? Sizce, böyle bir noksanlık yok mu yoksa?

Sevgili okurlar! Belki de böyle bir şey yoktur! Olsaydı, bu kadar işleri yapan, yürüten, tünellerde, kanallarda, dağlarda, derelerde ömür çürüten, ihâle ihâle ayak sürüten insanlar bunu illâki görürlerdi! Bizimkisi bir hüsnü kuruntudan, halisünasyon mu ne diyorlar, belki de onun gibi birşeyden ibârettir yalnızca! Sizler ne dersiniz?

Gerçi, sizler ne derseniz deyin, bizler ne dersek diyelim; öndekiler daha iyi bilmeselerdi,

önde olmazlardı. Geride kalan câhiller de böyle âh ü efgân dolu günde olmazlardı ves'selâm!..

 


ORDU HAYAT GAZETESİ

05.01.2011

  # Yorum Yaz #

İsim :

Yorum :
(Max. 400 Karakter)

 
» Benzer 5 Konu
 Konu Başlığı Tarih Okunma
  - İŞTE SANA CENNETİN ANAHTARI 3/25/2012 2369
  ..GİDİYOR HÂTIRALAR... 3/26/2012 1684
  10 OCAKtan 12 EYLÜLe YÜRÜYENLER... 3/26/2012 1800
  17 YIL ÖNCE BU GÜN 3/26/2012 1899
  28İNDEN 22SİNE ŞUBAT DEFTERİ 3/25/2012 1877

En Çok Okunanlar Son Yorumlananlar Hakkımda
POPÜLER MASONLAR ORDUDA (7140)
AKROSTİŞ YAZILARI (5512)
FOTOĞRAF-NÂME (5186)
MODA-NÂME (5064)
EYMÜR-NÂME 2 (4928)
EYMÜR-NÂME 1 (4652)
Bedford-nâme (4624)
Nûri KAHRAMAN (4617)
EYMÜR-NÂME 3 (4590)
BAYRAMLAŞALIM DOSTLAR! (3949)
ÜÇ ÖZTÜRK, BİR MEVLÂNÂ.. (1)
CHP-NÂME (1)
GACAROĞLU AHMET EFENDİ (1876-1962) (1)
FOTOĞRAF-NÂME (4)
37 YIL ÖNCESİ, KÖYDE BU GÜN.. (1)
NASIL BİR İL BAŞKANI? (1)
ERKAN TEMİZ BEYİN TELEFONU (1)
BİZ DE İMAM-HATİPLİYİZ Sn. ADİL AKYURT (1)
MODA-NÂME (3)
AKROSTİŞ YAZILARI (4)
 

Www.GirdapTasarim.Com Tarafından Hazırlanmıştır...